<b> Merve YENAL </b>
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 15, 2003 19:18
ABD 'fırsatlar ve özgürlükler' ülkesi olarak biliniyor. Ancak konu 'siyasette kadın'a gelince şaşırtıcı derecede Türkiye'ye benziyor. Türkiye'de 2004 Nisan ayında yapılacak yerel seçimler öncesinde yerel yönetimde kadın oranı yalnızca yüzde bir. 'Halkın sesi' olan meclisin yalnızca yüzde 4.4'ü kadın. ABD’de de durum farklı değil. 50 eyaletin beş tanesinde kadın vali var. Kongredeki sandalyelerin yüzde 13'ü kadınlara ait. Kathryn Freed ABD'de var olmaya çalışan kadın siyasetçilerden biri. Dünyanın en kozmopolit şehri, 17 milyonluk nüfusa sahip New York'un belediye meclisi üyesi. Geçtiğimiz ay Türkiye'ye gelerek Türk kadınına 'siyaset yapmanın inceliklerini' anlattı.
Türkiye nüfusunun yarısından fazlasını kadınlar oluşturuyor. Ancak yönetimde söz sahibi olanların büyük çoğunluğu erkek. Yerel yönetimde kadınların oranı yüzde birde kalıyor. Toplam üç bin 126 belediye başkanından 20'si kadın. Yalnızca bir ilde (Hatay) kadın belediye başkanı var. Halk adına karar alan meclisin yüzde 4.4'ü kadın. Bu rakamlarla Türkiye mecliste temsil edilen kadın oranı açısından dünyada 149'uncu sırada yer alıyor. Hemen arkasından yüzde 4.1'le İran geliyor. İlk beş sıraya Kuzey Avrupa ülkeleri yerleşirken 'özgürlüğün ve eşitliğin ülkesi' ABD'nin durumu pek parlak değil.
BEŞ KADIN VALİABD kongresindeki sandalyelerden yalnızca yüzde 13'ü kadınlara ait. 50 eyaletin beşinde kadın valiler görev yapıyor. ABD'nin New York kentinin belediye meclisi üyesi Kathryn Freed geçtiğimiz ay Türkiye'ye geldi. Avrasya ülkeleri ve Türkiye'de siyaset çalışmaları yapan National Democratic Institute (Ulusal Demokrasi Enstitüsü) tarafından Türkiye'ye davet edildi.
Kathryn Freed bir avukat. ABD'de New York Belediye Meclisi'ne seçilen ilk ve tek kadın avukat olmuş. 1991'de New York'un 1’inci Bölge'den sorumlu belediye meclisi üyesi olarak göreve başlamış. Aşağı Manhattan olarak tanımlanan 1’inci Bölge şehrin yönetimi en zor bölgesi olarak biliniyor. Chinatown, Little Italy, SoHo, TriBeCa, Wall Street gibi yerleşim yerlerini kapsıyor.
Bu alanlar her açıdan tam bir 'kültür mozaiği'. SoHo ve Tribeca zengin ve ünlülerin yaşadığı yerler. China Town'da son derece kötü şartlar hüküm sürüyor. Üstelik Freed’in sorumlu olduğu bölgelerde Meksika, Arjantin, Polonya ve Çin gibi değişik kökenlerden insanlar oturuyor.
New York halkı ona 'pitbull' adını takmış. Çünkü çok inatçı, tuttuğunu koparıyor ve asla vazgeçmiyor. Ünlü New York Times Gazetesi onu 'popüler olmayan kararlar almaktan korkmayan kadın' olarak nitelemiş. Problem çözücü ve 'yasa yapıcı' olarak her zaman halk için halk adına çalışmış.
Çalışmaları halkın takdirini kazansa da çoğu zaman yönetimle ters düşmüş. Birçok konuda basın sözcüsüyle ve dönemin belediye başkanı Rudy Giuliani ile polemiklere girmiş. Bu sayede birçok projenin yapılmasına ön ayak olduğunu söylüyor. Meclisin en verimli ve etkin üyesi olarak tanınıyor.
LİBERAL DEMOKRATPolitikayla iç içe bir ortamda yetişmiş. Çocukluğu çok tutucu ve Cumhuriyetçi bir bölge olan Pensilvanya'da geçmiş. Anne ve babası, bölgenin 'genel tutum'una karşılık liberal demokratmış. Babası parti organizasyonunun içinde görev yapıyormuş. Propaganda için kapıları çalarken küçük kızını da yanında görütüyormuş. Böylece, Freed aktif 'politik yaşam'a ilk adımını atmış.
