Güncelleme Tarihi:
18 Nisan seçimlerinin birinci yıldönümü dolayısıyla geçtiğimiz cumartesi günü Büyükşehir Belediye Başkanı ile bütün ilçe belediye başkanları Hürriyet Medya Towers'a davetliydi.
Hürrriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün davetiyle gerçekleşen buluşmaya Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna ve 23 ilçe belediye başkanı katıldı.
Galatasaray'ın başarısı, başkanların da gündemindeydi. Başkanlar, bir uçak tutarak UEFA final maçına birlikte gitmeye karar verdi. Gürtuna da ‘ABD gezisini ertelerim, bu iyi fikir’ dedi
Ertuğrul Özkök, başkanlara binaların dış görünüşünün mutlaka düzeltilmesi gerektiğini söyledi. Başkanlar da bu konuda binaların çoğunun kaçak oluşunun büyük engel teşkil ettiğini anlattı.
NOTLAR
PARAMIZ YOK!
Hürriyet binasının yolunun bozuk oluşu başkanlar arasında espri konusu oldu. Başkanlar Bağcılar Belediye Başkanı Kıyıklık'a dokundurarak yolun bozuk oluşunu eleştirdi. Kıyıklık eleştirilere aldırmayarak ‘‘Paramız yok naapalım yani!’’ diye gösterdi tepkisini.
BENİMKİ SENDEN AZ! Bayrampaşa ve Avcılar belediye başkanları birbirlerine emlak vergi gelirlerinin azlığından şikayet etti. Bir ara iş tartışmaya dönerek, konu ‘‘Benimki seninkinden daha az’’ noktasına geldi.
RANDEVULAR ALINIYOR
Çeşitli ‘‘sınır’’ sorunlarından dolayı araları açık olan belediye başkanlarının, kahvaltı ortamında barıştıkları dikkati çekti. Randevular alındı, yemek ve gezi davetleri yapıldı, buzlar çözüldü.
Bahadırlı'nın kamyoneti
Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı, toplantıya bir kamyonetle geldi. Protesto için kamyonet kullanan Bahadırlı, hibe makam aracı kabul ederek kimseye gebe kalmak istememiş. Ama kamyonetle dolaşmaktan da utanıyor: Bu yüzden Hürriyet'e geldiğinde kamyoneti dışarı parkettirdi.
Gürtuna’nın kahraman profesörleri
Başkanlar Zirvesi'nde Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna’nın, Marmara'da 2001, Haliç'te 2002'de denize girileceği iddası günün en canlı tartışmalarından biri oldu. Gürtuna, Haliç'in temizliğini sağlayacak projeler konusunda yetkili olan ve temizlik sürecini denetleyen üç mühendis profesörünü 2002 yılında Haliç'te yüzdürecek. Bu konu Haliç’e kıyısı olan başkanlar arasında espriyle tartışıldı.
‘Siz de o tarihte yüzecek misiniz, diye sorduğumuz Fatih Belediye Başkanı Eşref Albayrak, önde üç profesör yüzerse olabilir, dedi. Ama ‘‘Aramızda yüzme bilmeyenler de var, örneğin Lütfi Kibiroğlu Konyalıdır, suyu bardakta görmüştür’’ diye takıldı. Nüktedanlığıyla ünlü Eminönü Belediye Başkanı Kibiroğlu cevabı yapıştırdı: ‘‘Balıklara yüzmeyi biz öğrettik. Önce üç belediye başkanı yüzsün onlara birşey olmazsa ben de yüzerim.’’
Hürriyet yazarlarından Cüneyt Ülsever'in Gürtuna'ya tarihi kasır ve köşklerin bazılarında içki servisi yapılması önerisi hayat tarzı tartışmasını açtı. Gürtuna, ‘‘Bana kalırsa herkes kendi seçtiği hayatı yaşayabilir. Allah kullarına günah işleme özgürlüğünü vermiş. Biz kim oluyoruz da onlara karışabiliyoruz? Ayrıca bir Müslüman da günah işleyebilir’’ dedi.
