Bitkilerde yeni bir zeka biçimi keÅŸfedildi!

Güncelleme Tarihi:

Bitkilerde yeni bir zeka biçimi keşfedildi
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 02, 2002 00:00

Bitkilerin hesaplama gücüne sahip oldukları, ileriyi görebildikleri ve baÅŸlarından geçenleri anımsadıkları açıklandı. Bitkilerle aramızdaki tek fark, hareketliliÄŸimiz mi?Öngörü, kıvrak bir zeka, kararlılık, güçlü bir bellekÉ Bunların tümü de bir dostunuzda, meslektaşınızda, hekiminizde, çocuÄŸunuzda ve belki de kendinizde görebileceÄŸiniz, bulabileceÄŸiniz özellikler. Yani tamamen insana özgü.... DeÄŸil mi?Hayır deÄŸil... Bu özellikleri saksıda yetiÅŸtirdiÄŸiniz bitkide de arayabileceÄŸinizi söylersek, gülüp geçersiniz... Gelin Ä°ngiltere Edinburg Ãœniversitesi’nden bu konuyu ciddi bir biçimde araÅŸtıran Tony Trewavas’a kulak verin. Ve bu yazıyla birlikte, bugüne kadar sadece seyrettiÄŸiniz bitkilerin zeki dünyasına girin...Esas ve tamamen insana, hadi diyelim arada sırada mini minnacık bir parçasının da hayvanlara ait olduÄŸunu düşündüğümüz (Ne burnundan kıl aldırmaz bir canlıyız!) bellek, zeká, öngörü vb gibi, esasında insanı insan yaptığını kabul ettiÄŸimiz temel özelliklerin bitkilerde de, hem de güçlü bir ÅŸekilde var olduÄŸuna evet der misiniz?Biraz zor! Zekánın yapraklarla ne ilgisi olabilir? ‘Hıyar’ ya da ‘sebze’ sözcüğünü duyduÄŸunuzda bu sözcüklerin ilk çaÄŸrıştırdığı ÅŸeyin ‘zeká’ olması düşünülemez. Tam tersine anlamlar yüklüdür sebzeler, hıyarlar, patlıcanlar, kabaklar, karpuzlar.Bu sözcükleri, insanları aÅŸağılamak, aptal olduklarını belirtmek ve ‘bize ait’ zekálarının olmadığını belirtmek için kullanırız.Birileri size ‘sende bir sardunyanın öngörüsü var’ dese, bunu bir övgü olarak nitelendirmeniz, söz konusu bile olamaz. Gelgelelim, bu konuyu Edinburgh Ãœniversitesi’nden Tony Trewavas ile tartışacak olursanız, size bitkilerin ciddi biçimde azımsandıklarına, gerçek deÄŸerlerinin göz ardı edildiÄŸine dikkat çekecektir. Yeni bir zeka biçimiTrewavas, bitkilerin hesaplama gücüne sahip olduklarını, ileriyi görebildiklerini ve baÅŸlarından geçenleri anımsayabildiklerini öne sürüyor ve söylediklerinin bir saçmalık olmadığında direterek, bitkilerdeki söz konusu güçlerin yepyeni bir zeka biçimini gözler önüne serdiÄŸine parmak basıyor.Trewavas biz hayvanlarla, uzak akrabamız bitkiler arasındaki tek farkın, devingenliÄŸimiz, yani hareketliliÄŸimiz olduÄŸunu dile getiriyor. Insanların zekáyı deÄŸerlendirirken genellikle eylemleri ölçüt aldıklarına, kafalarından geçenleri yaptıkları ve söyledikleriyle yansıttıklarına dikkat çekiyor. Böyle olunca, bir noktaya kök salmış sessiz sedasız bitkiler pek de zeki görünmüyorlar. Oysa bitkiler hem devinebiliyor, hem de çevrelerinde olup bitenlere tepki gösterebiliyorlar. Ãœstelik, bunu son derece ustalıklı bir biçimde yapıyorlar. Hesaplama yetenekleriBitkiler bilgiyi özümseyip, sonuçları