DHA
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 2011 10:59
Çapraz nakil yöntemiyle birbirlerinin eşine böbreklerini bağışlayan Arnavutluk'tan Shkendr Hoxha (45) ve Türkiye'den Sultan Bacacı (37), uluslararası “böbrek kardeşi” oldu.
Arnavutluk'ta ev hanımı Shkendr Hoxha, eşinin, 15 yıl önce de Türkiye'de bir böbrek nakli geçirdiğini söyledi. Hoxha, babasının bağışladığı bu böbreğin ömrünü doldurması nedeniyle yeniden Türkiye'ye geldiklerini kaydetti. Hoxha, Arnavutluk'ta nakillerin yeni başladığını ve böbrek bağışının fazla olmadığını ifade ederek, “Medicana Hastanesine çapraz nakil için ismimizi yazdırdık. Annesi çok yaşlı olduğu için riske girmesini istemedik. Ben hem daha gencim hem de eşimi çok seviyorum. Ben kendi kendim böbreğimi vermeye karar verdim. Şimdi çok memnunuz” dedi.
Ameliyattan bir gün önce Türkiye'deki çiftle sohbet ettiklerini anlatan Hoxha, kendi sağlık durumunun iyi olduğunu ve eşinin böbreğinin çalışmasından başka bir şey istemediğini söyledi. Hoxha, her insanın elbette yaşamak istediğini belirterek, insanları organ bağışında bulunmaya çağırdı.
Türkçeyi hastanelerde zorda kaldığı için öğrendiğini ifade eden Hoxha, bu dili ilk nakilde çok bilmediğini, doktorlara ve hemşirelere bir derdi olduğunda anlatamadığını, daha sonra yavaş yavaş öğrendiğini ve yeni nakilde zorluk yaşamadığını söyledi.
Sultan Bacacı da eşinin 10 sene diyalize girdiğini, annesinin şeker hastası olması, kardeşinin de böbreğinin uymaması nedeniyle çapraz nakile başvurduklarını kaydetti. Eşinin, sürekli diyalize gidip gelmesine dayanamadığını belirten Bacacı, eşinin diyalize girdikten sonra tansiyonunun yükseldiğini, halsiz kalıp, kaşıntılarının arttığını ve gözünün önünde eriyip gittiğini ifade etti.
Bacacı, kendisinin sağlıklı olduğunu ve eşine böbreğini verebileceğini söylediğini anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Eşim tekstil firmasında çalışıyordu. Üç ortaktı. 10 sene idare etti. Sonra 'Dayanamıyorum bırakacağım' dedi. Üç yıldır eşim çalışmıyor. Ben 3 yıl boyunca ev işlerine gittim. Diyalizden dolayı emekli maaşımız da vardı. Ben böbreğimi verdiğim için mutluyum.”
Bacacı, eşi İsmail Bacacı'ya (45) uygun böbreğin 10 sene sonra Arnavutluk'taki Shkendr Hoxha ile uyumlu çıktığını belirterek, 1 Mart'ta çapraz nakil ameliyatının iyi gerçekleşmesinden dolayı çok mutlu olduklarını, şimdi sağlıklarına kavuştuklarını ve daha iyi olacaklarını ifade etti.
Arnavutluk'taki aileyle görüşmeye devam edeceklerini anlatan Sultan Bacacı, “Biz artık böbrek kardeşi olduk. Bir hastanın hayatını kurtarmak çok önemli. Herkesin organ bağışında bulunmasını istiyorum. Biz kendimizi şanslı hissediyoruz” dedi.
İsmail Bacacı da 2000 yılında böbrek şikayetlerinin olduğunu, bir yıl sonra diyalize bağlandığını ve diyalize başlar başlamaz nakil için Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine gittiğini söyledi. Bahçelievler Medicana Hastanesine de kadavra nakli için yazıldığını belirten Bacacı, “Eşime çapraz nakil isteğimi söyledim, o da kabul etti. Yaklaşık bir sene çapraz nakil için bekledik. Ameliyat öncesinde bir hazırlık geçirdik. Ameliyatta da önce eşlerimizin böbrekleri alındı, sonra bize dikildi. 10 senedir diyalize giriyordum. Şu anda kendi adıma da eşimin böbreğini verdiği Perparim Bey adına da çok mutluyum” diye konuştu.
Bacacı, Türkiye'de böbrek ameliyatını devletin karşıladığını ifade ederek, iyi olduktan sonra çalışmayı düşündüğünü anlattı. “Böbrek veren iki eşe de teşekkür ediyorum. Eşimle önceden mutluyduk, şimdi daha da iyi olacağız” diyen Bacacı, “Eşimin de böbrek rahatsızlığı olsa ben de düşünmeden verirdim” dedi.
İsmail Bacacı, organ bağışının Türkiye'de yok denilecek kadar az olduğunu belirterek, herkese organlarını bağışlamalarını tavsiye ettiğini ve böbreklerin bir başkasında yaşamasının çok önemli olduğunu aktardı. Bacacı, Arnavutluk'taki aileyle görüşmeye devam edeceklerini söyledi.
Perparim Hoxha (47) da baş ağrısı şikayetiyle doktora gittiğinde tansiyonunun yüksek çıktığını belirterek, sebebinin araştırıldığında böbreğinin bozuk çıktığını, 15 sene önce nakil yaptırdığını, nakil böbreğin ömrünü doldurduktan sonra çapraz nakil için yazıldığını ve sadece nakil için 2 ay böbrek beklediğini kaydetti.
