Sibel ARNA
Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 2003 01:53
BKM'nin sırrı nedir?
- Birinci madde, yazdığım metinler. Tiyatronun en büyük sıkıntısı bu. Eğer o tiyatronun sahibi yazmıyorsa, yazara yatırım yapmak gerekir. Bunu yapmazlarsa, seyirciye hiçbir şey vermeyen yabancı metinlerle sahneye çıkmaya devam ederlerse, sonuç kaçınılmazdır.
Diyelim ki sizi Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğüne getirdiler, hiç çeviri oyun sahneye koymaz mısınız?
- Olmaz öyle şey. Dünyanın ortak kültürünün bir parçası olan Shakespeare'i görmezden gelemezsiniz. Ama ben muhakkak o tiyatronun kendi yazarlarının olması gerektiğini düşünüyorum. Üstelik devletin buna gücü var. Trabzon Devlet Tiyatrosu, bir Trabzonlu'nun yazdığı metni oynayabilir. Ama bizde Trabzon'daki Erzurum'da, Erzurum'daki Ankara'da oynanıyor. Ve hiçbiri de bir gün iş yapmıyor. Üstelik onlar üç milyon lira.
Mesela Nedim Saban tatlı satıp, kazandıklarını tiyatroya yatırdığını söylüyor. Siz de benzer sebeplerle mi reklamlarda oynuyorsunuz?
- Eee şüphesiz. Ama hangi ürünün reklamında oynadığın çok önemli bana göre. İnsan kamuya bir şey önerirken, bazı ilkeleri gözetmeli. Yaptığım işlere parasal olarak en büyük destek reklamlardan geliyor. Sadece tiyatrodan kazanılanla orada çalışan 60 kişiyi geçindirmek mümkün değildir.
Reklam senaryolarını kendiniz mi yazıyorsunuz?
- Son senaryoyu Ali Taran yazdı. Ben bazı eklemeler yaptım ama fikir Ali Taran'ın. Ali oyunu izledi ve Adnan karakterini kullanmaya karar verdi. Ama daha önceki Mükremin'li reklamları ben yazmıştım.
Adnan karakterini yazarken bunun reklamı da olur diye hiç düşünmediniz mi?
- Aslında bazen böyle düşünmek gerekebilir, ama ben hiç böyle düşünmedim. Çünkü Yılmaz Erdoğan olarak da reklam potansiyelim var.
Televizyon için yeni projeler var mı?
- İki senaryo yazdım. Birinin adı Ölümsüz Aşk. Çok özel bir mahalle öyküsü. Yöneteceğim ama oynamayacağım. Benim oynayacağım başka bir sitcom yazdım. İkisini de yeni yayın dönemi için düşünüyorum. Bu arada yeni tek kişilik şovum da hazır. Adı 'Adım Yılmaz' olacak büyük ihtimalle. Tamamen kişisel, yaşadıklarımı anlatacağım.
Vizontele 2 ne durumda?
- Yazıyorum, ağustos gibi çekimlere başlamayı düşünüyoruz.
Özel hayatınızda neler oluyor?
- Hiçbir ilişkinin sahici olmadığını ve giderek çok ağır bir yalnızlığa itildiğimi düşünüyorum. Bu kavgalar, bu sahte arkadaşlıklar, sahte ilişkiler beni çok yormaya başladı. İlişkilerimde başarılı olamıyorum. Herhangi bir karşı cinsle beraberken aynı zamanda sürmanşetsen, (bu iki tarafın da ünlü olduğu ilişkiler için geçerli) iki taraf da bir aşka sığmayacak hesaplar yapmak zorunda kalıyor. Bu ilişki duyulursa benim için iyi mi olur, kötü mü olur, diye düşünüyor.
İlişkiye son noktayı koyan siz misiniz?
- Genellikle 'Bu artık bitsin' diyen benim. Bunu çok çabuk görüp, söylemeye başladım artık. Bana çapkın diyorlar. Çapkın olsam bunla uğraşmam ki. Çapkın adamın bu kadından memnun muyum, diye bir sorunu olmaz. Kurduğum ilişkiler artık birbirine benzer bir hale gelmeye başladı ve 'Merhaba' dedikten sonra eve kapanıyoruz. Oysa bir insan diğerini hayatın içinde tanır. Benim öyle bir şansım olmuyor.
Ünlü insanlarla birlikte olmasanız...
- O da çözüm değil. Bir kere kalbime söz geçiremiyorum. Hem benim birlikte olduğum kadın iki hafta sonra ünlü oluyor.
Aşık olabiliyor musunuz?
- İşte asıl sorun o. Aşk olmadığı için bunları konuşuyoruz. Aşk olsa hesap da olmaz.
AFİFE JALE ÖDÜL SEÇİMİNE FENA HALDE KIZIYOR
Altan (Erkekli) o oyunda muhakkak bir ödülü hak ediyordu. Ama Altan'ın aday gösterildiği kategori (en iyi müzikal komedi oyuncusu) yanlış. O oyunda komik olan karakter benim. Anlamadım. Bu sene Türkiye tiyatrosundaki en büyük hadise ‘‘Bana Bir Şeyhler Oluyor’’du. Seyirci kapasitesi ve her bakımdan. Ama benim bildiğim bir ödül var. O da bilet. Kapıdan alınıyor. BKM'nin tiyatro dışı değerlendirilmesine, cenah olarak görülmesine kızıyorum. Oysa Türk tiyatrosunu kurtarmak istiyorlarsa, BKM'yi model olarak alabilirler. Eğer ben onların kıstaslarına uymuyorsam eski aldığım ödülü de geri verebilirim. Ne
sinema sektörü benden hoşlanıyor ne de tiyatro sektörü. Başarılı olmanın bedelini böyle ödeyeceksem başım gözüm üstüne. Niye bana gıcık oluyorlar anlamıyorum. Bundan sonra hiçbir kategoriye beni aday göstermesinler. Çünkü bu kıstaslarla
seçim yapan jürinin verdiği ödülü bir daha almam.