önceden kestirebiliyor ve, tıpkı insan beynindeki gibi, karmaşık bir dizi moleküler sinyaller aracılığıyla tepki gösteriyorlar. Trewavas bitkilerin hesaplama yeteneÄŸinin en az hayvanlar kadar geliÅŸmiÅŸ olduÄŸuna inanıyor. Ä°nsanların beyinlerini kullanarak yaptıkları birçok ÅŸeyi bitkilerin de becerebildikleri doÄŸru. Öncelikle, duyulara sahipler. Işığa, seslere, kimyasallara, titreÅŸimlere, dokunuÅŸlara, özellikle de suya, yerçekimine ve sıcaklığa duyarlı olup, bunlara tepki verebiliyorlar. Bu tepkileri genellikle geliÅŸme düzenini deÄŸiÅŸtirme yönünde oluyor, ama bunu sanıldığından çok daha renkli ve çok daha karmaşık bir biçimde yapıyorlar. DeÄŸiÅŸen bakışSon birkaç yıldır, bitkibilim ve çevrebilimciler arasında bitkilerle baÄŸlantılı olarak yiyecek peÅŸinde koÅŸma, rekabet ve düşman gibi terimler giderek çok daha yaygın bir biçimde kullanılıyor. Sussex Ãœniversitesi bitkibilim uzmanı Michael Hutching de ‘davranış’ sözcüğünün artık bitkibilim daÄŸarcığının bir parçası durumuna geldiÄŸine, bitkilerin edilgenlikten çok uzak olduklarına dikkat çekiyor. Bilim çevrelerinde bu tür tepkilerin milyonlarca yıllık evrim süreci sonucunda belirlendiÄŸi görüşü yaygın olmakla birlikte, Trewavas bunların esnek ve uyarlanabilir olduklarına inanıyor ve ‘istenen biçime girme özelliÄŸinin’ bir tür öngörü olduÄŸunu dile getiriyor. Zekanın yeni tanımıNew Scientist dergisinin 27 Haziran sayısında yayımlanan ve size geniÅŸ bir özetini sunduÄŸumuz yazıda, Trewavas’a göre bitkiler büyüme ve geliÅŸme süreçlerini yaÅŸadıkları çevreye en iyi uyum saÄŸlayacak biçimde ayarlar. Ve bu özellik Yeni Zelandalı filozof ve ruhbilimci David Stenhouse’un zeká tanımlamasına tıpatıp uyuyor. Zekanın evrimini konu alan kitabında Stenhouse zekáyı ‘bireyin yaÅŸamı boyunca sergilediÄŸi uyarlanabilir davranışların tümü’ olarak tanımlıyor. Zeki tepkilerin yalnızca evrimsel bir zaman ölçeÄŸi içinde oluÅŸan, ya da önceden belirlenen uyarlamalar olmadığını öne süren bu tanımlamadan yola çıkan Trewavas, tüm bitkilerin zeká içeren bir davranış biçimi sergilediklerine inanıyor. Trewavas, bitkilerin öncelikle gelecekle ilgili sorunlara açık olduklarını, bu tür sorunların önüne geçmek amacıyla birtakım kararlar aldıklarını öne sürüyor. YeÅŸeren filizlerin çevredeki bitki örtüsünü algılayabildikleri uzun süredir biliniyor. YeÅŸil yapraklar kızıl ışığı emmelerine karşın, kızılötesi ışınları yansıtırlar. Bitkiler çevredeki bitki örtüsünü yansıtan kızıl ışığın kızılötesi ışınlara olan oranındaki deÄŸiÅŸiklikleri algılayabilirler. Trewavas bitkilerin bu gibi deÄŸiÅŸimlerin sonuçlarını da kestirebildiklerine ve buna göre gelecekte nerede daha güvenli, ya da tehlikede olacaklarını saptayabildiklerine inanıyor. Bitkiler güneÅŸten en iyi biçimde yararlanmak amacıyla biçimlerini tümden deÄŸiÅŸtirip, yaprak sayısı ve boyutunda da kimi oynamalar yapabiliyor. Çarpıcı