Güncelleme Tarihi:
HER yıl eylül ayında onlarca şehrin sokaklarında büyük gözlüklü, şapkalı kadınlar gülümseyerek etrafı selamlıyor. Şehirde kadınların bisiklet kullanımını artırmak ve otomobilsiz kentler fikrini yaymak için yola çıkan Süslü Kadınlar Bisiklet Kuru 10. yılını geride bıraktı. Bu sene 25 farklı ülkede 200 şehirde gerçekleşen turun yürütücüleri Sema Gür ve Pınar Pinzutti, Birleşmiş Milletler Bisiklet Özel Ödülü’ne layık görüldü. 39 yaşında bisiklete binmeyi öğrenen tarih öğretmeni Sema Gür ve şu anda İtalya’dan tüm Avrupa’daki belediye ve valiliklere bisikletli yaşam danışmanlığı veren Pınar Pinzutti’nin hayatı Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’yla birlikte değişmiş ve dönüşmüş. Binlerce kadına değen turu onlardan dinleyelim...
KASKLI ERKEK DÜNYASINA GİRİŞ
“İlk başladığımızda böyle bir noktaya gelebileceği aklımızın ucundan bile geçmezdi” sözleriyle başlıyor söze Pınar Pinzutti ve şöyle devam ediyor:
“Sema ve ben İzmir Güzelyalı’da kapı komşularıydık. Ben yazılım şirketinde pazarlama departmanında çalışsam da bir yanda Bisikletizm sitesinde yazılar yazan, bisikletli yaşam aktivizmi yapan bir savunucuydum. Sema 39 yaşında bisiklete binmeyi öğrendikten sonra bende farklı bir kapı açtı. Çünkü bisiklet dünyası aslında dışarıdan bakıldığında çok erkek egemen bir dünyaydı. Ben kendim içinde olduğum için farkında değildim ama Sema bunu söylediğinde adeta ayıldım. Özellikle Türkiye’de bisiklete binmek dediğimizde medyada gördüğümüz tek şey bisiklet yarışlarıydı. Kasklı, bisiklet kıyafetli erkekler görürdük.
KURALLARI YENİDEN YAZDIK
Hiçbir zaman bir gazetede çocuğuyla binen, şehir içerisinde ekmek almaya gitmiş bisikletli bir kadın fotoğrafı görmezdiniz. Bu turu düzenlemeye karar verdiğimizde kural olarak hızlı gitmeme, süslenme, etrafa el sallama gibi kurallar getirdik. Bisiklet dünyasında erkek sayısı daha fazla olduğu için kuralları onlar koymuştu biz ise Sema ile kuralları yeniden yazmaya karar verdik ve bisikletli kadın sayısının artması için yola çıktık.”
39 YAŞINDA BİSİKLETE BİNMEYİ ÖĞRENDİ
Sema Gür ise çok sevdiği arkadaşlarına uyum sağlamak için bisiklet kullanmayı öğrenmeye karar vermiş, sonra da hayatı tamamen değişmiş: “Ben hayatımda hiç bisiklete binmemiştim. 2011 yılında biri bana İzmir’de bisiklet yolu olup olmadığını sorsa bilmezdim. Ama öğretmen arkadaşlarım bisikleti hayatlarına sokunca onlardaki değişimi gördüm. Daha mutlu insanlara dönüştüler. O arkadaşlarım ‘Senin gibi biri nasıl olur da öğrenmez bisiklete binmeyi’ dediler. Öğrenilmiş çaresizlik durumum vardı. Ben öğrenemem bu yaştan sonra diye düşünürken babama söyledim, babam da öğretmen ve çok motive edici bir insandır. ‘Kızım öğrenmek için geç değil, ben sana öğretirim’ dedi. Komşumuzun 13 yaşındaki oğlunun bisikletini aldık ve babam bana arkamdan seleyi tuta tuta bisiklete binmeyi öğretti. Bandırma’da öğrendikten sonra İzmir’deki arkadaşlarıma sürpriz yaptım. Bisiklet benim karakterime çok uygundu çünkü hem bireyselliği hem sosyalliği seviyorum. Arkadaşlarımla 30 km’lik, 50 km’lik gezilere çıktık. Ancak bisiklet gruplarının erkek egemen olması beni rahatsız etmeye başladı. Ben her seferinde pedli taytlar, ellerde kasklar ve formalarla gitmek istemiyordum. Uzun yollarda elbette böyle yapmalıyız, ama şehir içinde binerken neden bisiklet taytı, forması giyeceğiz ki...”
