Emre ÖZPEYNİRCİ
Oluşturulma Tarihi: Mart 13, 2002 01:24
İngiltere'de İşçi Partisi ve Başbakan Tony Blair için ‘‘kutsal’’ olarak kabul edilen Granita adlı restoranı Sofra Restoranları'nın sahibi Hüseyin Özer tarafından satın alındı.
İngiliz basını konuya geniş yer veriken, ‘‘İşçi Partisi'nin kutsal yeri, artık başka ellere geçti’’ yorumunu yaptı. İngiltere'de, İşçi Parti'sinin ve özellikle Tony Blair'in 1990'lı yıllarda önemli politik kararları aldığı kutsal yeri olarak kabul edilen Granita restoranını, Hüseyin Özer isimli bir Türk satın aldı. İngiltere politik tarihinde önemli bir yeri olduğuna inanılan Granita Restoranı’nın satılması İngiliz kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, Londra Sofra Restoranlarının da sahibi olan Özer ile bir çok yayın kuruluşu röportaj için sıraya girdi. İngiltere'nin restoranlar ve otellerle ilgili yayın yapan en büyük dergisi Caterer&Hotelkeeper, bu ayki sayısında ‘‘Granita'yı alan adam’’ başlığıyla Hüseyin Özer'i kapak yaparak geniş yer ayırdı. Dergi, İşçi Partisinin kutsal yerinin artık başka ellere geçtiğini belirterek, Türk göçmen Özer'in iş hayatının umumi tuvaletlerde yaşayarak başladığını kaydetti.
Haberde, İngiltere politikasının 1990'lı yıllardaki en önemli mekanı olan Granita'da Başbakan Tony Blair ile Hazine Bakanı Gordown Brown'ın İşçi Partisi liderliğinin belirlendiği kaydedilirken, Özer'in Granita'yı satın almasıyla sadece restoranı değil İngiltere'nin politik tarihininin bir bölümünü de aldığı belirtildi. Haberde modern Avrupa yemekleri, ünlü Chardonnay şarapları ve mobilyalarıyla politikanın önemli bir merkezi olan Granita'nın eski sahibi Vicky Leffman'ın ‘‘Granita'nın tarihi satın alınamaz. İnternete girip Blair+Brown+Granita diye arama yaptığınızda gazete ve dergilerde yer alan yüzlerce
haber bulacaksınız. Restoranın bu önemli tarihi parayla satın alınamaz’’ görüşlerine de yer verildi.
Ancak Özer'in Lefman'dan daha fazla restoranın geçmiş tarihine önem verdiği belirtilen haberde, Özer'in, ‘‘Restoranın ismini ve şeklini değiştirmeyeceğim. Neden değiştireyim ki? Tam tersine bugünkü yapısını korumaya çalışacağım’’ görüşüne yer verildi. 11 yaşında annesinin bir arkadaşından 20 lira borç alarak doğduğu Tokat'tan Ankara'ya tek gidiş otobüs bileti alan Özer çocukluğunu şöyle anlatıyor: ‘‘Beş parasız Ankara'ya gittim ve bana kimse çocuk olduğum için iş vermedi. Ancak daha sonra sadece
yemek için çalışacağım bir iş buldum. Para kazanmıyordum ama hiç olmazsa aç kalmıyordum. Önceleri umumi tuvaletlerde daha sonraları kömürlüklerde uyudum. Biraz para kazanmaya başlayınca bir ailenin yanında oda kiraladım İlk önceleri yürüyerek pizza dağıtımı yapıyordum daha sonra restoranlarda komi ve aşçı yamağı olarak çalışmaya başladım.’’
‘‘Lokantacılığa aç olduğum için başladım. Yiyeceğe ihtiyacım vardı’’ diye konuşan Özer, ‘‘Annemin arkadaşından aldığım 20 lira borcu 6 ay sonra 40 lira olarak hemen ödedim. Çünkü onu sevmiyordum’’dedi. Granita'yla birlikte Özer'in şu anda 7'si Londra'da, 3'ü Türkiye'de, birisi Dubai, diğeri de Helsinki'de olmak üzere 12 restoranı bulunuyor. Bu restoranlarının 10'u Sofra ismiyle faaliyet gösterirken biri Özer ismiyle diğeri de Graniti ismiyle faaliyet gösteriyor.
En fazla kárı ben sağlıyorumHüseyin Özer, İngiltere'de en fazla kár eden restoranların kendisine ait olduğunu belirterek, ‘‘Ömrümün sonuna kadar restoran açmaya devam edeceğim. Benim işim bu. Bu işi o kadar seviyorum ki tüm paralarımı vakfa bağışlayıp yeniden restoranlarda çalışırım’’dedi. Türkiye'nin İngiltere'deki en büyük kültür elçisi olduğunu söyleyen Özer, ‘‘Türk kültürünü Türk mutfağını İngiltere'ye tanıtıyorum ve İngiliz halkı Sofra restoranlarını çok beğeniyor. Ben futbol fanatikleri gibi Sofra fanatikleri yaratmak istiyorum’’ diye konuştu.
Granita'yı alarak farklı bir marka altında da restoran zincirleri açacağını kaydeden Özer, ‘‘Granita markasıyla Sofra ve Özer'den sonra üçüncü markamı da oluşturdum. Bu sene sonunda hedefim Granita'yla 12 olan restoran sayısını 15'e çıkartmak. Londra dışında Amerika, Avrupa ve Türkiye'de de restoranlar açacağım’’ dedi.