eylemlerBitkiler engelleme yönünde de çarpıcı eylemler sergiliyorlar. Palmiye aÄŸacı destekleyici kökleri sayesinde toprağın üzerinde dik durur. Çevresindeki bitkiler ışık, ya da besin kaynaklarına saldırdığında, palmiye aÄŸacı yeni destekleyici kökler geliÅŸtirmek suretiyle yeniden güneÅŸ ışığına kavuÅŸurken, gölgede kalan bölümü kuruyup gidiyor. Açıkça kasıtlı ve uyarlanabilir bir davranış olduÄŸu dile getirilen bu özelliÄŸin, bir baÅŸka zeka belirtisi sayılabileceÄŸine inanılıyor.Trewavas’ın görüşüne herkesin katılmadığı pek de ÅŸaşırtıcı olmasa gerek. Imperial College bitki uzmanı Andrew Goldsworthy bitkilerdeki tepkilerin çoÄŸunluÄŸunun biz insanlardaki tepkeler, içgüdüler ve korkulardan farklı olmadığını, bitkilerin çevrelerini ‘gördükleri’ için terk etmelerinin, ya da rüzgar gibi engelleyici koÅŸullara karşı koymak için farklı bir geliÅŸme düzeni benimsemelerinin, her ne kadar zekice davranışlar gibi görünseler de, gerçekte önceden programlanmış, mekanik tepkiler olduÄŸunu öne sürüyor. Trewavas ise bitkilerin birçoÄŸunda görülen davranış esnekliÄŸinin salt tepke ya da programlamanın çok ötesinde olduÄŸunu, köklerin topraktaki mineral ve neme doÄŸru yol aldıklarını, ancak her zaman basit yolu seçmediklerini belirterek Goldsworthy’nin görüşüne katılmıyor. Esneklik ve öngörü‘Glechoma’ adıyla bilinen sürüngen bir asma türünün beslenmeye yönelik davranış biçimini araÅŸtıran Hutchins ve arkadaÅŸları bu otların toprak iyi olduÄŸunda çok daha fazla dallanıp budaklandıklarına, daha fazla yaprak verdiklerine ve bulundukları yerden en iyi biçimde yararlanmak amacıyla köklerini çok daha hızlı saldıklarına tanık oldular. Bu da, yeni filizlerin ana bitkiden daha çok geliÅŸtiÄŸi ve sürekli olarak kaynak açısından daha zengin topraklar bulmaya çalıştıkları, geliÅŸme miktarının da yalnızca yetiÅŸtiÄŸi ortamın niteliÄŸiyle ilintili olmadığı anlamına geliyor. Trewavas’ın esneklik ve öngörüyle ilgili en önde gelen örneklerinden bir tanesi de ‘baÄŸboÄŸan’ adı verilen asalak bir bitkide görülen son derece çarpıcı beslenme stratejisidir. BaÄŸboÄŸan beslenmek amacıyla fotosentez sürecinden geçmek yerine, üzerinde barındığı bitkinin çevresine dolanıp, filizleriyle onu delik deÅŸik ederek içindeki su ve yiyecekleri alır. Trewavas’a göre asalak bitkinin zekası, üzerinde barındığı bitkinin ne kadar enerji üreteceÄŸini önceden kestirmesi ve ondan yararlanmak için ne kadar çaba harcayacağı konusunda bir karara varmasından kaynaklanıyor. BaÄŸboÄŸan, üzerinde barındığı bitkiyle temasından yaklaşık dört gün sonra besin toplamaya baÅŸlıyor. Ancak, bitkinin ne denli verimli olduÄŸu yönündeki kestirimlerini çok önceden yapıp, çevresine ona göre dolanıyor. Öyle ki, ev sahibi bitki kaynak açısından pek de zengin deÄŸilse, ona çok fazla dolanmanın boÅŸa harcanan bir enerji olacağını düşünüyor. MatematiÄŸe uyuyorSouthampton Ãœniversitesi’nden