Bir işçi ailesinin kızı. Çocukluğu zor şartlarda geçmiş. Bir insanın hayatındaki en önemli şeyin prensipleri için savaşmak ve asla boyun eğmemek olduğunu öğrenmiş. 1969'da New York'a gelmiş. New York Law School'da (Hukuk Okulu) doktorasını tamamlamış. Üniversite döneminde SoHo halkının daha iyi şartlara yaşaması, çöplerinin toplanması için çalışmış. Çeşitli organizasyonların yardımıyla oraya bir park yaptırmış. Bu sayede bölgenin halkı tarafından yakından tanınmış. ‘‘Hiçbir zaman partimin desteğini almadım ama halk hep arkamdaydı‘‘ diyor.
Şu aralar yargıç olmaya hazırlanan Freed eğer bu işi sevmezse politikaya geri dönecek. ‘‘New York politika yapmanın en zor olduğu yerlerden biri. Eğer burada başarırsanız her yerde başarırsınız‘‘ diye konuşuyor.
‘Çok çalış,
asla vazgeçme’
ABD'de siyasette kadınların yeri nedir?
- Aynı iş hayatında olduğu gibi siyasi yaşamda da kadınlar için bir 'cam tavan' söz konusu. Örneğin New York Belediye Meclisi'nin 51 üyesinin 16 tanesi kadın. Ancak daha yüksek görevlerde kadın oranı azalıyor. New York'un bugüne kadar hiç kadın belediye başkanı olmamış. New York Eyaleti'nin hiç kadın valisi yok. Hillary Clinton seçilene kadar hiçbir kadın New York senatörü olmamış. 300 yıllık bir şehir olan New York için bu hastalıklı bir durum.
Politikada bir kadın olarak var olmanın en büyük zorlukları neler?
- Bir kadın olarak değil bir politikacı olarak yönetmelisiniz. Yalnızca kadın sağlığı, çocuklar gibi konular üzerinde durmamalısınız. Finansla, proje yönetimiyle, hukuki işlemlerle ilgenmelisiniz. Kadınlar yaptıkları işte erkeklerden daha iyi olmalılar. Çünkü onlardan daha yüksek standartlar bekleniyor. Erkeklerin asla eleştirilmeyeceği konularda eleştiriliyorlar. Eğer güzelseniz, bu nedenle seçildiğiniz söylenir. Doğru kıyafetler giymezseniz, giysilerinizi eleştirirler. Erkek agresifleşirse 'yaptırım uyguluyor' denir. Kadın agresifleşirse sinirlerine hakim olamıyordur.
Kadın politikacılar en çok nelere dikkat etmeli?
- Birçok fedakarlık yapmanız gerekiyor. Kadın politikacıların başına gelebilecek en kötü şey ciddi olmayan bir kadın politikacının piyasaya çıkmasıdır. Çünkü o zaman hepiniz 'işte kadın politikacılar böyle iş yapıyor' damgasını yersiniz. Bunu kadınları seçmemek için bahane olarak kullanırlar. Kadın politikacılara önerim, daha fazla çalışmaları ve asla vazgeçmemeleri. Bu da ailenizden fedakarlık yapmanız anlamına geliyor. Çünkü kadınların aynı zamanda yemek yapmaları, çocuklarına bakmaları, kocalarına destek olmaları bekleniyor. Bütün bunlar üç dört kişinin işi.Kathryn Freed hakkında...
* Demokrat Parti üyesi,
* 1992'den bu yana meclis üyesi, 1979-1991 arasında serbest avukatlık yaptı,
* New York City Belediye Meclisi üyesi,
* Temple Üniversitesi'nde politika okudu, New York Law School'da hukuk doktorası yaptı,
* New York'ta Şahsi Haklar Mahkemesi Yargıcı olmayı istiyor.
O bir ‘toplum savaşçısı’
Freed kadın politikacıların yalnızca kadınlarla ilgili konular üzerinde çalışmasının yanlış olduğunu savunuyor. Her türlü alana el atmaları gerektiğini söylüyor. Bunun en iyi örneği kendisi.
Freed'in New York'ta gerçekleştirdiği projelerden bazıları şöyle:
* İçme suyu rezervuarlarını hijyen açısından sıkı kontrole alınmasını sağladı,
* Elektrik şirketlerinin hava kirliliğine yol açan jeneratörler kullanmasına karşı savaştı. Yerleşim yerlerinde fabrika kurmalarını engelledi, kurulmuş olanların çevreye duyarlı olmalarını sağladı,
* Kiracıların hakları için savaştı. Bu alanda çıkan çeşitli yasalarda imzası var. Kiraların 'makul' fiyatlara inmesi için çalıştı,
* New York'ta her türlü ayrımcılığa karşı yasa çıkardı,
* Yeni parklar yaptırdı. Eskilerinin korunması ve yenilenmesi için çalışmalar yaptı,
* Sağlığa zararlı şartlarda ucuz işçi çalıştıran şirketlere savaş açtı,
* Dizel yakıtlara karşı bir hareket başlattı. Çevreyi kirletmeyen yakıtların kullanılmasını teşvik etti.