Profesörler önde başkanlar arkada
Hürriyet’teki İstanbul zirvesinde en ilginç tartışmalardan biri, Büyükşehir Belediyesi'nin Marmara'da 2001, Haliç'te ise 2002 yılında yüzülebileceği iddiası oldu. İSKİ'nin yaptığı yatırımlar sonucu İstanbul kıyılarının önümüzdeki yıllarda temizleneceğini belirten Gürtuna, geçtiğimiz hafta 2002’de Haliç'te üç profesörün yüzeceğini açıklamıştı. Bunlar, Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Dairesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, İSKİ Genel Müdürü Prof. Dr. Veysel Eroğlu ve Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Adem Baştürk. Gürtuna, Haliç'in temizlik projelerinde yetkili olan ve temizlik sürecini denetleyen bu üç profesörün 2002 yılında suyun yüzülebilir hale geleceği konusunda teminat verdiğini, bu yüzden de ilk denemeyi onların yapmasını istediğini anlattı.
Suyu bardakta görmüştür
Bu olay toplantıda birçok şakaya neden oldu. Haliç'e kıyısı olan belediyelerin oluşturduğu Haliç Belediyeler Birliği'ne üye olan beş belediye başkanından ikisine ‘‘O tarihte siz de yüzmeyi düşünüyor musunuz?’’ diye sorduk. Fatih Belediye Başkanı Eşref Albayrak, üç profesör önde yüzerse kendisinin de denize girebileceğini söyleyerek, ‘‘Ama aramızda yüzme bilmeyenler de olabilir. Örneğin (Eminönü Belediye Başkanı) Lütfi Kibiroğlu Konyalıdır, suyu muhtemelen yıllarca yalnızca bardakta görmüştür’’ diye takıldı. Nüktedanlığıyla ünlü Kibiroğlu, atılarak, ‘‘Ne diyorsun başkan, balıklara yüzmeyi biz öğrettik. Önce üç belediye başkanı yüzsün onlara birşey olmazsa ben de yüzerim’’ dedi.
Bu esprilerden sonra iki başkanla Haliç'i konuştuk. Başkanlar, tersanelerin taşınmasından sonra suyun renginin ciddi oranda mavileştiğini söylediler. Eşref Albayrak, 5 Mayıs 2000'den, yani Güney ve Kuzey Haliç kolektörlerinin çalışmaya başlamasından itibaren denize bir damla atık suyun inmeyeceğini belirtti. ‘‘Bu tarihten sonra iki yılda Haliç'teki oksijen oranı artmaya başlayacaktır’’ diyen Albayrak, çocukluğundan beri ilk kez Haliç'in temizleneceğine inanmaya başladığını söyledi.
NOTLAR
l TOPLANTI ŞAKALARI Belediye başkanları resmiyet olmaksızın biraraya gelmekten memnundular. Toplantıya ilk gelen DSP'li Küçükçekmece Belediye Başkanı Halidun Özbatur'du. Ardından Çatalca, Şile, Beşiktaş, Adalar ve Bahçelievler'in ANAP'lı belediye başkanları geldiler ve bu durumu ANAP'lı olmalarıyla açıkladılar. Şile Belediye Başkanı İhsan Çayıroğlu, ‘‘Eskiden toplantılara saatinde yetişemezdim ama ANAP'lı olunca artık tam saatinde yetişiyorum’’ diye de bir espri yaptı. Toplantı meselesi başka şakalara da neden oldu. Eminönü Belediye Başkanı Lütfi Kibiroğlu: ‘‘Toplantı yapmaktan çalışmaya vakit bulamıyoruz’’ deyince Bağcılar Belediye Başkanı Feyzullah Kıyıklık onu destekledi: ‘‘Toplantılar yeniden dağılmak için yapılır!’’
EN SEVDİĞİM SEÇMEN Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı, kahvaltıya geç gelen Beyoğlu Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı kapıda karşılayarak uzun uzun kucakladı. Topbaş'ın Florya'da oturduğunu hatırlatan Bahadırlı, ‘‘İşte en sevdiğim seçmenim’’ diye kahkaha attı.
l ÖZTÜRK'ÜN KÖPEĞİ Ali Müfit Gürtuna, Atina Belediyesi ile İstanbul Belediyesi arasındaki yakın temas ve işbirliğinden söz ettiği sırada, yazarımız Pakize Suda, Atina'da köpeklerin sokaklarda yaşadığını, her yere girip çıktığını ve insanlarla iyi geçindiğini anlatarak, iki kenti bu anlamda birbirine benzetti. Bunun üzerine Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk ile Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, sokak hayvanları konusundaki görüşlerini anlattılar. Selami Öztürk, beş tane köpeği olduğunu hatırlattı, hatta en küçüğünün şu anda Anatolia Hastanesi'nde yoğun bakımda olduğunu söyledi, ‘‘ancak köpeklerin sokaklarda başıboş dolaşmaları doğru değil, hiçbir Avrupa kentinde böyle bir şey görülmüyor’’ dedi. Büyükşehir Belediye Başkanı da, Büyükşehir'in hayvanlar için açtığı barınaktan birçok hayvanseverin gelip köpek aldıklarını anlattı.
