Blairler’de anlaşmazlık pazarlıkla çözülüyor

Güncelleme Tarihi:

Blairler’de anlaşmazlık pazarlıkla çözülüyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 03, 2011 00:00

Cherie Blair eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’in eşi. Eşinin başbakanlığında başarılı bir avukat, dört çocuk annesi, eşinin arkasında değil yanında duran bir First Lady olarak çok konuşuldu.

Haberin Devamı

Eşinin görevi bittikten sonra kurduğu Cherie Blair Vakfı’yla şimdi kadın haklarına el atıyor. Cherie Blair, Vodafone Vakfı’nın davetiyle geçen hafta Türkiye’deydi. Biz de Blair’in son projesi ‘teknoloji ve kadın’ı konuştuk. Bu arada Londra’daki eski evleri Downing Sokağı, 10 numaradaki, yani başbakanlık konutundaki hayatlarına da göz attık

Eşiniz Tony Blair’ın başbakanlığından sonra 2008’de kurduğunuz Cherie Blair Vakfı’yla ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
- Kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları için çalışıyoruz. Kendi işlerini kurmalarına yardım ediyoruz. Böylece kendi ayakları üstünde durup kendi kararlarını verebilirler. Finansal bağımsızlık ve eğitimle 20’nci yüzyılda kadınların çok ilerlediğine şahit olduk. Bunu devam ettirmek istiyoruz. Bu bağlamda mobil teknolojilerin de çok faydası var. Şu an tüm dünyanın yüzde 90’ı, kırsal alanların da yüzde 80’inde mobil şebeke ağı mevcut ama kullanımda kadınlarla erkekler arasında eşitsizlik var.
Başını sokacak ev bulamayanlar varken mobil teknolojilerde eşitliği sağlamak için çalışmak ne kadar doğru?
- Şubat 2010’da bu konuyla ilgili bir konferans verdiğimizde İngiliz gazetelerinde tümüyle aklımı kaçırdığıma dair eleştirel yazılar yazılmıştı! Oysa kaçırılan bir nokta var: Afrika’daki yoksul insanların çoğu cep telefonu kullanıyor. Çünkü cep telefonları orada çok ucuz. Ev satın alabilecek imkanları yok; hatta bazılarının bir telefonu bile yok ama sim kartları var. Bence cep telefonu yoksul insanların bilgisayarı. İnternetin büyük dünyasına ilk adım cep telefonlarından geçiyor.
Cep telefonu hayatlarında nasıl bir fark yaratabilir?
- İnternetin hayatımızda yarattığı kolaylıklara bakın. Teknolojinin az gelişmiş veya gelişmemiş yerlerdeki kadınlara da yardım etmelerini istiyorum. İnternet pahalı ama cep telefonları değil. En ucuz mobil iletişim yolu SMS kullanmak. SMS’le bilgi alışverişinde bulunabilir, telefonu kullanma becerileriyle kendilerini geliştirebilir, okuma yazma seviyelerini ilerletebilirler. Ayrıca onlara SMS atarak sağlıkla, beslenmeyle, temizlikle ilgili bilgi verebiliriz.

Haberin Devamı

ÖZGÜR TERCİH ÖNEMLİ

Haberin Devamı

Türkiye’deki durum nedir?
- Şu an cep telefonu kullanım oranlarıyla ilgili bir araştırma yapıyoruz. Sonuçlar gelene kadar tam bilgim yok ama tahminimce Doğu’da telefon kullanım eşitliği daha azdır. Araştırmalarda kadınların cep telefonu sahibi olamamasının nedenlerinin başında fiyat geliyor. Kadınlar, dünyadaki fakirlerin üçte ikisini oluşturuyor. Bir diğer neden de kültürel yapılar. Mesela Kuzey Hindistan’da aile büyükleri genç kızların cep telefonu kullanmasını istemiyor. Çünkü kızlar, genç erkeklerle konuşup kendilerine seçilen koca adaylarını beğenmiyormuş. Bu gibi şeyleri eminim Türkiye’de de bulabilirsiniz.
Vakıf çalışmalarınızın büyük bölümünü Ortadoğu’da sürdürüyorsunuz. Türkiye’yi de işin içine katarak Ortadoğu’daki kadın haklarıyla ilgili bir değerlendirmede bulunabilir misiniz?
- Bu sizi şaşırtabilir ama Ortadoğu’da çok sayıda güçlü ve bağımsız kadın var. Ancak her zaman yüzlerini görmüyor, seslerini duymuyorsunuz. Bu kadınları özellikle iş dünyasında bulmak mümkün. Kadınlar iş yapıyor ama politik güçleri yok. Batı dünyasındaki gibi eşitlik kanunları bulunmuyor. Kuzey Afrika’da neler yaşandığına bir bakın. Artık sadece erkekler değil, kadınlar da sokaklara dökülüyor.
Kız kardeşiniz İslam dinine geçti ve başını örttü. Siz de başınızı örter miydiniz?
- Ben yapmazdım ama bu onun tercihi. Baskı altında kalmadan yapılan hiçbir tercihten rahatsızlık duymam. Fakat kadınların ve erkeklerin bu konuyla ilgili özgür tercih yapabilme hakkını devlet sağlamalı.

