Güncelleme Tarihi:
ŞEFKATSİZ KUDRET, TİRANLAŞIR
“TERÖRLE mücadele, millet vicdanı ve devlet aklı ile yürütülmeli. Millet vicdanı ile buluşamayan bir devlet aklı, bir müddet sonra mekanikleşir ve otoriterleşme eğilimi içinde özünü kaybeder. Şefkati olmayıp kudreti olan devlet tiranlaşır.
Kullandığımız gücün meşruiyeti, millet iradesidir. valilerimize, kaymakamlarımıza, komutanlarımıza, bakanlarımıza da bu meşruiyet, milletten gelir. Meşruiyeti aldıktan, gücü kullanma yetkisini aldıktan sonra tereddüt gösteren birisi, devlet adamı olamaz. Meşruiyeti aldıktan sonra alması gereken bir kararı geciktiren ve bu sebeple halkı zarara uğratan kişi o makamda oturamaz.
Devlet otoritesini değil, kamu düzenini koruyun. Halka yüreğinizle şefkatinizi, teröriste bileğinizle kudetinizi göstereceksiniz. Tereddüt eden bir sonraki savaşı kaybeder, bir sonraki aşamada gönderilir. Hukuk devleti kuralları içinde her şey sorulur ama kimse vazifesini yaptığı için sorgulanamaz. Bunu yapmak tereddütü gösteren bu vazifeyi bırakacak, başka birisi o vazifeyi yürütecek. Kamu hizmetlerinin aksamasına izin vermeyeceksiniz.
Dışımızda Türkiye’nin gücünden rahatsız olan devletler, içimizde bu gücün demokratik kurallar içinde yürütülüyor olmasından rahatsız olan unsurlar, Türkiye’yi suçlamak için seferberlik halinde. Bizim algı ile uğraşacak vaktimiz yok, var olan olgu ile uğraşıyoruz. Ama onların işi olguyu saptırıp algıyı şekillendirmek. Herhangi bir olay olduğunda belgeleri ile birlikte kamuoyu önce bizim tarafımızdan bilgilendirilecek. Onun için her kesime hitap eden bir iletişim stratejisi geliştirmenizi istiyorum.
BU ANAYASA İLE DEVAM, ZULÜM
Mevcut anayasa ile artık Türkiye yoluna devam edemez, bu bir zulümdür. Ben ilk oyumu, 1982 yılında bu anayasa referandumu için kullanmıştım. O zaman oyumu göstere göstere kullanmıştım. Şimdi kimse benden hayır oyu verdiğim 82 Anayasasını savunmamı beklemesin. Başkanlık sistemini biz savunuyoruz. Onlar da niçin karşı çıktıklarını anlatsın ve sonuçta en doğru anayasayı yapalım. Yeni anayasa torunlarımıza borcumuzdur. Bu borcu öderken durumu şahsileştirmemeliyiz. Hele hele TBMM’deki anayasa çalışması için Cumhurbaşkanımızı hedef almak, hakaretler yöneltmek, Cumhurbaşkanımızı tartışmanın merkezine yerleştirip şahsileşen bir tartışma haline dönüştürmeye çaba sarf etmek, anayasa yapım sürecine ihanettir.
DÖNÜP AYNAYA BAKSINLAR
Biz ‘Toledo’ deyince Endülüs medeniyetini hatırlarız, onlar Franco’yu hatırlar. Biz ‘Toledo’ deyince güzel medeniyetimizin İspanya’nın merkezindeki görüntüsünü hatırlarız. Onlarsa zihinleri ‘Franco zihniyeti’, ‘Stalin zihniyeti’ olduğu için sadece onu düşünürler, ufukları sadece buna ulaşır. Biz onlara, o faşist zihniyetlere faşizmin ne olduğunu da öğretiriz.
BİRİ TÜRK BİRİ KÜRT 2 KADINI DİNLEYİN
BAŞBAKAN Davutoğlu, 14 Ocak’ta PKK’nın Diyarbakır Çınar’da polis lojmanına düzenlediği saldırıda kızı 3.5 yaşındaki Mevlide ile eşi Mehmet Şenol Çiftçi’yi kaybeden, kendisi de yaralanan İpek Çiftçi’yi hastanede ziyaret etti. Başbakan, dün Genel Merkez’deki il başkanları toplantısında bu ziyareti anlatırken şöyle konuştu: “Suudi Arabistan’a gitmeden önce, 22 gündür birbirini görmeyen anne Meryem Tan ile oğlu Said Tan’ı buluşturma sözü vermiştim ve bu sözü bugün (dün) yerine getirdim. Bir ana yüreği, bir Kürt ana yüreği. Daha sonra Numune Hastanesi’nde İpek Çiftçi’yi ziyaret ettim; hem eşini hem kızını kaybetmiş, ancak inancını kaybetmemiş. Zulüm görmek istiyorsanız gidin, bu iki kahraman kadını, biri Türk, biri Kürt kadını dinleyin. Eğer biraz utanma hissiniz varsa, gözlerine bakıp, ‘Mevlide’yi katleden, oraya bomba koyanlar zalim değil ama oraların huzuru için sizinle birlikte gece gündüz çalışanlar zalim’ deyin.”
DOĞUM, VATANİ GÖREV
BAŞBAKAN, il başkanları toplantısında kadınlara da müjdesi olduğunu belirterek şunları söyledi: “Çalışan kadınların doğuma ilişkin izin ve haklarını güçlendiriyoruz. Yasal altyapımız hazır, Meclis’e gönderdik. Doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçirdiğiniz süre memuriyet kıdeminde değerlendirilecek. Bizim için doğum yapan kadın, hem mübarek annelik görevini yerine getiriyor hem de aslında vatani görevini yapıyor. Doğum yapan kadınlarımızın hizmeti vatani bir hizmet gibidir ve doğum süresi memuriyetten sayılacak. İlk çocukta 2 ay, ikinci çocukta 4 ay, üçüncü ve üzeri çocuklarda 6 ay yarı zamanlı ve tam ücretli çalışma hakkı ile çocuğun okula başlayana kadar kısmi süreli çalışma hakkını da tanıdık.”
HURMA VE ZEMZEMLİ TOPLANTI
BAŞBAKAN, partisinin il başkanları toplantısına katılırken konuklara Suudi Arabistan ziyaretinde alınan hurma ve zemzem suyu ikram edildi. (Selahattin SÖNMEZ / ANKARA)