l İŞBİRLİĞİ Başkanlardan bazıları, birbirlerinin projeleri hakkında bilgi alışverişi yaptı. Salonda ‘‘Projeleri kime yaptırdınız?’’, ‘‘Kaynağı nereden aldınız?’’, ‘‘Sizin şu kuruluşla aranız iyi biz de böyle bir proje yapsak sponsor olurlar mı’’, ‘‘Sizin makine parkınız çok geniş, bize şu konuda destek verir misiniz’’ gibi sorular çok sık duyuldu.
l RANDEVULAR ALINIYOR Çeşitli ‘‘sınır’’ sorunlarından dolayı araları açık olan belediye başkanlarının, kahvaltı ortamında barıştıkları dikkati çekti. Randevular alındı, yemek ve gezi davetleri yapıldı, buzlar çözüldü. En misafirperver belediye ise, Çatalca Belediyesi'ydi. Birçok kişiden söz alan Çatalca Belediye Başkanı İsmail İp, Bahadırlı'yla 1 Mayıs pazartesi günü görüşmek üzere randevulaştı.
l NİYE GÖNDERMEDİN? Bazı serzenişler de oldu tabii. Örneğin Silivri Belediye Başkanı Selami Değirmenci, Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı'ya kendisine bir hizmet aracı gönderme sözü verdiği halde aracı halen göndermediğini söyleyerek sitem etti. Bahadırlı topu bürokratlarına atarak, sorunun müdürlerin ihmalkarlığından kaynaklandığını savundu.
l SENİNKİ BENDEN AZ! Bayrampaşa ve Avcılar belediye başkanları birbirlerine emlak vergi gelirlerinin azlığından şikayet etti. Bir ara iş tartışmaya dönerek, konu ‘‘Benimki seninkinden daha az’’ noktasına geldi.
l SORUNUMUZ YOK Başkanların dostane ilişkileri dikkat çekiyordu. Bir ara ‘‘kim hangi partidendi acaba’’ dediğimiz bile oldu. Ali Müfit Gürtuna, ‘‘Bugün hiçbir ilçe belediyesinin büyükşehirle problemi yoktur. Ortaya çıkan ufak defek sorunları konuşarak çözüyoruz’’ dedi.
l BASIN DANIŞMANLARI DERNEĞİ Belediye başkanları ile birlikte toplantıya katılan özel kalem müdürleri ve basın danışmanları da kendi aralarında gruplar oluşturdu. Başkanların bir koordinasyon sorunu yaşadığı konuşuldu. Ortaya atılan fikirlerden biri de bütün belediye başkanlığı basın danışmanlarının birleşerek kendi aralarında bir dernek kurmalarıydı.
Köşklerde içki meselesi
Yazarımız Cüneyt Ülsever, Ali Müfit Gürtuna’ya belediyenin işlettiği tarihi köşkler ve kasırlarla ilgili bir öneri getirdi. Bu tesislerden bazılarında içki servisi yapılabileceğini söyleyen Ülsever, Gürtuna'ya ‘‘Böyle bir şeyi ancak siz yapabilirsiniz’’ dedi. Bunun üzerine bir hayat tarzı tartışması başladı. Ali Müfit Gürtuna ‘‘Bana kalırsa herkes kendi seçtiği hayatı yaşayabilir. Allah kullarına günah işleme özgürlüğünü vermiş. Biz kim oluyoruz da onlara karışabiliyoruz? Ayrıca bir Müslüman da günah işleyebilir’’ dedi. Bunun üzerine Cüneyt Ülsever ‘‘Veya bir ate de son derece dürüst olabilir’’ diye devam etti.
Genel Yayın Yönetmenimiz Ertuğrul Özkök, belediye başkanlarına İstanbul'da belediyelere binaların dış görünüşünün mutlaka düzeltilmesi konusunda görev düştüğünü belirtti. Binaların estetiği ile ilgili bir proje başlatmış olan Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyeleri, bu konuda Özkök'e hak verdiklerini, ancak projenin uygulanması esnasında birçok sorunla karşılaşıldığını anlattılar.