Haberin Devamı

BAŞBAKANLIK BİTTİ EŞİTLİK GELDİ

Hem iyi anne hem iyi eş hem başarılı bir kadınsınız. Nedir bunun sırrı?
- Her kadın gibi tüm bu rollerin hepsinde çok daha başarılı olabileceğimi düşünüyorum. Her şeyi bir arada yapabilirsiniz ama aynı anda yapamazsınız... Hayatınızda öyle zamanlar vardır ki aileniz için işten, iş için ailenizden fedakârlık yaparsınız. Benim hayatımda da bu böyle oldu. Fakat her şeyden önce eşinizi desteklemelisiniz.
Eşiniz Tony Blair İngiltere Başbakanı’yken, onun arkasındaki değil yanındaki kadındınız. Güçlü bir erkeğin yanındaki güçlü kadın olmayı nasıl başardınız?
- Başbakan olmasa bile Tony’nin hep güçlü bir karakteri vardı. İkimiz de hukukçu olduğumuzdan anlaşamadığımız konularda pazarlığa otururduk. Fakat başbakan seçildikten sonra işler değişti. O birdenbire ülkenin lideri oldu. Mesela saat 19.00’da eve gelip yemek yiyeceğine dair mesaj alırdım. Ayrıca küçük oğlumuz Leo’yu yatırmak isterdi. Leo’yu ona göre hazırlardım. Sonra saat 20.00’ye kadar gelmezdi; yemek soğur, çocuk çoktan uyurdu. Ama gelip “Üzgünüm geç geldim çünkü ABD Başkanı’yla telefondaydım” dediğinde buna verilecek cevap bulamıyorsunuz. O başbakanken kartlar onun elindeydi. Ama artık değil ve ben de ona bu durumu hatırlatıyorum.... Şimdi daha eşit bir konumdayız. Fakat nihayetinde başarılı evlilikler fedakârlıkla devam eder. Bir sefer siz, diğer sefer karşı taraf kazanır.

Haberin Devamı

KRALİÇEYE TAVIR KOYMADIM

Hayat First Lady’ken mi daha kolaydı, şimdi mi?
- Şimdi daha rahatım çünkü açık konuşmayı seven biriyim. Eşim başbakanken daha diplomatik davranmam gerekiyordu. Bunu her zaman başaramıyordum. O zaman sarf ettiğiniz her söz İngiliz hükümetinin görüşü gibi algılanıyordu. Gerçi onunla yaşamayı da öğrenmiştim ama artık politik anlamda sözlerimin hiçbir önemi yok. Ben hiçbir zaman politikacı değildim. Hep avukattım.
2006 yapımı Kraliçe (Queen) filminde kraliçeye tavır koyan bir karakter gibi görülüyorsunuz. Filmdeki gibi bir sahne gerçekten yaşandı mı?
- Filmi çok beğendim, Helen Mirren harika bir oyuncu. Ama hayır, filmdeki gibi bir tavır koyma hiç olmadı. Kraliçeyle gayet iyi anlaşıyoruz. Onun kendini ülkeye adama şekline hayranım. Göz önünde olmanın en kötü yanı bu; insanlar televizyonda veya filmlerde gördükleriyle hakkınızda bir fikirleri olduğunu düşünüyor. Oysa durum hiç böyle değil.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!