Güncelleme Tarihi:
İsmail Güneş'in yönetmenliğini yaptığı filminin yapımcılarından Baran Seyhan, yaklaşık iki hafta önce Kültür ve Turizm Bakanlığı ve meslek örgütlerinin temsilcilerinden oluşan Sanatsal Etkinlikler Komisyonu'nun bu yılki Akademi Ödülleri'nde Türkiye'yi "Ateşin Düştüğü Yer" filminin temsil etmesine karar verdiğini anımsattı.
Kararın Amerikan Film Sanatları Akademisi'ne bildirildiğini ve çalışmaların başladığını dile getiren Seyhan, kendilerini ilk tebrik edenler arasında bulunan Sinema Genel Müdür Vekili Cem Erkul ve Telif Hakları Genel Müdürü Abdurrahman Çelik ile birlikte yapılacakları değerlendirdiklerini söyledi.
"Yabancı film" kategorisinde bu yıl 71 ülkenin başvuruda bulunduğunu kaydeden Seyhan, aday filmlerin “Yabancı Dilde Fim Komitesi” tarafından izlenmesinin beklendiğini, komite üyelerinin filmleri izlemesi için de cazibe oluşturmak ve dikkat çekmek gerektiğini belirtti. “Bunun için de kanaat önderleri indinde bir takım lansman çalışmaları yapmak gerekiyor. Aslında bu bir lobi işi. Bu saatten sonra bizim filmin yapımcıları, yönetmeni olarak yapmamızdan ziyade ülke olarak hep birlikte bir şey yapmamız gerekiyor. Çünkü bu bir Türkiye temsili hadisesine dönüyor. Oscar ödülleri dünyada 225'in üzerinde canlı yayınlanan bir tören, bir milyara yakın insanın takip ettiği hesaplanıyor. Türkiye için bulunmaz bir tanıtım fırsatı. Sağolsun devlet kadememiz de bunun ziyadesiyle farkında” değerlendirmesinde bulundu.
Dışişleri ve Ekonomi bakanlıklarında ilgililerle toplantılar yaptıklarını anlatan Seyhan, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala ile de bir araya geldiklerini ve destek aldıklarını belirterek, “Bunun topyekun bir hamle olması, hep birlikte kotarılması gerekiyor. Bunun için bir olimpiyat ruhu içinde hareket etmeli. Nasıl olimpiyatlarda Bakanımız sporcu arkadaşlarımızla kamp yaptıysa biz de aynı moral, motivasyon desteğini bekliyoruz. Sağolsunlar bugüne kadar esirgemediler desteklerini. Sayın Başbakanımız yönetmenimiz İsmail Güneş ile görüştü, gerekli yerlere talimatları verdi. O da bize başarı dileklerini sundu. Bundan sonrası artık ortak aklı üreterek, iyi organize olarak Türkiye tanıtımını sağlayabilmek” dedi.
“Oscar heykelciğini almak lobi faaliyetinin sonucu”
Yabancı film kategorisinde çok iyi aday filmler olduğuna dikkati çeken Seyhan, “Bazıları daha önceden dünyada gösterilmiş filmler, gerçekten 5- 6 tane, benim bildiğim çok kuvvetli film var. Ama Oscar'da ön plana çıkmak, özellikle ilk beşe kalmak ve daha sonrasında Oscar heykelciğini almak aslında bir lobi faaliyetinin sonucu. Filmlerin yarışmasından çok ülkelerin kendilerini tanıtma çabasının içinden çıkan bir sonuç olacak büyük ihtimalle. Biz de elimizden geleni yapacağız. Umarım başarılı oluruz, layıkıyla temsil ederiz. Türkiye'nin isminin geçmesi zaten çok önemli” dedi.
Seyhan, Amerika kıtası için büyük önem taşıyan Montreal Film Festivali'nden aldıkları ödüllerle dikkat çektiklerini ve iyi geri dönüşler aldıklarını da dile getirdi.
“Bizim de hatamız diyelim”
Türkiye'nin Oscar adayı filmleriyle ilgili basın toplantısına yeterince ilgi gösterilmediğinin hatırlatılması üzerine de Seyhan, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Bizim de hatamız diyelim, biraz kendimizde de hata bulalım ama yalnızlık oldu o basın toplantısında. İnsan böyle bir çalışmanın içine girdiğinde kendi ülkesinin, kendi halkının da desteğini hissetmek istiyor. Böyle bir desteği hissettiğinizde de motivasyonunuz artıyor, gücünüze güç katılmış oluyor. Bunu hissedersek ne ala; daha güçlü, kuvvetli şekilde mücadele ederiz. Daha öncede söylemiştim, eminim ilk beşe kalırsak veya hatta yabancı dilde en iyi film seçilirsek burada krallar gibi karşılanacağız ama mühim olan bu yolda yürürken birlikte olmak. İnşallah onu da hissederiz.”
“Vicdan her insanda bizde olduğu kadar var”
Filmin Türkiye'de yaşanmış gerçek bir hikayeden yola çıkarak yapıldığını ve töreyi anlattığını söyleyen Seyhan, farklı sosyo-kültürel çevrelerden gelen, bambaşka coğrafyalardan insanlarda da filmin aynı etkiyi bıraktığını gördüklerini anlattı. “Evrensel bir mesele, bir insanlık meselesi. Vicdan her insanda en az bizde olduğu kadar var” sözleriyle filmin “bir vicdan hikayesi” olduğuna işaret eden Seyhan, Montreal'deki festivalde dünyanın konuya dikkat kesildiğini vurguladı.
Seyhan, bu tür olayların sadece Türkiye'de yaşanmadığını, evrensel bir mesele olduğunu söylerken, hedeflerini “Tekrar bunu gündeme koyup, tüm dünyayla paylaşmak gerektiğini düşünüyoruz” diyerek aktardı.
Gerçek bir olaydan yola çıkılarak çekilen “Ateşin Düştüğü Yer”, kızlarının hamile olduğunu öğrenen çiftçi bir ailenin hikayesini anlatıyor. Töreye boyun eğmek zorunda kalan ailede, kızı “öldürme işini üstlenen baba Osman ve kızı Ayşe'nin yolculuğu ve bu yolculukta yaşanan duygular aktarılıyor.