Güncelleme Tarihi:
İsrail-Türkiye ilişkilerindeki en kritik gün bugün.
Mavi Marmara olayıyla gerilen ilişkiler, bugün resmen “dondurulabilir”.
Bunun nedeni ise Ankara’nın uzun süredir beklediği Mavi Marmara konusundaki Birleşmiş Milletler raporu.
Rapor, bugün resmen açıklanacak. Ama tam metni sızdı bile.
Ve Türkiye açısından durum tespiti:
BM, TÜRKİYE’NİN İSTEKLERİNİN ÜÇTE İKİSİNİ GEÇERSİZ KILDI
Doğrusu hiç parlak değil. Çünkü Mavi Marmara olayından sonra Türkiye’nin İsrail’den resmen “yapmasını istediği” üç unsurdan ikisini, BM “gereksiz” bulmuş durumda.
Şöyle ki;
Türkiye’nin İsrail’den Mavi Marmara sonrasında ilişkilerin düzelmesi için üç adım atmasını istemişti;
1- Mavi Marmara ölümleri için Türkiye’den resmen özür dilensin
2- İsrail, Gazze’ye yönelik uyguladığı haksız ve tek taraflı ambargoyu derhal kaldırsın
3- Mavi Marmara kurbanlarına tazminat ödensin
Oysa BM raporundan, Ankara’nın bu üç beklentisi konusunda çıkan sonuç şu;
1- İsrail’in Mavi Marmara kurbanlarının ailelerine yönelik “uygun bir dille üzüntüsünü ifade etmesi gerekir”. Bu ifade, Türkiye’nin “resmi özür” isteğinin çok gerisinde kalıyor. Zaten BM raporu daha açıklanmadan Türkiye ile İsrail arasında yapılan görüşmelerde, İsrail tarafı, “üzüntülerini” bildirmeyi önermişti. Ancak bu öneri Türkiye tarafından reddedilmişti. Şimdi BM de, Türkiye’nin reddettiği bu yöntemin “uygun yöntem olacağını” vurguladı.
2- BM, Türkiye’nin “kaldırılsın” dediği İsrail’in Gazze’ye yönelik uyguladığı ambargoyu da “haklı” buldu. Raporda, . “Gazze’ye silah girmesinin engellenmesi için deniz ablukası yasal bir güvenlik önlemidir” denildi.
3- BM’nin Türkiye’nin taleplerinden “haklı” gördüğü tek adım, İsrail’in kurbanlara tazminat ödemesi isteği.
TÜRKİYE'NİN GECE YARISI HAMLESİ |
TÜRKİYE RESMEN NATO FÜZE SAVUNMA SİSTEMİNDE RADARLAR, TÜRKİYE'YE KONUŞLANDIRILACAK GECE YARISI BİLDİRİSİ, ABD'Yİ İSRAİL KONUSUNDA SIKIŞTIRMAK İÇİN Mİ? Türkiye, İsrail ile ilişkilerinde dönüm noktası oluşturacak BM Mavi Marmara raporunun resmen açıklanmasından bir gece önce, önemli bir dış politika hamlesi yaptı; Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı bir açıklama ile, Türkiye'nin NATO füze savunma sisteminde yer alacağı resmen açıklandı. Açıklamada, Türkiye'nin sistemin en kilit parçası olan erken uyarı radarlarına ev sahipliği yapacağı vurgulandı. Ancak bu açıklamanın zamanlaması manidar; Açıklama, gece yarısı, birdenbire, tam da BM'nin Mavi Marmara raporunu açıklamasından saatler önce yapıldı. Yine zamanlama konusunda bir başka not; BM'nin Mavi Marmara raporu resmen açıklanmadan önce basına sızdı. Bunun üzerine, Libya toplantısı için Paris'te bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüştü. ABD'nin son dönemde Türkiye'den en büyük talebi, NATO füze savunma sistemlerinde radarların Türk topraklarına yerleştirilmesiydi. İşte, Dışişleri'nin "gece yarısı" yapılan "radarları kabul ediyoruz" açıklaması da, tam Davutoğlu-Clinton görüşmesinden sonra gerçekleşti. Bu da akıllara, "Türkiye, İsrail'i ABD aracılığıyla sıkıştırmak için, elindeki diğer dış politika kozlarını mı oynuyor" sorusunu getirdi. |
BM, TÜRK HÜKÜMETİNİ DE SUÇLU BULDU
Raporun ilginç kısımlarından biri de, BM’nin Mavi Marmara’nın açılması konusunda Türk hükümetini adeta “suçlu” ilan etmesi. Çünkü raporda, Türk hükümetinin İsrail ambargosunu delmek için Gazze’ye giden Mavi Marmara’yı durdurmak için bazı gayretlerde bulunduğu, “daha fazla çaba gösterilmesinin de mümkün olduğu” vurgulandı. Yani BM, “Türk hükümeti elinden geleni yapıp, Mavi Marmara’yı durdurmadı” mesajı verdi.