BAKTIK 250 KADIN SÜSLENİP GELMİŞ
SEMA Gür kendisini bu harekete iten anısını şöyle anlatıyor: “Bir erkek arkadaşım tur düzenliyordu. O kadar uzun ve zor bir parkurda tur düzenliyordu ki ben de ona ‘Neden bu kadar zor bir parkur seçtin, neden yeni başlamışların da gelebileceği, kadınların da katılabileceği bir tur düzenlemiyorsun?’ diye sorduğumda, ‘Gelebilen gelir siz zaten turu yavaşlatıyorsunuz’ yanıtını almıştım. Orada eril bir dil kullanmıştı ve çok rahatsız olmuştuk. Diğer kadın arkadaşlarımla bu olayın esprisini yaparken madem onlar erkek erkeğe tur yapıyor, biz de süslenir yavaş bir tur yaparız gibi bir fikir ortaya çıktı. Ardından bu fikrimi Pınar ile paylaştım.”
Pınar Pinzutti, sosyal medyada başlattıkları Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’na ilk seferinde çok az kadının gelmesini beklediklerini ancak büyük bir sürprizle karşılaştıklarını anlatıyor: “200-250 kadın süslenmiş kent meydanına gelmişler. Biz gerçekten o ilk gün çok şaşırdık. Daha sonra bu turları sistematik hale getirmeye karar verdik.”
TERS KÖŞE BİR EYLEM
Sema Gür, “Eylem dendiğinde insanların aklına avaz avaz bağırmalı bir etkinlik geliyor. Biz ters köşe bir eylemlilik düşündük. Gülümseyelim, bisikletimizle var olduğumuzu gösterelim dedik. Bu görüntümüz medyada gündeme gelince başka şehirlerdeki kadınlar bize mesaj atmaya başladılar. Biz bunu şehrimizde nasıl yapabiliriz diye sordular” diyor.
Ardından Pinzutti ekliyor:
“6 dilde el kitabı yazdık. Biz bu turun siyaset ya da ticaret eylemine dönüşmesini istemedik. Başında çok sağlam durduk, isim haklarını satın aldık. Milletvekilleri turumuza katılmak istedi. Gelebilirsiniz ama basın ordusuyla gelemezsiniz, sadece vatandaş olarak katılabilirsiniz dedik. 10 yıl boyunca bu çerçeveyi korumak için büyük mücadele verdik.”
BELEDİYELER DUYUYOR
10 yıl içinde bisikletli ulaşımda nereden nereye geldiğimizi soruyorum. Pınar Pinzutti yanıtlıyor: “Bir kazanım elde etmek için daha fazla insanın daha fazla ses çıkartması gerekiyor. Bisikletliler resmen yok sayılıyor. 10 sene önce otomobilsiz kent kavramı gündemde yoktu. Biz Süslü Kadınlar Bisiklet Turu ile ne kadar çok kadının bisikletli hayat talep ettiğini gösteriyoruz. Belediyeler bu talepleri duyuyor, yavaş da olsa bazı adımlar atıyor. İzmir, Antalya, Mersin gibi şehirlerde bisiklet yollarında güzel adımlar atıldı. Otomobilsiz kent günleri organize ediliyor, bisikletli insan sayısında artış var. Bunların hepsi güzel gelişmeler.”
BİNLERCESİ BİSİKLETE BİNMEYİ ÖĞRENDİ
SEMA Gür, Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’nun şimdiye kadar binlerce kadının bisiklet kullanmayı öğrenmesine vesile olduğunu, kadınların kendi şehirlerinde bu turu düzenlemek için belediye ve valiliklerle iletişime geçerken çok güzel işbirlikleri ortaya çıktığını anlatıyor: “Daha önce hayatında hiç organizasyon yapmamış kadınlar belediyelerde bu turun izinlerini almak için başvurular yaptı. Belediyede işe başlayan kadınlar oldu. Düzenli kadın bisiklet turları kuruldu. Son olarak İzmir’de 3 binden fazla kadın tura katıldı.”
AVRUPA BİSİKLET FEDERASYONU’NDA TEK TÜRK KADIN
PINAR Pinzutti “Ben beyaz yakalı olarak çalışıyor bir yandan da bisikletli aktivizmi yapıyordum. Ancak daha sonra tüm hayatımı bisikletle ilgili bir şeyler yaparak geçirmek istediğimi fark ettim” diyor: “Eşimle hem İtalya’da hem Türkiye’de bir bisikletli yaşam danışmanlığı şirketi kurduk. 2016 yılında İtalya’daki proje sayısı artınca Milano’ya taşındık. İtalya’nın en çok okunan bisiklet dergisini yapıyoruz, belediye ve valiliklere danışmanlık veriyoruz. İtalya’nın ilk bisiklet fuarını düzenleyen şirketiyiz. Avrupa European Cyclist Federation’ın 6 kişilik danışma kuruluna seçilen ilk Türk kadın oldum.”