Güncelleme Tarihi:
23 sivil toplum örgütü, İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı İrtemçelik'in davetine uyarak, Ankara'da biraraya geldi. Türkiye'nin insan haklarında yetersiz olduğunda hemfikir olunan toplantıda konuşan İrtemçelik, ‘‘Biz Kürt'ü, Boşnak'ı, Çerkez'i, Alevisi ve Sünnisiyle Türkiye'yiz’’ dedi.
Ankara Devlet Konukevi dün tarihi bir toplantıya tanıklık etti. İnsan hakları konusunda değişik alanlarda faaliyet gösteren hemen hemen bütün kuruluş temsilcileri biraraya geldi. Mazlum-Der ve İnsan Hakları Derneği başta olmak üzere 23 sivil toplum örgütü, İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik'in davetine uyarak toplantıya katıldı. TBMM adına Anayasa, İnsan Hakları, İçişleri ve Adalet Komisyonu temsilcileri de toplantıda hazır bulundu. İrtemçelik, tarihi toplantıyı tarihi sözlerle açtı. Farklılıklardan korkulmamasını isteyen İrtemçelik, Türkiye'nin, son derece parlak olabilecek bir geleceğe, zor ve sıkıntılı günlerden baktığını belirtti. İrtemçelik, ‘‘Ancak, bizim tanımımız, bundan, bugünümüzden ibaret değildir. İçimizdeki umut ve güven de zaten o yüzdendir’’ diye konuştu. İrtemçelik, şöyle devam etti: ‘‘Biz, Türk'ü, Kürt'ü, Boşnak'ı, Çerkez'i, Arnavut'u, Laz'ı ve diğerleriyle, Sünnisi, Alevisi ve gayrimüslümleriyle, ortak yüzyılların lehimlediği dev bir insanlık demeti, tarihin başyazarları arasında yerini almış, bir cihan imparatorluğun enkazından pırıl pırıl bir Cumhuriyet yaratmış, köklü bir milletiz. Biz Türkiye'yiz. Evet, küçümsenmeye gelmeyecek sorunlarımız var. Bunların nedenleri var. 21. Yüzyıl'ın eşiğinde, bize sorunlarımızla yüzleşme cesaretini verebilecek, sorunları aşmamızdan fazlasına yetecek bir yaşamışlığımız, ödemişliğimiz, öğrenmişliğimiz var.’’ İrtemçelik, 1984'ten itibaren, PKK terörüne karşı verilen mücadeleye de dikkati çekti. İrtemçelik, bu süreç içinde, ‘‘Doğal olarak, kaçınılmaz olarak’’ savunma güdülerinin, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları alanındaki profilde olumsuz etki ve sonuçlar doğuracak şekilde ön plana çıktığını söyledi.
İNSAN HAKLARI YETERSİZ
Sivil toplum örgütleri, Türkiye'nin insan hakları konusunda yetersiz bir noktada bulunduğu noktasında uzlaştılar. Toplantıda, 1982 Anayasası'nın sivilleştirilmesi gerektiği vurgulanırken, cezaevlerinde meydana gelen olaylar da masaya yatırıldı. Sivil toplum örgütlerinin yöneticileri, idam cezasının kaldırılmasını savunurken, düşünce özgürlüğü önündeki engellerin de aşılmasını istediler.
İnsan hakları zirvesi
İnsan hakları konusundaki tarihi zirveye şu isimler katıldı:
Mehmet Ali İrtemçelik İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı
Emin Karaa TBMM Adalet Komisyonu Başkanı
Ertuğrul YalçınbayırTBMM Anayasa Komisyonu Başkanı
Faruk Bal TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı
Metin Ergun TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkan Vekili
Yavuz Önen Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı
Şenal Saruhan Ankara Barosu'nu temsilen
Prof. Dr. Bülent Tanör İ. Ü. İnsan Hakları Hukuku Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı
Yılmaz Ensarioğlu Mazlum-Der Genel Başkanı
Hüsnü Öndül İHD Genel Başkanı
Taciser Ulaş Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı Proje Koordinatörü
Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı
Prof. Dr. Erdoğan Teziç Galatasaray Üniversitesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı
Güney Haştemoğlu Türkiye Çocuklara Yeniden özgürlük Vakfı Başkanı
Arif Ali Cangı İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi
Nail Güreli Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Başar Yaltı Çare-SİZ Hareketi Sözcüsü
İpek İlkaracan Kadının İnsan Hakları Projesi Genel Koordinatör Yardımcısı.
