Biz boşuna kanser olmadık

Güncelleme Tarihi:

Biz boşuna kanser olmadık
Oluşturulma Tarihi: Nisan 01, 2010 00:00

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, Houston’da kanser tedavisini sürdürürken, bilgisayarıyla Türkiye’deki yargı-iktidar çekişmesini yakından izliyor.

Anayasa değişikliği paketinin bütün detaylarını da bilen Özok, “Biz boşuna kanser olmadık” dedi. Özok, “Şimdiye kadar hiç konuşmadım. Ama insanların bir beklentisi var” diyerek şu değerlendirmeleri yaptı:

Kuran ve Özbudun

Bugün birçok arkadaşımızın sağ koltuğunun altında Kuran-ı Kerim, sol koltuğunun altında Ergun Özbudun’un Anayasası var. Siz tartışıyorsunuz, bir noktaya geliyorsunuz. Hadis bunu diyor, Kuran bunu diyor. Bugün temel ayrılık, çağdaş, aydınlık, özgürlükçü ve gerçekten hukukun egemen olduğu bir Türkiye’yi savunan yargıç, savcı, avukat ve hukukçularla, maalesef Türkiye’nin bir gerçeği olan, tarikat, cemaat, itaat kültüründen gelmiş yargıç, savcı, avukat ve hukukçular arasındaki ayrılıktır. Siz dünyanın en iyi anayasasını yapın, eğer onu yorumlayan demokrasiyi özümsememiş bir yargıçsa, performans alamazsınız. İşin kökeni budur. Geri kalan bütün tartışmalar yüzeysel. Denizin üstündeki dalga.

Yargının siyasal iktidar gibi bir olanağı yok. Anayasal güvencesi var, ama onu da allak bullak ediyorlar. Ben istediğimi yaparım. Yapamazsın. Yaparsan sırıtır. Bedeli ağır olur. Yaparsın tabii, oy çoğunluğuna dayanarak yaparsın. Ama dünyanın hiçbir yerinde yargıyı öteleyerek, yargının bağımsızlığı dikkate almadan onu kontrol atına almaya yeltenen bir iktidar iflah olmamıştır. Venezuela, Rusya böyle. Otoriter bir demokrasi anlayışı var dünyada. Ama siz gerçek demokrasiye inanıyorsanız, kuvvetler ayrılığına inanacaksınız.

Yargıçlara hasımlar

İnsan Allah’tan korkar. Türkiye’de 550 kişilik parlamentonun üçte biri çeşitli suçlardan aranan insanlar. Şimdi diyorlar ki, Anayasa Mahkemesi’ne, HSYK’ya, Danıştay’a yargıçları parlamento seçsin. Seçsin. Getirin bana Avrupa’daki parlamentoyu seçsin. Parlamentonun üçte biri yargıçlarla husumet halinde. Hasım. Sen hasıma adamı seçtiriyorsun. Böyle bir yaman çelişki olabilir mi! Tamam ilkesel olarak hepsini seçsin parlamento. Parlamentodakilerin de yargıyla bir işi olmayacak. Adam aranıyor diyorum size.

Paketin içinde çok güzel şeyler var. Şimdi herkes kabadayı. 12 Eylül’e her türlü lafı söylüyor. O zaman bu insanların hepsi karanlık dehlizlerdeydi. 12 Eylül ile ilgili askerle ilgili konuşan yoktu. Ama o dönemin Barolar Birliği yöneticileri koç gibi, aslan gibi. Keşke bizim abilerimiz yanılsaydı da, 12 Eylül hukuku haklı çıksaydı. O gün 1982 Anayasası ile ilgili adamlar gümbür gümbür yönetim kurulu toplantısı yapmışlar. Bunun Türkiye’ye getireceği felaketi anlatmışlar.

Birbirimizi biliriz

Biz durup dururken kanser olmadık. Ülkemize kafa yoran insanlarız. Zaman zaman insan keşke göbeğini kaşıyan adam olsam diyor. Ama neyin ne olduğunu gayet iyi biliyorsun. Nasıl bunu söylemeyeceksin. Kadir Özbek (HSYK Başkanvekili), Hasan Gerçeker (Yargıtay Başkanı), Mustafa Birden (Danıştay Başkanı), Bülent Arınç biz hepimiz sınıf arkadaşıyız. Biz hepimiz 40 kişiyiz birbirimizi biliriz. Söylersen başın belaya giriyor. Söylemezsen senin içinde bomba saklıyorsun.

ABD’de zorlu süreç

ABD’de 5 aydır en tehlikeli cilt kanseri kabul edilen ‘malin melonom’ tedavisi gören TBB Başkanı Özdemir Özok’un yanında eşi Neşe ve kızı Ayşe Özok bulunuyor. Houston’da bir eve yerleşen aile birbirine kenetlenerek, zor bir karar vermiş ve henüz test aşamasındaki bir ilacın tedavi için kullanımını onaylamış. İlaç o kadar başarılı olmuş ki, Özok şimdi spor bile yapabiliyor.

Erdoğan’ı askere tercih ederim

BEN siyaseten hiçbir şekilde onamadığım halde Sayın Erdoğan’ın siyasi başarısını 1000 defa askeri müdahaleye tercih ederim. Gerçi bugün ortaya koydukları yönetim biçimi çoğulcu demokrasiden çok otoriter bir yapı sergiliyor ama yine de şu koşullarda dahi insanlar konuşup tartışabiliyorlar. Biz her şeyin seçimle, demokratik yollarla değişmesini istiyoruz.

Sayın Erdoğan, Konya Adliyesi’nin açılışında bir konuşma yaptı. Altına imza atarım. Sayın Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin açılışında bir konuşma yaptı. Altına imza atarım. Ancak Sayın Erdoğan 6 Aralık 1997’de Siirt’te 5 bin kişiye başka bir konuşma yapmıştı ki, ona göre hareket edecek olursa, daha otoriter, daha katı davranışlar da sergileyebilir. Ben kendi adıma Sayın Erdoğan’ın hangisi olduğu hususunda kesin bir karar vermiş değilim. Sayın Başbakan 2007 seçimlerinin olduğu gece AKP’nin balkonundan bir konuşma yapmıştı. Onun arkasında durmalı. Küçücük bir eleştiride medya patronlarına siz bu köşe yazarlarını niye atmıyorsunuz diyor. Bu yaman çelişkiyi çözmemiz lazım.

Özeleştiri yapsınlar

Bizim başka bir halkımız yok ki. Cumhuriyet bu kadar eğitebilmiş. Küçümsenecek kişiler değiller. Bir sağduyuları var. Bugün o insanlar Erdoğan ve arkadaşlarına bir avans vermişse, durup dururken vermemiştir. Erdoğan kendi dünyasında son derece başarılı. İnsanlar bir parti liderinin gecekonduda çocuğunun başını okşamasını özlemiş. Herkes oturup kendi davranışını etüt etsin. Geçmişte bu ülkenin liderliğine savunmuş insanlar oturup önce bir özeleştiri yapsınlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!