RAPORDA İSRAİL’İ RAHATSIZ EDEN UNSURLAR
BM raporunda İsrail’i rahatsız eden unsur ise, Mavi Marmara’ya müdahale eden İsrail askerlerinin “aşırı ve mantık dışı” güç kullandığının ifade edilmesi. Raporda, Mavi Marmara’ya müdahale eden İsrail askerlerinin, “organize ve şiddet içeren bir direnişle karşılaştıkları”, bununla mücadele ederken “güç kullanmalarının gerekli olduğu” ifade ediliyor. Bununla birlikte, İsrail askerlerinin müdahalede “aşırı ve mantık dışı” oranda güç kullandıkları vurgulanarak, “adli tıp raporları, kurbanların birkaç kez, arkadan ve yakından vurulduklarını gösteriyor” denildi.
TÜRKİYE ŞİMDİ NE YAPACAK?
Peki, gelinen bu noktada Türkiye ne yapabilir?
1- Ankara, İsrail’e büyükelçi göndermeyerek “fiilen” düşürdüğü diplomatik ilişkileri “resmen” de düşürebilir. Hatta İsrail’le diplomatik ilişkilerin “dondurulması” bile söz konusu olabilir.
2- Tüm uluslararası arenada İsrail aleyhine yaptığı haksızlıklar konusunda bir kampanya başlatılır. Bu çerçevede, Türkiye etkinliğini kullanarak, İsrail’i kendisinin doğrudan taraf olmadığı konularda da sıkıştırma yoluna gidebilir. Mesela, İsrail’in en çok önem verdiği konulardan biri, Hüsnü Mübarek sonrası Mısır yönetiminin İsrail ile Mısır arasında barış anlaşmasını resmen kabullenmesi. Türkiye, bunun “olmaması için” Mısır’daki yeni yönetim üzerindeki etkinliğini kullanmayı deneyebilir.
3- Türkiye, taraf olduğu uluslar arası yargı kuruluşlarında “devlet olarak”, taraf olmadıklarında ise Mavi Marmara kurbanlarının ailelerinin açacağı davalarla, İsrail’e karşı bir uluslar arası hukuk savaşı başlatabilir. Bu çerçevede, başta Mavi Marmara olayı meydana geldiğinde görevde olan İsrail Başbakanı ve Savunma Bakanı olmak üzere, İsrailli yetkililer aleyhinde kişisel “ceza davaları” açılabilir. Ayrıca kurbanların ailelerinin de yine uluslar arası mahkemeler aracılığıyla tazminat ve özür talebinde bulunmaları sağlanabilir.
4- Türkiye ile İsrail arasında halen var olan, askeri ihaleler de dahil, tüm ihaleler dondurulabilir. (Türkiye ile İsrail arasındaki yıllık ticaret hacmi yaklaşık 2.6 milyar dolar civarında. Bunun yaklaşık 1.8 milyar dolarını askeri ihaleler kapsıyor)