Bizi yeme sırası Erdoğan'da

Güncelleme Tarihi:

Bizi yeme sırası Erdoğanda
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2001 00:00

RECEP Tayyip Erdoğan ‘‘O eski görüntülere aldanmayın. Ben değiştim’’ adını taşıyan ‘‘Yerse’’ konulu basın toplantısını yapıyor. Televizyonlar naklen yayında olduğu için de bol bol mesaj veriyor. Versin, bizce bir mahzuru yok da, o mesaj verdikçe ‘‘basın toplantısı’’nı izleyen ‘‘gazetecilerden’’ bir alkış yükseliyor. Oysa alkışlayanlar basın mensubu falan değil. Tansu Çiller'in moda ettiği bir yaklaşımla, Tayyip Erdoğan da ‘‘basın’’ toplantılarına ‘‘partili militanları’’ dolduruyor. Gazeteci başına üç veya dört ‘‘partili militan’’ düşüyor.Her cümlenin sonunda alkış kopuyor. Bu rezaleti daha önce de yazmıştım. O zaman yapan Tansu Çiller'di. Şimdi aynı taktikler Tayyip Erdoğan'da. Gazetecilerin işi yok da basın toplantılarında alkış tutacaklar. Tutmuyorlar da... Sadece oraya doldurulan partililer alkışlıyor. Ekranlara yansıyan görüntü ise ‘‘basının bile alkış tuttuğu müthiş siyasetçi’’ oluyor. Bu arada Tayyip Erdoğan'a sorulan sorular da tam anlamıyla ‘‘gazoz’’ sorulardı. Toplantıya katılan arkadaşları arayıp sordum: ‘‘Hazır yakalamışsınız. Niye herkesin merak ettiği soruları sormadınız?’’ Sormamışlar değil, soramamışlar. Hepsi el kaldırmışlar ama Tayyip Erdoğan çoğu tanıdığı, bildiği, yandaşı olan veya uzun süredir yakınında bulunan ‘‘güvenilir’’ gazetecilere söz vermiş. ‘‘Gerçek’’ gazeteciler ise elleri havada beklemişler. Anlayacağınız, Tayyip Erdoğan da aynı kendinden öncekiler gibi. Demirel Türkiye'nin ‘‘köylü’’ yüzüydü, ‘‘Çoban Sülü’’süydü.Ecevit ‘‘halkçı’’ idi.Çiller önce kentli burjuvanın ‘‘Sarışın’’ı, sonrasında halkın ‘‘Bacı’’sı oldu. Şimdi Tayyip ‘‘bitirim delikanlı’’ ayaklarıyla geliyor. Ama hepsinin hamuru da, çamuru da aynı. Aynı taktiklerle gelip, aynı taktiklerle bizi yiyorlar. Afiyet olsun!Ne oldu da değiştin?TAYYİP Erdoğan büyük bir inatla ‘‘değiştiği’’ konusunda hepimizi ‘‘ikna etmeye çalışıyor’’.Bu ‘‘içeriksiz ikna çabası’’nı ben şahsen yemiyorum. İnsanların değişmeyeceği konusunda peşin hükümlü değilim ama Tayyip Erdoğan'ın iddia ettiği kadar sert değişimlerin bu kadar kısa sürede, bu kadar nedensiz olabileceğine inanmam.Erdoğan beni değiştiğine ikna edecekse öncelikle bu ‘‘değişimin nedenleri’’ konusunda ikna edici olmalı. Yani Erdoğan'ın ‘‘değiştim’’ cümleleri ‘‘Değiştim, çünkü...’’ diye devam etmeli.Erdoğan bizi önce değişimin nedenleri konusunda ikna etmeli ki, değiştiğine ikna olabilelim. ‘‘Değiştim, çünkü canım iktidar olmak istiyor’’ cümlesi yeterli değil. ‘‘Değiştim, çünkü toplumsal barış arıyorum’’ cümlesi ise hiç doğru değil. Çünkü toplumsal barışa çok daha fazla ihtiyacımız olduğu dönemlerde toplumsal barışı ‘‘dinamitleyen’’ birinin bugün böyle söylemesi inandırıcı olmuyor. Tayyip Erdoğan ‘‘değiştim’’in arkasındaki gerçek nedeni söylemeli. Bir gecede vahiy gelmediğine göre, değişimin ‘‘mantıklı’’ bir gerekçesi olmalı. Gerekçe net olarak açıklansın. Demokrasiyi şeriat durağında inilecek tramvay olarak gören, kubbe miğferli, minare süngülü adamın gerekçesine inanırsak amenna.İnanmazsak durakta daha çoook tramvay bekler!Çok saygıdeğer bir ölüm23 yaşında bir genç kapkaranlık bir mağaranın derinliklerine, yerin 1400 metre altına inip rekor kırmaya çalışırken öldü. Ne saygıdeğer bir ölüm.Biz Türkler genellikle böyle ‘‘onurlu bir arayış’’ içinde ölmeyiz. Biz kahvede okey oynarken kafamıza inek düştüğü için ölürüz. Sarhoş şoförün kullandığı otobüs, cep telefonu bahanesiyle şarampole yuvarlandığı için ölürüz. Kıçımızın üzerinde oturmaktan damarımız yağ bağladığı için ölürüz. Biz hep ‘‘aptalca’’ ölürüz. Bir mağaranın derinliklerini keşfetmeye çalışan Mehmet Ali Özel gibi onurlu ölümler pek yoktur bizde. Yeni dünyalar keşfetmeye çalışırken, bilime, insanlığa hizmet etmek için tehlikelere göğüs gererken pek ölmeyiz biz. Çünkü böyle işlere pek girmeyiz. Biz bilinmeyeni aramayız. Biz bilinenden kurnazca faydalanmaya çalışırız hep. Bizden hiç káşif çıkmamıştır. Bizde mucit yoktur. Maceracılık ‘‘üçkáğıtçılık’’tır. Aldığımız riskler, çalarken yakalanmaktan öte değildir. Bizim kutba ilk ulaşan insan olma yolunda ölen gezginimiz, yeni kıtalar ararken yamyamlara yem olan denizcimiz yoktur.Bu yüzden de Mehmet Ali Özel'in ölümü çok ama çok ‘‘güzel’’ bir ölümdür. Ararken, keşfetmeye çalışırken, rekor kırmayı amaçlarken ölmüştür. Ailesi ise ona yakışan bir aile olduğunu, oğullarının bedenini keşfetmeye çalıştığı mağaraya bağışlayarak göstermiştir.Helal olsun Mehmet Ali'ye, helal olsun onu böyle bir yürekle ve istekle yetiştiren ana babaya. Yaşamını adadığı mağara benim için artık ‘‘Özel’’ bir mağaradır. ‘‘Mehmet Ali Özel Mağarası.’’NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Bok yoluna öleceğimize, keşif uğruna öldüğümüz zaman.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!