Güncelleme Tarihi:
Asarcık Tepesi’nde 2022 yılının mayıs ayında başlayan kazı çalışmalarında Orta Tunç Çağı’na, Hitit Uygarlığı’na ve Anadolu Selçuklu Dönemi’ne ait bulgular elde edildi. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bekir Özer’in sorumluluğunda devam eden kazı ve araştırmalar, bölgedeki yerleşimin 4 bin yıl öncesine dayandığını ortaya koydu.
60 KADIN ÇALIŞIYOR
Çalışmalarda 8 kişilik arkeolog ekibi ile birlikte çevredeki köylerde yaşayan 60’a yakın kadının görev aldığını dile getiren Doç. Dr. Özer, kadınlara kazı sahasına girmeden önce temel arkeoloji eğitimleri verdiklerini, maaş ve sosyal haklarının ise Kavaklıdere Belediyesi tarafından karşılandığını söyledi. Biz de o kadınlarla konuştuk, deneyimlerini paylaştık...
KÖYÜMDE KİMLER NASIL YAŞAMIŞ
Huriye Gezgin evinin Asarcık Tepesi’ne çok yakın olması nedeniyle işe başladığını söylüyor: “Çok heyecanlı ve eğlenceli bir iş. Köyümde tarih boyunca kimler nasıl yaşamış çalışarak öğreniyorum.”
TÜM YÜK KADINLARDA
Asarcık Tepesi’nde yürürken ayağına bir çanak parçasının takılmasından sonra kazı çalışmalarının başladığını söyleyen Doç. Dr. Bekir Özer, bölgede elde edilen bulguları ve köy kadınlarının çalışmalara verdiği katkıyı şöyle anlattı: “Erken Helenistik döneme ait yapı temelleri var. Ayrıca İskender sikkeleri ile Anadolu Selçuklu Dönemi’nden Gıyaseddin Keyhüsrev’e ait sikkeler bulduk. Kadınlar bazen arkeolog arkadaşların yaptığı işleri de yapıyor. Klasik bir kazının bütün iş yükü onların üstünde. Ayrıca onlarla yaptığımız eğitimler sayesinde doğru bilgiye ulaşıyorlar. Böylece ‘define’ algısının da kırılmasına yardımcı oluyorlar.”
2 BİN YIL ÖNCESİNE GİDİYORUM
Asarcık Tepesi yakınındaki Derebağ Köyü’nde yaşayan 32 yaşındaki Tülay Cambaz, “Geçmişe dair bulduğumuz her yeni şey bize büyük heyecan yaşatıyor. Bizi yönlendiren hocalarımız buluntunun 2 bin yıl öncesine ait olduğunu söylediğinde ben de o tarihe gidiyorum” diyor.
ACABA BUGÜN NE ÇIKACAK
Kazı alanına her sabah mutlulukla gittiğini söyleyen 40 yaşındaki Sevcan Değirmenci ilkokul mezunu: “Tarihteki yaşamın izleri gün yüzüne çıktıkça yorgunluğum büyük bir hevese dönüşüyor. Her gün ‘Acaba bugün ne bulacağım’ merakıyla çalışmaya devam ediyorum.”