En büyük sorun da, İstanbul'da binaların çoğunun ruhsatsız oluşuydu: Yasal olarak var olmayan binalara dış görünüş açısından bazı zorunluluklar getirmenin, onları bir tür yasallaştırma olacağı söylendi. Bağcılar Belediye Başkanı Feyzullah Kıyıklık, bunun bir kültür meselesi olduğunu söyleyerek ‘‘şehre gelmek, şehirli olmak demek değildir’’ dedi. Kıyıklık, Bağcılar'da şehirlilik anlayışını geliştirmek için mahalle konaklarında toplantılar düzenlendiğini söyledi.
BİNALARIN ESTETİĞİ
İlçelerden haber aktı
Toplantıda ilçe belediye başkanları en önemli sorunları hakkında birbirlerine ve Hürriyet İstanbul muhabirlerine son bilgileri aktardılar. Hatta bazı sorunlar fırsat bu fırsat, Büyükşehir Belediye Başkanı'na bile iletildi.
AVCILAR-ANKARA TRAFİĞİ
Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci'nin gündemi yine depremdi. Değirmenci'nin anlattığına göre geçtiğimiz hafta Avcılar Belediyesi'yle Ankara arasında yoğun bir trafik yaşanmış. Değirmenci amacı, evini onarmak ve güçlendirmek isteyen Avcılar halkı için ucuz kredi sağlamakmış. Ama olmamış. Ankara'dan eli boş dönmüş. Değirmenci şimdi başka formüller peşinde.
BOĞAZ BELEDİYELERİ
Beykoz Belediye Alaattin Köseler'in sohbet konusu, Boğaz'daki tanker geçişiydi. Boğaz belediyelerini örgütleme çabasında olan Beykoz Belediyesi, yapmayı planladığı bire bir görüşmelerin temelini Beşiktaş ve Sarıyer belediye başkanlarıyla yaptığı ayaküstü sohbette attı. Beykoz Belediyesi'nin bir projesi de, Haliç'teki gibi, Boğaz'a kıyısı olan belediyelerinin de aralarında işbirliği yapması.
l HATIRLI KİŞİLERDEN MESAJLAR
Beykoz Belediye Başkanı Köseler, daha önceki yönetimlerin rantı ortadan kaldırmamak için ilçenin imar planını çıkartmayı geciktirdiklerini, kendilerinin bu süreci başlattıklarını ancak çok fazla müdahaleyle karşı karşıya kaldıklarını anlattı. Ankara'dan, hatırlı kişilerden çok fazla mesaj aldıklarını söyledi.
l FAYTONCU PROJESİ TAKILDI
Adalar Belediye Başkanı Coşkun Özden, Büyükada'nın arkasında, faytoncuların ahırlarını islah etmek için başlattıkları proje bürokrasiye takılmış. Üç kez Ankara'ya gidip ilgili bakanlarla görüşüp destek alındıktan sonra projenin yasa gereği Orman Müdürlüğü'nce gerçekleştirilmesi gerektiği ortaya çıkmış. Şimdi Anıtlar Kurulu'ndan onay bekleniyor. Yasal süreç tamamlanınca belediyenin yardımıyla Orman Müdürlüğü yeni ahırlar inşa edecek.
ÜMRANİYE TANINMIYOR
Ümraniye Belediye Başkanı Mehmet Bingöl, gazetecilerin Ümraniye'yi yakından tanımamasından yakındı: ‘‘İlçe hala 20 yıl öncesinin Ümraniye'si gibi biliniyor. 20 yıl önce küçük bir mesire yeri olan ilçe kocaman bir kent haline dönüştü.’’ Bingöl'ün İstanbul haberleri yapan gazetecilere bir de tavsiyesi vardı: ‘‘1580 sayılı kanunu bilmeden, belediyelerin içinde bulunduğu durumu bilmek zor. Haberciler belediye mevzuatını çok iyi bilmeliler.’’
