Güncelleme Tarihi:
Mehmet Ali Bayar, İlhan Kesici, Hür Parti Genel Başkanı Yaşar Okuyan, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcoğlu, Yurt Partisi Genel Başkanı Saadettin Tantan gibi sağ siyasetin DYP, ANAVATAN dışındaki önemli isimleri soruları yanıtladı.
Eski Milletvekili İlhan Kesici, kalabalığın “nasıl birleşiyorsanız birleşin, kendimi rahat hissedeyim” mesajı verdiğini bunun “düzgün bir talep” olduğunu anlattı.
“Bu talebi 8-10 milyon yaptıktan sonra biz ve benzeri insanlara şimdi görev düşüyor” diyen Kesici, parti liderlerine su mesajı gönderdi:
“Önce partisi olan ve partinin başında olan insanların en büyük sorumluluğu. Onlar demek ki buradaki ifadelere göre partilerini açmak mecburiyetinde hissetmelidirler.
Yani ‘kendi genel başkanlığını aşmak yahut nerede icap ediyorsa 2 tane 3 tane bir birine yakın parti birleşecek gibi olursa o zaman biz de genel başkanlıklardan ayrılmak da dahil olmak üzere birleşmeyi bütünleşmeyi hızlandırıyoruz’ demek birinci derecede onların işi.
İLLA BENİM BAŞKANLIĞIMDA DİYEN YALNIZ KALIR
Merkez sağda biz ve bize benzeyen arkadaşlar var. İkinci derecedeki görev bu insanların işidir. Bunlar da bu işin aracısı, modoratörü, yapıştırıcısı olmalıdırlar. Bu istikamette bunlara da düşen her ne görev ise, her ne fedakarlık ise bunlara da düşen illa da birleşin başına ben geçeyim demekle olacak işler değil. Birleşin hepimiz bir arada olalım. Başı kim olacak meselesi, yeri kim olacak meselesi şu kalabalıkların nezdinde çok tali bir meseledir. Teferruattır. Bu teferruatı da aşın diyor. Bize düşen iş de bu teferruatı aşıp merkezin sağında medeni bir yapılaşmanın aktörleri olmak. Ben de o istikamette uğraşıyorum.
Hem merkez sağ hem hem merkez sol için diyelim ki bir tanesi ‘benim partim daha büyük daha kucaklayıcı gelin burada toplanın’. Bu bir tehlikedir. Bunun aşılması lazımdır. ‘Hayır illa benim başkanlığımda ve benim partimde olacak’ olan yalnız bırakılır. Süratle yalnız bırakmak onsuz bir şey yapmak lazımdır. O zaman görürler dünya kaç bucakmış diye.”
OKUYAN: “BİRLEŞMEYEN SANDIKTA SİLİNİR”
Hür-Parti Genel Başkanı Yaşar Okuyan da Çağlayan mitingini “aile mitingi” olarak niteledi. “Katılımcıların burada iktidara değil, muhalafete verdiği mesaj daha önemli” diyen Okuyan, şöyle konuştu:
“Birleşin dedi. Her parti bu mesajı doğru algılamak zorunda. Bu mesaj doğru algılanmazsa çok yanlış yapılır. Bu mesaj doğrultusunda bütün partilerin bir araya gelmesi lazım, sağ sol demeden. Bu mevcut iktidara karşı bir araya gelmek değil. Türkiye’nin geleceğine sahip çıkma projesidir ve önemsiyoruz. Kesinlikle ümit var. Bu mesaja kayıtsız kalan parti bu seçimde silinir.”
YAZICIOĞLU: “TEPKİLER ORTAK TEPKİLER PARTİ HÜVİYETİNE DÖNÜŞMEZ”
BBP Genel Başkanı Muhsiz Yazıcıoğlu, son gelişmelerin toplumda büyüyen bir huzursuzluk meydana getirdiğini ifade etti. "Birleşin" çağrılarıyla ilgili olarak, "Bu huzursuzluğu siyasete çevirerek alternatif oluşturma gayreti olarak görüyorum" diyen Yazıcıoğlu şunları söyledi:
"Demokratik bir ülkede sorunlar demokratik sınırlar içinde çözülmesi gerekir. Meydanlardan sandığa sandıktan iktidara gitmek meşru bir yoldur. Bu yoldaki arayışlara saygı duyarız.
