Bıyıklı başkandan Tunceli öyküsü

Güncelleme Tarihi:

Bıyıklı başkandan Tunceli öyküsü
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 30, 2002 00:00

Alman-Türk Dostluk Federasyonu ödül töreninden izlenimlerBAVYERA, Almanya'nın ikinci büyük eyaleti.... Yeşilin en kusursuz dokusu burada; cam kokuları arasında cennetten bir köşe sanki. Başkenti Münih de; 1.3 milyon nüfusuyla yine Berlin'den sonra Almanya'nın ikinci büyük kenti... Eyaletin 18 milyon nüfusu var. Yabancıların sayısı 200 bin dolayında. 48 bin Türk'ün yaşadığı Münih 1961'lerde ilk göç kapısı olmakla 'göçmen işçiler açısından önemli bir yer.Bavyera, ünlü politikacısı merhum Strauss'un Hıristiyan Sosyal Birliği (CSU) kalesi... Eyalet Başbakanlığını II. Dünya Savaşı'ndan sonra hep CSU elinde tutuyor. Tutucu köylü seçmenin oyunu alıyor. Almanya'nın her yerinde 'Guten Tag' (iyi günler) denirken, Münih'te 'Grüss Gott' (Tanrı’nın selamı) deniyor. Ancak büyük kentler Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) elinde... Almanya'da dün resmen açıklandığına göre 4 milyona yakın işsiz var; fakat işsizlik oranının en az olduğu eyaletlerinden birisi Münih...METRO-HELİKOPTERMünih Belediye Başkanı SPD'li Christian Ude dili, tavrı ve hareketleriyle tam bir halk adamı. Herkesle iç içe; evine metroya gidip geliyor. Türklerin birahanesine gidip, onlarla yakın ilişkiler kuruyor. Türkiye'nin AB'ye girmesini istiyen politikacılardan biri...Asıl mesleği avukat olmasına karşın Almanya'nın ünlü kabare sanatçılarından biri aynı zamanda; sanatla ilgili dört kitabı varmış.Alman-Türk Dostluk Dernekleri Federasyonu'nun (DTF) önceki günkü ödül töreninde Ude gür sesiyle konuşurken seçmenlerinin üzerinde nasıl etki sağladığı hemen fark ediliyor. Kendi partisinin Federal İçişleri Bakanı Otto Schily'ye takılmadan da edemiyor.‘‘Sayın Bakan, ben buraya yürüyerek geliyorum; sen helikopterle geliyorsun yine de geç kalıyorsun.’’Türkiye'de bir belediye başkanı, İçişleri Bakanı'na benzer bir espri yapabilir mi?NEDEN BIYIKLIUde, kültürlerin kaynaşmasında şu gerçeğin altını çiziyor:‘‘Artık Türkleri sokakları süpüren, çöp toplayanlar olarak görmemek gerekiyor. Onlar artık bizim vatandaşımızdır, yabancı değiller. Alman üniversitelerinde okuyan 30 binin üzerinde Türk genci var.’’Herkesçe ilginç bulunan Başkan Ude'nin bir de bıyık bırakma öyküsü var:‘‘Yıl 1972... Tunceli'nin Pülümür ilçesinin Kaymaktepe köyünden Kamer Kılıç diye bir Türk işçisi vardı. Onunla dost olmuştum. Bir gün beni Tunceli Munzur Dağları'nda kurt avına davet etti. Arkadaşımla beni iki hafta kendi köylerinde misafir ettiler. Ben orada sıcak insanları görünce avcılığı bıraktım, onların yaşam biçimini yakından inceledim. Yabancı olduğum anlaşılmasın diye bıyık bıraktım; o zamandan beri de kestirmedim. Köyde sarışın küçük bir çocuk vardı; onu kucağıma alıp sevmiştim. Bu çocuk şimdi bizim Münih'te Türk-Alman Dernekleri Federasyonu Başkanı olan Ali Kılıç'tır. Kılıç ailesi üç kuşaktır dostumdur.’’Gerisini Ali Kılıç anlatıyor:‘‘Ailem 1961'lerde Almanya'ya