Türkiye'deki hastanelerden memnun kaldığını ifade eden Hoxha, “Yurt dışındaki herkese tedavi için Türkiye'ye gelmesini tavsiye ediyorum. Burada birçok çare bulabilirler” dedi. Hoxha, Türkiye'nin nakiller konusunda çok yardımcı olduğunu ve yılda yaklaşık 20 kişinin Arnavutluk'tan Türkiye'ye tedavi için getirildiğini, kendilerinin de bu şekilde gelebildiklerini söyledi.
Arnavutluk'a döndükten sonra tahlilleri maille göndereceğini belirten Hoxha, ameliyata giren Prof. Dr. Hasan Taşçı, Op. Dr. Sarper Işıksel ve nefrolog Prof. Dr. Alattin Yıldız'a teşekkür etti.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Medicana Hastanesi Böbrek Nakil Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Hasan Taşçı, “Bu çapraz nakilde, iki eş kocalarına böbreklerini vermek istiyor, ancak doku uyuşmazlığı nedeniyle bağışta bulunamıyordu. Biz de dokuları uyan kişilerin, çapraz şekilde nakillerini gerçekleştirdik” dedi.
Her nakilde, nüfus müdürlüklerinden yakınlık derecelerini belgelendirdiklerini anlatan Taşçı, sadece 4. dereceye kadar yakınlıklarda canlı organ nakli yapabildiklerini anlattı. Prof. Dr. Hasan Taşçı, normal şartlarda bir canlıdan, bir de beyin ölümü gerçekleşen insanlardan organ nakli yapabildiğini belirterek, gelişmiş ülkelerde organ naklinin yüzde 80'inin kadavradan, yüzde 20'sinin canlıdan yapıldığını, Türkiye'de ise yüzde 20'sinin kadavradan, yüzde 80'inin canlıdan alındığını söyledi.
Her yıl yeni diyaliz hastalarının topluma eklendiğini ifade eden Taşçı, canlı nakillerde doku uyum sorunu yaşadıklarını ve son zamanlarda bir çözüm olarak, çapraz nakillerin gündeme geldiğini kaydetti. Prof. Dr. Taşçı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bir hastanın akrabası, yakını organını vermek istese de doku uyumsuzluğu var. Bir başka hastada da aynı durum söz konusu olduğunda, iki hastaya yakınlarının organları değiş tokuş yapılıyor. Buna da çapraz nakil deniliyor. Bu nakilde hastaların yaşlarının, dokularının, risklerinin denk olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Hastalardan birinin vazgeçmesini önlemek için de aynı anda ameliyata alıyoruz.”
Çapraz naklin yapılma amacının, bekleyen hasta listesini azaltmak olduğunu anlatan Taşçı, bu listedeki hastaların, bir kısmının bir yıl sonra hayatını kaybettiğini ve bu sebeple listeye ölüm listesi denildiğini aktardı.
Taşçı, canlı ve çapraz nakillerle bu açığı kapatmaya çalıştıklarını belirterek, kadavradan organ naklinin, diğer ülkelerin seviyesine ulaştırılması gerektiğini kaydetti.
Çapraz nakil ameliyatının gerçekleştirildiği Bahçelievler Medicana Hastanesinin Başhekimi ve genel cerrahi uzmanı Op. Dr. Sarper Işıksel de diyalizin, hastaların hayatlarını devam ettirmesinde önemli rolü olduğunu, ancak bir böbreğin fonksiyonlarını tam olarak yerine getiremediğini belirterek, “Bir böbreğin yerini alabilecek tek şey bir başka böbrektir” dedi.
Kişinin vericisi yoksa ve kadavra listesinden de böbrek gelmiyorsa başka bir çözüm olarak çapraz nakilin gündeme geldiğini ifade eden Işıksel, bu yöntem ile daha çok insanın daha çok böbrek bularak, sağlığına kavuşturulmasının sağlandığını ve iyi bir yöntem olduğunu söyledi.
Işıksel, hastalar ve vericilerin bir havuzda toplanarak, buluşturulduğunu aktararak, bu çapraz nakilde aynı anda 4 kişinin ameliyata alındığını ve sonucunun “yüz güldürücü” olduğunu kaydetti. Organ bağışında bulunan Sultan Bacacı ve Shendr Hoxha'da herhangi bir sağlık problemi beklemediklerini ve taburcu olduklarını belirten Işıksel, onların sıradan bir ameliyat geçirmiş kadar sağlıklı hale geldiklerini ifade etti.
Işıksel, alıcıların durumunun, vericilerden çok farklı olduğunu anlatarak, “Böbrek nakli geçirmiş bir insan demek, vücuduna yabancı bir cisim konulmuş bir hasta demek. Vücuda konulan herhangi bir cisim mutlaka vücut tarafından bir isyanla karşılanır ve atılmaya çalışılır. Vücutların, ameliyattan sonra bu organı kabul ettiğinden emin olana kadar hastalarımız tedavi görür ve sık sık kontrol edilir” diye konuştu.
Işıksel, canlı nakillerin belli bir sınırı olduğunu ve kadavradan organ bağışının artması gerektiğini belirterek, Türkiye'nin organ bağışı konusunda geride kaldığını ve halkın bu konuda bilinçlendirilmesinin önemli olduğunu kaydetti.