AKP karşısındaki diğer siyasi partilerin hepsi ortak bir dil ve arayış içinde değil. İktidarın icraatlarına tepki koyan ancak farklı siyasi görüşleri olan partiler var. Yani Türkiye’de sadece iktidar ve ana muhalefet partisi gibi bir eksen yok. İktidar ve muhalefet partileri var. Bu partiler yer yer ortak tepkiler geliştirebilir. Ancak bu tepkilerin ortak parti hüviyetine dönüşmesini beklemek gerçekçi değil. Biz BBP olarak farklı bir dil kullanıyoruz, farklı bir siyasi jargonumuz var."
TANTAN: “KİRLİ SİYASETÇİLERİN BİRLİĞİ BİR ŞEY GETİRMEZ”
Yurt Partisi Genel Başkanı Saadettin Tantan ise "Mitingler Türkiye’nin iyi yönetilemediğini, mevcut iktidarın ve muhalefetin Türk halkını temsil etmediginin göstergesidir" yorumunu yaptı. Tantan şöyle konuştu:
"Birleşme çağrıları hep yapılıyor ancak niye birleşilemediğine bakmak lazım. Türk halkı 3 Kasım 2002’de Meclis'e soktuğu iki partiyi, isteyerek sokmadı, başka parti bulamadığından bunları seçti. Tasfiye ettiği partiler ise halen baraj sıkıntısı yaşıyor ve oy oranları sürekli düşüyor. Yapılan birleşme çağrıları halkın tasfiye ettiği anlayışların nasıl milletvekili seçilirim anlayışıyla yapılan çağrılar olarak değerlendiriyorum. Oysa, halk alternatif yaratılmasını istiyor. Kirli ve tasfiye edilmiş siyasetçilerin birleşmesi bir şey getirmez. Her partide sayıları bir parmağı geçmeyecek kadar güvenilir insanların risk alarak bir araya gelmesi gerekir."
MEHMET ALİ BAYAR: “ARİTMATİK BİRLEŞME DEĞİL KAVRAMSAL YENİLENME”
Merkezin önemli aktörlerinden bir diğeri olan Mehmet Ali Bayar da konuyu, Genelkurmay Başkanlığı'nın basın açıklamasını anımsatarak değerlendirdi.
“Türkiye’deki en acil mesele TSK’nın muhtırası sonrasında parlamentoya itibarını ve meşruiyetini iade ettirmektir” diyen Bayar, “Bu yapılmadığı takdirde hiçbir çaba bir anlam ifade etmez. TBMM, meşruiyet dayanaklarını yenileyebilmek ve itibarını yeniden kazanabilmek için Anayasa Mahkemesi’ni beklemeden doğrudan seçime gitmelidir. Bu konuda görev hükümetindir. Aksi takdirde Türkiye’de siyasetin bir anlamı kalmaz” çağrısında bulundu.
Bayar, siyasetin birleşme talepleri konusunda ise şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye bugünlere merkezin fikri ve siyasal anlamda çökmesi ile geldi. Birleşme ihtiyacı bugün ortaya çıkmadı. 1999 seçiminden sonra merkez sağ ve merkez solda sadece birleşme değil yeni bir başlangıç yapılabilseydi Türkiye 2002 seçim şartlarına gelmezdi.
Merkez sağı ile solu ile ciddi bir yeniden yapılanma ihtiyacı içindedir. Bir demokrasinin sağlıklılığı merkezin sağı ve soluyla gücüyle eş değerdir. Ancak önemli olan basit bir aritmetik birleşme değildir. Önemli olan kavramsal bir yenilenmedir. Yeni bir programa, yeni kadrolara, yeni bir heyecana ihtiyaç vardır.”