Güncelleme Tarihi:
Bu arşive paralel olarak açılan “Sur, Kemer, Kubbe Osmanlı Fotoğrafçılarının Gözüyle Bizans İstanbulu” fotoğraf sergisi ise bu dönemi daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Geniş Kariye arşivi ve ona eşlik eden 70 fotoğraftan oluşan ve 1 Temmuz'a kadar görülebilecek olan sergiyi küratörleri Brigitte Pitarakis ve Holger Klein ile konuştuk.
Bugün daha çok Kariye Camii ya da Kariye Müzesi olarak anılan eski Khora Manastırı kilisesi, günümüz İstanbulunun ayakta kalmış en etkileyici Bizans anıtlarından biri. Küratör Brigitte Pitarakis ve Holger Klein, Kariye'yi bu sergide kurucusu Theodoros Metokhites ve binayı 1940'larda ilk haline restorasyon sayesinde yeniden kavuşturan Thomas Whittemore'a odaklanarak mercek altına almayı amaçlıyor. Ancak serginin ilk bölümünde İstanbul şehrinin ve şehrin anıtlarının 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar yabancı gezgin, yazar ve entelektüellerin ilgisini nasıl çektiğini göstermek amacıyla harita, gravür ve kitaplar yer alıyor.
ESERLER YEDİ YÜZYIL SONRA KENDİ EVİNDE
Kariye'nin ilk kurulduğu dönemle başlayan sergide, devrinin en önemli düşünürlerinden ve devlet bakanı olan Theodoros Metokhites'in en gurur duyduğu eserlerinden olan Kariye kütüphanesinden, kendi yazmış olduğu şiirlerden oluşan 14. yüzyıla ait bir elyazması sergileniyor. 16. yüzyıldan beri Fransa'da korunan bu elyazması Fransa Ulusal Kütüphanesi eserin tekrar yazılmış olduğu yere geri gelmesi için Pera Müzesi'ne ödünç olarak verildi. Aynı kütüphaneye ait olan ve bugün Topkapı Sarayı Kütüphanesi'nde korunan değerli bir deri kitap kapağı da sergiyi zenginleştiriyor. İlk defa sergilenen bu kitap kapağı üzerinde bulunan 14. yüzyıla tarihlenen bir yazıt ile Kariye'ye ait olduğunu belgeliyor.
Aynı bölümde Kariye'de yapılmış küçük ölçekli kazılarda bulunmuş eserler de sergileniyor. Bu eserlerin bir kısmı bugün İstanbul Arkeoloji Müzeleri ve Ayasofya Müzesi depolarında korunduğundan ilk defa Pera Müzesi salonlarında kamuya sunuluyor. Buluntulara Columbia Üniversitesi başta olmak üzere farklı arşivlerde korunan orijinal not defterleri ve raporlar da eşlik ediyor. Thomas Whittemore'a ayrılmış bölümün en önemli eserleri de restorasyonun yapıldığı seneler gerçekleştirilmiş olan duvar resimleri ve mozaiklerin bire bir kopyaları.
KİLİSEDEN CAMİYE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ ZARAR DEĞİL FAYDA SAĞLADI
Theodoros Metokhites'in 1316-1321 yılları arasında restore ettirdiği Kariye'de en dikkat çekici şey nedir?
-Theodoros Metokhites'in yazıları ve kurmuş olduğu yapı İtalyan Rönesans akımıyla karşılaştırılabilir. Kariyenin duvar resimleri ünlü İtalyan ressam Giotto'nun yapıtlarıyla eş dönemdedir. Metokhites kilise yapısına ayrıca kilisenin güneyine inşa ettirdiği ve ileride kendi mezar şapeli olarak kullanılacak bir yan kanat vardı.
Kariye'de kiliseden camiye dönüştürüldükten sonra ne tür zararlar olmuş?
-Orijinal dekorasyonun üzeri alçıyla ve ahşap panolarla kapatılmış. Bu da aslında resimlerin korunmasını sağlamış oldu.
Osmanlılar her ne kadar Kariye'yi bir camiye dönüştürmüş olsalar da isminin yine aynı anlamda kalmasına izin verdiler. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
-Şehir, köy kasaba ve anıtlar çoğunlukla zaman içinde orijinal adlarıyla tanımlanmaya devam etmektedir. Hagia Sophia'nın zaman içinde Ayasofya olması gibi, Adrianopolisin Edirne olması gibi.
Ayasofya ve Kariye'yi karşılaştırdığınızda hem günümüzde, hem de tarihte ne gibi farklılık ya da benzerlikler dikkat çekiyor? Hangi başlıkları öne çıkarabiliriz?
-Ayasofya erken Bizans'a, Kariye ise Geç Bizans dönemine ait bir yapı. Bugün Ayasofya'da gördüğümüz bezemeler ayrı devirlere aittir ve ayrı hamiler tarafından yaptırılmışlardır. Oysa Kariye'nin dekorasyonu bir bütün olarak hamisi Theodoros Metokhites tarafından tasarlanmış ve günümüze ulaşmıştır.
Kariye'nin şu dönemde acilen bir kez daha elden geçirilmesi gerektiğini söylüyorsunuz. Neler yapılması gerekiyor, ne tür gelişmeler var?
-Son onarım çalışmalarının üzerinden yaklaşık 50 sene geçti. Hava şartları ve gelen ziyaretçilerin çok olması nem oranlarında değişkenliğe sebep oluyor ve bu da resimlerin bozulmasına yol açıyor. Dolayısıyla aradan geçen bunca zamandan sonra ikinci bir restorasyon artık şart. Bunun için bu serginin bu konuyu daha da ön plana taşımasını bekliyoruz.