gelmiş. Babam ve amcam, avukat olarak kendileriyle tanışıyorlar. Köyümüze davet ediyorlar. Dostlukları böylece gelişiyor. Daha sonra siyasete atılmış. Biz de büyüyüp buraya gelince tanıştık; bizleri sevdi. Kılıç ailesi olarak Münih'te 87 kişiyiz. Sayın Başkan geçen yılbaşında ailemize evinde bir yılbaşı partisi verdi. Hemen hepimiz katıldık. Bize 30 yıl önce çektiği fotoğrafları gösterdi. Ben o zaman ilkokul ikiye giden bir çocuğum...’’Yunanistan'da bir adada yazlığı olan başkan, 1999 Ağustos depreminde en çok yardımı yapan belediyelerden biri... Önümüzdeki aylarda Adapazarı'nı, daha sonra da Tunceli'yi yeniden ziyareti düşünüyor.Münih Belediye Başkanı Christian Ude'den neden bu kadar söz ettik derseniz! 8 yıldır belediye başkanı olan Ude, eylül ayında yapılacak genel seçimlerden önce bir taktik geliştirmiş ve geçen şubatta yerel seçimlere gitmiş ve % 64.5 gibi bir oranla yeniden başkan olmuş. SPD içinde yıldızı parlayan politikacılardan biri... ‘‘Önümüzdeki yıllarda kendisini SPD Genel Başkanı olarak görürsek şaşmamak gerekiyor’’ deniyor kendisi için.TÜRKLERİN PAVOROTTİ'SİALMAN-Türk Dernekleri Federasyonu, Almanya'da bir ilki gerçekleştirerek, politika, medya, spor, kültür, insanlık, iş dünyası dallarında altı ödül verdi. Milletvekilleri Kamer Genç ve Cengiz Güleç'in de bulunduğu tören, çok incelikler taşıyordu; abartı yoktu. Ödülü Türkiye'den alanlar Aydın Doğan ile Vural Öger'di. İsviçre'de oturan ve Almanca, İngilizce ve Fransızca dillerini bilen tenor 32 yaşındaki Erkan Akı, 'kültür' ödülüne layık görüldü. Söylediği bir parça ile herkesi büyüledi. Profesyonel olarak çalışan sanatçının üç kaseti bulunuyor. ‘Türklerin Pavorotti’si' olarak tanımlanıyor; fizik olarak biraz da Tarkan'a benziyor.Eski Emniyet Müdürü Hamdi Ardalı'nın yeğeni olan Akı, konserlerinden ötürü henüz Türkiye'ye bakamıyor. ‘‘Daha zaman var. Ama bir gün gelip konser vermek istiyorum’’ diyor.İYİ-KÖTÜSPOR ödülüne layık görülen Alman 1. lig takımı Energie Cottbus'un yönetimi ‘‘yabancı düşmanlığına karşı’’ tavır almış bir takım. Stadının adını bile 'Dostluk Stadı' olarak değiştirmiş. Başkan Yardımcısı ödülünü alırken, teşekkür konuşmasında şöyle dedi:‘‘Türk-Alman futbolcusu diye ayrım yapılmaz; iyi veya kötü oyuncu vardır.’’Rusya'dan kaçak ilaçEŞİM 10 yıldır ecza deposunda çalışıyor. Bir yakınımız eşime ona uzun süredir devam eden kas ve bel ağrıları için iğne yapıp yapamayacağını sordu. Getirdiği Bahçelievler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi'nden verilen ampul ilacın 15 günlük fizik tedavi boyunca ona uygulandığını söyledi. Üzeri Rusça Kril alfabesi ile yazılmış, Türkiye'de üretilmeyen, satışı kesinlikle olmayan, son kullanma tarihi 06/2002 olan çok eski görünüşlü bir ilaçtı. Bu ilaçlar bir şekilde el altından Türkiye'ye ucuz yoldan getiriliyor, hastalara uygulanması gereken ve bakanlık onayı olan ilaçlar ile yer değiştirilip, o gerçek ilaçların el altından satılmasıyla yolsuzluk yapılıyor.Murat SOLAK İSTANBUL
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!