Bizim kıyamet Ambarı 44 yıldır çalışıyor
Güncelleme Tarihi:
Selçuk YAŞAR
Oluşturulma Tarihi: Mart 05, 2008 07:00
Norveç’te kıyamet senaryolarından yola çıkılarak tarımsal geleceğin korunması amacıyla kurulan tohum ve bitki gen bankası "Kıyamet Ambarı"nın dünyadaki ilk örneklerinden biri Türkiye’de 1964’ten beri hizmet veriyor.
İzmir Menemen’deki Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü (ETAE) Müdürü Dr. Ali Osman Sarı, "Tohumların uzun süre korunabilmesi için oksijen, soğutma ve hava düzenleyici sistemlerle muhafaza edilmesi gerekiyor. Eksi 18 derecede muhafaza edilmesi gerekmesi ve soğutma işleminin çok masraflı olması yüzünden dünyanın geleceğini güvence altına alacak bu gen bankasının Norveç’te buzulların arasında kurulması çok doğru bir karar" dedi.
Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan bitki türlerini gen bankasında koruma altına aldıklarını belirten Sarı, "Türkiye’nin biyolojik zenginliğini korumak için çok dikkatli olmalıyız" diye konuştu.
ETAE, 1964’te Türkiye Cumhuriyeti ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) arasında, tarımsal türlere ait bitki genetik kaynaklarındaki çeşitliliğin korunması amacıyla yapılan anlaşmayla açıldı. ETAE bünyesinde kurulan Ulusal Tohum Gen Bankası’nda, 1974’te orta süreli, 1986’da uzun süreli saklama başladı.
Tohumlar ETAE Ulusal Tohum Gen Bankası’ndaki soğuk odalarda, eksi 18 derecede uzun süreli baz koleksiyon ve 0 derecede orta süreli aktif koleksiyon olmak üzere iki set halinde saklanıyor. Her türlü tehlikeye ve riske karşı bitki türlerinin gen örnekleri ve tohumlarının emniyet yedekleri Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü’nde (TBMAE) tutuluyor.
Yok olan türler hayat buluyor
ETAE’de yürütülen ıslah programları çerçevesinde, bitki genetik kaynakları koleksiyonları kullanılarak bir çok çeşit yeniden geliştirildi. Altı adi fiğ, iki tüylü fiğ, bir macar fiği, bir İtalyan çimi, bir üçgül, beş susam ve bir anason, 42 tütün, 11 vişne, 11 yeşil erik, 18 İtalyan eriği, 16 kurutmalık erik, sekiz erik anacı, 21 nar ve üç ayva çeşidi tescil ettirildi.
Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan bitki türlerini gen bankasında koruma altına aldıklarını belirten Sarı, "Türkiye’nin biyolojik zenginliğini korumak için çok dikkatli olmalıyız" diye konuştu.
ETAE, 1964’te Türkiye Cumhuriyeti ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) arasında, tarımsal türlere ait bitki genetik kaynaklarındaki çeşitliliğin korunması amacıyla yapılan anlaşmayla açıldı. ETAE bünyesinde kurulan Ulusal Tohum Gen Bankası’nda, 1974’te orta süreli, 1986’da uzun süreli saklama başladı.
Tohumlar ETAE Ulusal Tohum Gen Bankası’ndaki soğuk odalarda, eksi 18 derecede uzun süreli baz koleksiyon ve 0 derecede orta süreli aktif koleksiyon olmak üzere iki set halinde saklanıyor. Her türlü tehlikeye ve riske karşı bitki türlerinin gen örnekleri ve tohumlarının emniyet yedekleri Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü’nde (TBMAE) tutuluyor.
Yok olan türler hayat buluyor
ETAE’de yürütülen ıslah programları çerçevesinde, bitki genetik kaynakları koleksiyonları kullanılarak bir çok çeşit yeniden geliştirildi. Altı adi fiğ, iki tüylü fiğ, bir macar fiği, bir İtalyan çimi, bir üçgül, beş susam ve bir anason, 42 tütün, 11 vişne, 11 yeşil erik, 18 İtalyan eriği, 16 kurutmalık erik, sekiz erik anacı, 21 nar ve üç ayva çeşidi tescil ettirildi.