Biz Türklere diktatör gerekiyor

Güncelleme Tarihi:

Biz Türklere diktatör gerekiyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 2002 00:00

11 Eylül saldırısından sonra ABD'de gözaltına alınanlar arasında çok sayıda Türk de bulunuyor.Sayıları tam bilinemese de 70 kişi kadar oldukları bildiriliyor bunların toplamının.Amerika'da birçok ülkeden insan gözaltına alındı olaylardan sonra, dolayısıyla bunların arasında Türklerin de bulunması normal bir anlamda.Ancak Türklerin gözaltı durumunu anormal yapan bir başka unsur da var işin içinde.Gözaltına alınmış olan Türklerin hemen hepsi kendi vatandaşları tarafından otoritelere ihbar edilmişler.Türk'ün Türk'ü ispiyonlaması söz konusu bu olayda.Çoğu da yalan ihbar büyük ihtimalle, çünkü bana gelen bilgiye göre insanlar 11 Eylül sonrasındaki ortamı fırsat bilip, kavgalı oldukları, başka hesaplaşmaları oldukları kendi vatandaşlarını devre dışında bırakmak için onları otoritelere ihbar etmişler.* * *İki ay önce New York'a gittiğimde bana da anlatıldı bu detaylı biçimde, sonra Hürriyet'te de yer aldı bu haber ve maalesef anlatılanlar ve yazılanlar doğru sevgili okurlar.Türkler, ellerine geçen ilk fırsatta kendi vatandaşlarını arkadan bıçaklamış durumdalar anlayacağınız.Ben bu olayı dün Tuncay Özkan'ın Milliyet'te yazdıklarını okurken tekrar hatırladım.Milli Takım içinde dindar ve dindar olmayanlar kavgası yaşanıyormuş.Başını Hakan Şükür'ün çektiği dindarlar grubu namaz krizi çıkarmışlar kamplarda, namaz kılmayanlara karşı tavırlar almışlar, bu ikilik sahaya da yansımış sonuçta.Bu gazetelerin yazı işlerinde çalışmış insanlar açısından hiç de yadırganabilecek bir haber değil.Ben biliyorum ki daha dört beş yıl önce Galatasaray içinde böyle bir sorunun yaşandığı, namaz kılanlar grubunun maç esnasında namaz kılmayanlara pas bile vermedikleri, iki grubun birbiriyle konuşmadığı, bu nedenle de takımın patlamaya hazır bir bombaya dönüştüğü söyleniyordu o zamanlar.İnsan en azından milli bir maçta bu tür kavgaların geri plana atılacağını düşünüyor.Ancak yazının başında anlattığım Türk'ün Türk'ü jurnallemesi olayıyla ele alırsanız bu işi o zaman din kavgasının milli maçta neden arka plana atılamadığı da az çok ortaya çıkıyor.Namaz kavgası ve namaz kılanlarla kılmayanlar ayrımı gibi bir şeyin ortaya çıkmaması için bu suni konunun daha üst düzey bir birliktelik uğruna en azından unutulması, ertelenmesi gerekiyordu normal olarak.* * *Ancak en olmayacak ortamda bile birbirini ispiyonlamakta, arkadan hançerlemekte bir sakınca görmeyen insanların o bahsini ettiğim daha üst düzeydeki bir birlikteliği içlerinde hissetmedikleri, ruhlarında bu tür bir ihtiyaç olmadığı kesindir.Sonuçta da ne vatan sevgisi ne de din konusunda ortak bir kültür yaratamayan bireyler topluluğunun milli takımında da bu tür komikliklerin olması kaçınılmazdır.İş lafa gelince asarız keseriz.Türk en büyüktür, biz en şahaneyizdir, bileğimizi kimse bükemez.Böyle bir söylem tutturmuş gidiyoruz ve Çetin Altan'ın muhteşem tanımıyla ‘‘Türk'ün Türk'e propagandasını’’ dinleyerek hayaller kuruyoruz aslında var olmayanlar hakkında.Acı gerçek ortadadır. Bunca uğraşa, bunca çabalamaya, acı çekilmesine rağmen bugün Türkleri milli bir ideal peşinde toplayacak, o ideal uğruna bireysel kavgalarını geri plana ittirecek bir üst fikir, bir amaç oluşturulamamıştır.Bizim gibi toplumlarda bu durumda din öğesi belki toparlayıcı olabilirdi ama o da aynen aslında toplumun bir mikro kozmosu olan Milli Takım'da olduğu gibi toplumu bölücü rol oynamaktadır.Ve maalesef durumun bu şekilde vahim olduğu toplumlarda birlik ve beraberlik ancak yumruk gücüyle sağlanabiliyor.Türkiye yıllardır bunu yaşıyor, Galatasaray da o yıllarda Fatih Terim'in otoritesiyle bölünmekten kurtulmuştu zaten, Terim birbirine pas bile atmak istemeyen çocukları ‘‘döverek’’ adam etmiş, yola sokabilmişti.Yakın geçmişimize bakın, Türk insanı kadar çeşitli gruplaşmalar içine girip de birbirine ölümüne kadar düşman olmayı ‘‘başarmış’’ başka ülke insanı yoktur.Ve düşmanlıklar zar zor birlikte tutulan ülkeyi bölme aşamasına geldiği her ‘‘an’’da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ‘‘Höt’’ demesiyle bireylerin kendilerini, geçici olarak çekidüzene sokmalarıyla, Fatih Terim'in takımındaki din kavgasını ‘‘Höt’’ diyerek ertelemesi arasında kesin bir kültürel bağ da vardır.Dininde ve milletinde ortak kültürel birliktelikleri yaratamamış insanlar ancak dayaktan anlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!