Colleen Kelly’nin baÄŸboÄŸanlar üzerinde 1990’larda yaptığı bir araÅŸtırma bu bitkinin izlediÄŸi beslenme stratejisinin hayvanların beslenme düzenlerini açıklayan matematiksel modellere tıpatıp uyduÄŸunu ortaya koyuyor. BaÄŸboÄŸan bu konuda en kurnaz örnek olmasa bile, beslenme yönünde sergilediÄŸi davranış biçimi matematik konusunda en az hayvanlar denli yetenekli olduÄŸunu gösteriyor.Trewavas bitkilerin zeki oldukları yönündeki en güçlü kanıtın tepkilerindeki ustalıklı esneklik olduÄŸuna, bir baÅŸka deyiÅŸle, bunların yalnızca uyarlanabilir olmakla kalmayıp, çeÅŸitli biçimlerde uyum saÄŸladıklarına parmak basıyor. Genetik açıdan özdeÅŸ ya da görünürde eÅŸit koÅŸullarda yetiÅŸmiÅŸ olsalar bile, tüm bitkilerin birbirlerinden farklı olduÄŸunu, iki tohumun asla birbirine benzemediÄŸini belirtiyor. Buna bir de ışık, kimyasallar, su, yerçekimi, toprağın dokunumu gibi bir dizi duyusal sinyali harmanlayıp kıyaslamak suretiyle gösterdikleri tepkiler eklendiÄŸinde bitkilerin gerçekten de esnek olduklarının açıkça görüldüğüne dikkat çekiyor. Basit bir sinir sisteminde olduÄŸu gibi, bu sinyal sisteminin de hesaplama ve öğrenme yetisine sahip olduÄŸunu belirtiyor.Ä°nsan beyninden farksızBitkiler hücre zarlarındaki voltaj deÄŸiÅŸikliklerinden yararlanarak bir bölgeden bir baÅŸkasına sinyaller gönderiyorlar. Tıpkı insanlardaki aÄŸrı iletileri gibi, bu sinyaller de bitkinin hangi bölümünün zarar gördüğünü belirtiyor. Bitki hücreleri arasındaki ileti aktarımını saÄŸlayan kimyasalların birçoÄŸunun da insan beynindekilerden farksız olduÄŸu görülüyor. Bitkilerde öğrenme ve bellek süreci de hayvanlarınkine benzer özellikler sergiliyor. Bitki su eksikliÄŸi hissettiÄŸinde, aynı sinyal molekülleri devreye girerek hücrelerdeki su miktarının denetlenmesi için gerekli önlemlerin alınmasına yardımcı oluyor. Trewavas bitkilerin gerçek zekasının bu sinyal sistemlerinde yattığına inanıyor. Hayvanlarda olduÄŸu gibi, bitkilerde de kalsiyum iyonları duyusal bilgilerin ortak bir dile dönüştürülmesinde etkili bir rol oynuyor. Deneyler kalsiyum iyonlarının kendi baÅŸlarına pek fazla yol almadıklarını, ancak baÅŸka kimyasal ya da enzimlere iliÅŸtiklerinde çevrelerindeki kalsiyum kanallarının açılmasına olanak tanıdıklarını ortaya koyuyor. Trewavas bu kanalların sinir ağındaki düğümleri andırdığına, her birinin bir ÅŸalter iÅŸlevi gördüğüne dikkat çekiyor. Yeryüzündeki canlıların %99’unu bitkilerin oluÅŸturmasının bunların çevreleriyle uyum saÄŸlama konusunda ne denli yetenekli olduklarının bir göstergesi sayılabileceÄŸini öne süren Trewavas, bitkilerin olaÄŸanüstü çeÅŸitlilikteki tepkilerini henüz keÅŸfetmeye baÅŸladığımızı, ancak gerçek zeka parıltılarının seraların duraÄŸan ve basitleÅŸtirilmiÅŸ ortamında deÄŸil, yalnızca yabanıl ortamda kendisini belli edebileceÄŸini öne sürüyor. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!