Güncelleme Tarihi:
Başbakan Tayyip Erdoğan, AB’nin Türkiye’nin üyeliğiyle ilgili yapacağı tarihi zirve öncesinde Avrupa halkına hitaben bir mektup yazdı. Erdoğan’ın mektubu Almanya’nın Bild Gazetesi’nde bugün yayımlandı. ‘Avrupalı dostlarım’ diye başlayan mektup özetle şöyle:
DEMOKRASİ İÇİN
Zihinlerin tam bir berraklık içinde olmasını hayati önemde görüyorum. Çünkü dün NATO çerçevesinde, özgürlük ve demokrasi ilkeleri için evlatlarını, Avrupa’nın evlatları ile omuz omuza ölümü göze alarak savaşlara göndermiş halkım, bugün aynı özgürlük ve demokrasi değerleri için tek bir çatı altında Avrupalı dostlarıyla beraber yaşama beklentisi içindedir.
FARKI YADIRGAMA
AB, temel ilkesini ‘çeşitlilik içinde birlik’ olarak ortaya koymuştur. Bir yanda bu ilkenin kuvveden fiile taşınmasına çalışılırken, diğer yanda Türkiye’nin Avrupa’dan farklı bir kültüre ve dine sahip olduğunun yadırganmasını sadece kendi içerisinde tutarsız değil, aynı zamanda da tehlikeli buluyorum. Zira ‘farklılıklar’ üzerine yapılacak vurgu, ‘farklılıkları birarada yaşatma’ iradesine değil, ancak ‘karşılıklı saflaşma’ anlayışını güçlendirebilir.
YARINI DA DÜŞÜN
AB’nin sadece bugünü değil, 10-20 yıl sonrasını, hatta daha ötesini dikkatle değerlendirmesi gerekmektedir. 17 Aralık günü verilecek karar, sadece Türkiye’nin siyasi reform sürecinde attığı adımların tesciliyle ilintili değildir. Bu karar, AB’nin kendisine biçtiği rol ve kimliğe ilişkin ipuçları da taşıyacaktır. Verilecek kararla, medeniyetler arası ve değerler arası işbirliğinin kaderi hakkında bir sonuca varılacaktır.
ÜLKEME GÜVENİYORUM
Türkiye’nin AB’den tek beklentisi, reformlarına destek olacak, bunları daha da cesaretlendirecek fırsatın kendisine tanınmasıdır. Birçoklarına inanılmaz gibi gelen, Türk insanının, Türkiye’nin değişim ve gelişim potansiyeline sonuna kadar güveniyorum. Üyeliğimizin gerçekleşmesine kadar geçecek süre içinde yaratacağımız Türkiye’nin, bugünkü Türkiye’den çok farklı, bugünkü Türkiye’nin çok ilerisinde olacağından kuşku duymuyorum.
KATKI YAPACAĞIZ
Türkiye’nin genç nüfusunun, ekonomik dinamizminin, AB ekonomileri için bir avantaj haline geleceğinden şüphe duymuyorum. Bugün endişe edilen işgücünün serbest dolaşımının da, o zaman çok daha rahatça ele alınabileceğine, beşeri sermayesini daha da geliştiren Türkiye’nin, AB’nin gelişimine artık beden gücüyle değil, beyin gücüyle katkı yapmaya başlayabileceğine inanıyorum. Her zaman söylediğim gibi Türkiye AB’ye yük olmak için değil, AB’ye katkı yapmaya çalışmaktadır.
BARIŞ DİLİYORUM
Tüm üye ülkelerin sağduyusuna ve mantığına güveniyorum. Tüm Avrupa haklarına milletim ve hükümetim adına barış, refah ve özgürlük dolu bir dünya diliyorum.
İşte Türkiye
Türkiye’ye müzakere tarihinin ele alınacağı AB zirvesi öncesinde ajanslar, dünyayı Türkiye’den fotoğraf yağmuruna tuttu. Fransız AFP Ajansı, medeniyetler arasında köprü olmaya aday olan Türkiye’den, İstanbul Taksim Meydanı’nda bir kilisenin haçını ve ayyıldızlı bayrağı aynı karede buluşturan bu fotoğrafı abonelerine geçti.