Güncelleme Tarihi:
“Türkiye'nin Suriye konusunda yeni bir inisiyatif başlatma planlarına” dair bir soru üzerine Davutoğlu, Suriye'deki kriz patlak vermeden önce Türkiye olarak üç aşamalı strateji izlediklerini belirterek, ilk strateji olan ikili diyalog kapsamında, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve Suriye yönetimini reformları hayata geçirmeye teşvik ettiklerini anlattı.
Suriye yönetiminin başlarda verdiği sözler nedeniyle ilk aşamalarda iyimser olduklarını ifade eden Davutoğlu, “Beşar Esad'la 7 saat görüşme yaptığım geçen Ağustos'tan bu yana, reformlar konusunda bir yol haritası üzerinde anlaştık. Ama maalesef bunları yerine getirmedi ve ikili diyalogun etkili sonuç vereceğine dair umudumuz artık kalmadı” dedi.
İkinci aşama olarak, bölgesel inisiyatif başlatma kararı aldıklarını ve Arap Birliği ile birlikte çalıştıklarını, bu sorunu dış müdahale olmadan çözme uğraşı verdiklerini kaydeden Davutoğlu, bunun ardından da üçüncü aşamada Arap Birliği, Türkiye ve diğer bazı ülkelerin BM Güvenlik Konseyi'ne başvurarak, Suriye konusunda uluslararası dayanışma yaratmak istediğini ancak Rusya ve Çin'in vetosu nedeniyle çıkmaza girildiğini söyledi.
AYNI SARAYBOSNA GİBİ
Suriye halkının her gün ölmesine ve uluslararası toplumun da buna seyirci kalmasına izin veremeyeceklerini vurgulayan Davutoğlu, 1990'larda Miloşeviç’e bağlı güçlerin üç yıl boyunca Saraybosna'ya saldırdığı zaman uluslararası camiada yeteri kadar tepki gösterilmemesinin acısının hala hissedildiğini anımsattı.
“Bu bizim etik ve vicdani sorumluluğumuz” diyen Davutoğlu, Humus’ta yaşananlardan bahsederek, “Bir şehir gün be gün çöküyor, aynı Saraybosna’da olanlar gibi. Sessiz kalıp, Rusya ve Çin veto etti, biz elimizden geleni yaptık ne yapalım, bekleyip göreceğiz mi diyeceğiz? Hayır, asla. Türkiye olarak, herkes sessiz dursa, seyirci kalsa bile, bölgemizdeki bir katliama biz seyirci kalmayacağız. Şu anda da bunu yapıyoruz. Yeni bir uluslararası farkındalık yaratmaya çalışıyoruz” dedi.
GORBAÇOV OL DEDİK MİLOŞEVİÇ OLDU
Davutoğlu, Rusya'nın kendilerine geçmişte Esad ile iyi ilişkilerini hatırlatması üzerine de şöyle konuştu:
“Evet, dokuz yıl iyi ilişkimiz vardı çünkü o zaman Esad kendi halkına karşı savaşmıyordu. Biz geçen yıl Esad'ın Suriye'nin Gorbaçov'u olmasını istedik ama o Suriye’nin Miloşeviç'i olmayı tercih etti. Bu problem.”
Davutoğlu bu sözleriyle Sovyetler Birliği'nde komünizm döneminden demokrasiye geçiş döneminin devlet başkanı Mihail Gorbaçov ve 1990'lı yıllarda Bosna Savaşı'nda binlerce Müslüman erkeği katleden Sırp lider Slobodan Miloşeviç'e gönderme yaptı.
"DEMOKRATİK SURİYE'NİN DOSTLARI"
Davutoğlu, planlanan yeni platformun kararlarıyla, hatta ismi hakkında şimdiden bir yargıda bulunamayacaklarını kaydederek, “Demokratik Suriye'nin Dostları olabilir ya da başka bir ad olabilir. Önemli olan şey,gözlerimizi Suriye'de olanlardan ayırmamamız ve Suriye halkıyla uluslararası dayanışmayı, Beşar Esad rejimine baskıları devam ettirmemiz” diye konuştu.
SURİYE KONUSUNDA ASHTON'LA TELEFON DİPLOMASİSİ
DAVUTOĞLU ABD'DE BAŞKONSOLOSLARLA GÖRÜŞTÜ