ADALAR-MALTEPE TELEFERİĞİ
Adalar Belediye Başkanı Coşkun Özden, en büyük sorunlarının karayla bağlantı kurmalarını sağlayan Maltepe iskelesinin yapılmaması olduğunu anlattı. Geçenlerde çıkan yangına, bu iskele çalışmadığı için diğer ilçelerden ve büyükşehirden yardım gelememiş. Kendi imkanlarıyla söndürmüşler. İskelenin tamamlanması için Maltepe Belediye Başkanı Uyanık'la beraber çalışıyorlarmış. Bahtiyar Uyanık ise, başka bir sohbette ‘‘Ben Ali Müfit Bey'e söyledim: Maltepe ile Adalar arasına bir teleferik yapalım, diye...’’ Bunun iyi bir fikir olduğunu söyledi, ama ‘‘Arada üç dört kilometre var, sadece iki tarafta direkle bu iş olur mu, dünyada böyle bir örnek var mı?’’ sorusu karşısında, biraz düşündü. Sonra geri adım attı: ‘‘Yani, mesela diyoruz. Bu uçuk birşey olabilir, ama büyük projeler düşünmek lazım.’’
DOLGU ALANDA ÇAY BAHÇESİ İŞGALİ
Sahildeki dolgu alanda, Büyükşehir Belediyesi'nce kiralanan çay bahçelerinin projeye aykırı genişlemesinin kendini rahatsız ettiğini anlattı. Büyükşehir Belediyesi'yle ters düşmemek için müdahale etmediğini söyledi. Daha sonra bu konuda Ali Müfit Gürtuna'yla konuştuk. Bu tesislerin genişletilmesinin, çay bahçesinin dışında başka amaç için kullanılmasının sözleşmelere aykırı olduğunu söyleyen Gürtuna, birlikte bakalım ve bu gelişmeyi engelleyelim, dedi.
YUNUS ÇİMENTO'DAN TEHDİT
Kartal Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, uğradığı soruşturmalarla ilgili Hürriyet muhabirlerine bilgi verdi. Geçtiğimiz dönem bir ara görevden alınan fakat mahkeme kararıyla tekrar görevine iade edilen Sekmen, bütün bu yaşadıklarının arkasında Yunus Çimento fabrikasının yıkılması olayı olduğunu savundu. Çimento fabrikasının sahiplerinin kendisin tehdit ettiğini yıkımdan sonra da başını yemeye çalıştıklarını söyledi.
Kopenhag'a birlikte gidelim
Toplantının ana konularından biri de doğal olarak futboldu. Belediye Başkanları, aynı zamanda FİFA kokartlı eski bir futbol hakemi olan Beşiktaş Belediye Başkanı Yusuf Namoğlu'nu kutladılar. Çünkü Namoğlu Leeds maçından önce, maça verilen hakem için ‘‘Güvenilir, iyi bir hakemdir’’ demişti. Namoğlu, maçta Emre'nin kırmızı kart görüşünü de hararetli bir biçimde savundu.
Hürriyet Genel Yayın Koordinatörü Seçkin Türesay ve yazarlarımızdan Cüneyt Ülsever'le sıkı bir Galatasaray analizine giren Yusuf Namoğlu, Sarıyer Belediye Başkanı Sedat Özsoy ve Ümraniye Belediye Başkanı Mehmet Bingöl, giderek koyulaşan futbol sohbetini biraz sonra Türkiye'nin sorunlarına getirdiler. Fatih Terim'in Galatasaray'da uyguladığı yöneticilik anlayışının Türkiye'de de uygulanması gerekitiği görüşünde birleştiler.
Cüneyt Ülsever ‘‘Fatih Terim bana göre tam bir lider’’ derken, Mehmet Bingöl Terim'im başarısına şu yorumu getirdi: ‘‘Fatih Terim kafa yapısı değişecek dedi ve değiştirdi. Türkiye'nin Galatasaray gibi kafa yapısını değiştirmesi gerekiyor.’’
Toplantının ilerleyen saatlerinde Kopenhag'da yapılacak UEFA final maçına bütün belediye başkanlarının bir uçak tutarak gitmesi fikri ortaya atıldı. Fikir gittikçe ciddileşti ve çok taraftar topladı.
Durumdan Ali Müfit Gürtuna'yı haberdar ettiğimizde üzülerek ‘‘ne yazık ki maç tarihinde ABD'de bulunmam gerekiyor’’ dedi. Biraz düşünerek ekledi: ‘‘Belki de ABD gezisini ertelerim. Birlikte Kopenhag'a gitmek çok iyi bir fikir!’’