Doç. Dr. İhsan D. Dağı ODTÜ Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi
Prof. Dr. İoanna Kuçuradi Hacettepe Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi Başkanı
Prof. Dr. Süheyl Batum Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı
Emel Kurma Helsinki Yurttaşlar Derneği Proje Geliştirme Koordinatörü
Metin Güneş Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Komisyonu Üyesi
Kamil Rais Türk Demokrasi Vakfı Genel Koordinatörü
Oktay Ekşi Basın Konseyi Başkanı
Ali Ersin Gür Çağdaş Hukukçular Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Demet Işık Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği
Dilara Demirbulak Kadın Dayanışma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
Fotoğraf: Selçuk ŞENYÜZ ANKARA
TMY'nin 6, 7 ve 8'i kalksın
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Güreli, ‘‘RTÜK yasası ve ortaya çıkan haklar eskisinden çok daha kötü, kabul edilemez. Bunun da demokratik yaklaşımla ele geçirilmesi gerekir’’ dedi. Dernekler Yasası'nın kendileri önünde önemli bir engel oluşturduğunu kaydeden Güreli, Terörle Mücadele Yasası'nın 6,7, ve 8.maddelerinin de kaldırılmasını istedi. Güreli, 'Bu maddeler terör suçu ile düşünce suçunu bir tutuyor. Onun için birçok gazeteci-yazar cezaevine giriyor, onun için bunlar kaldırılmalı' dedi.
Kıyafet ve başörtü yasağı yanlış
Mazlum-Der Genel Başkanı Yılmaz Ensarioğlu da, toplantıda yaptığı konuşmada 28 Şubat sürecini eleştirdi. Bu sürecin hak ve özgürlükleri sınırladığından şikayet eden Ensarioğlu, ‘‘Bize göre, şuna göre demokrasi olmaz’’ diyerek, demokrasi için evrensel kriterler istedi. Üniversitelerdeki kılık-kıyafet yasağını da eleştiren Ensarioğlu, bu yasakların kaldırılmasını istedi. Ensarioğlu, başörtüsü yasağını da eleştirdi.
Devletten neler istendi?
Demokratik bir ortamda bütün örgütlere söz hakkı verilen toplantıda, insan hakları kuruluşlarının temsilcileri, karşılarında oturan devlet temsilcilerinden şu taleplerde bulundular:
1982 Anayasası hak ve özgürlüklerin önünde engel teşkil ediyor. Anayasa sivilleştirilmeli.
Ölüm cezası, evrensel hukuk normları gözönüne alınarak kaldırılmalıdır.
Etnik gruplara kendi dillerinde eğitim hakkı tanınsın.
Düşünceyi ifade etme özgürlüğü önündeki engeller kaldırılsın. Düşünceleri yüzünden kimse cezaevine girmemelidir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne uyulsun.
İnsan Hakları Konseyi oluşturulsun.
İşkence önlensin ve işkence yapanlara ağır yaptırımlar uygulansın.
Üniversitelerdeki kılık-kıyafet yasağı kalksın.
Örgütlenme hakkı önündeki tüm engeller kaldırılsın ve yasal güvence altına alınsın.
Yargı bağımsız hale getirilsin, Avukatlık Yasası değiştirilsin ve adil yargılama hakkı sağlansın.
Cezaevi sorunları çözülsün. Tutuklu ve hükümlülerin haklarını gözeten bir düzenleme yapılsın.
Kürt sorunu var
İnsan Hakları Derneği Başkanı Hüsnü Öndül, toplantıda Türkiye'de ‘Kürt Sorunu’ bulunduğunu ileri sürdü. Bu sorunun çözümlenmesinin Türkiye açısından önemine değinen Öndül, dil ve kültürle ilgili yasakların kaldırılmasını istedi. Öndül, İHD'nin PKK ve Kürt hakları konusunda taraflı davrandığına yönelik eleştirilere ise şu karşılığı verdi: ‘‘Biz böyle görmüyoruz. Böyle gördüğümüze dair yorum yapanlar, ya bilgi eksikliği içindeler ya da kasıt için yapıyorlar. Biz Kürt Sorunu'na farklı yaklaşıyoruz. Bu soruna devletle özdeşmiş gibi yaklaşmak zorunda değiliz. İHD zamanının yüzde 20'sini Kürt sorununun takibiyle geçiriyor. Devlet bütçesinin yüzde 30'nun bu soruna ayrıldığı gözönüne alınmalı. 40 bine yakın insan ölmüştür. Üç maymunu oynayacak değiliz herhalde.’’
Atılan adımlar yetersiz
Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Yavuz Önen, insan haklarının geliştirilmesi konusunda atılan adımların yetersiz olduğunu söyledi ve İnsan Hakları Konseyi kurulmasını önerdi. Önen, etnik grupların ana dillerinde eğitim yapması gerektiğini savundu.