Güncelleme Tarihi:
Şimdi yazılan kitaplarla derin devletin ve onun karşıtı olduğunu iddia edenlerin kirli çamaşırları bir bir dökülmeye başladı. Yazılan onlarca kitap, büyük ilgi görüyor; yüz binlerce satıyor.
Korsan yayıncılar da bu fırsatı kaçırmadı, derin devlet ve F tipi örgütlenme sokak tezgahlarına düştü.
Bu kitap kervanına emniyetçiler de katıldı. Elde ettikleri belgelerle derin ilişki içindeki asker, polis, siyasetçi, gazeteci ve cemaatçileri teşhir ediyorlar.
Kendi aralarında görüş ayrılığına da düşüyor, cevabi kitaplar yazıyorlar, hatta başlıklar bile birbirine nazire. Önümüzdeki günlerde kervana yeni flaş emniyetçiler de katılacak...
HER TAŞIN ALTINDA CEMAAT VAR
HANEFİ AVCI (Eski İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı, eski İl Emniyet Müdürü)
* CEMAAT: Fethullah Gülen cemaati devlete nüfuz etti. Emniyet teşkilatı başta olmak üzere MİT, ordu, yargı ve diğer devlet kurumlarında örgütlendi. Özel yetkili mahkemelerin yaptığı soruşturmaların arkasında cemaat var. Cemaatçi Emniyet İstihbaratı ve savcılar hukuka aykırı yöntemlerle çalışıyor.
* PKK, ORDU VE DEMOKTARİK AÇILIM: PKK’nın tek çaresi, açılım projesiyle silahlı mücadeleye son vermek. PKK’nın içinde bulunduğu şartlar ve geldiği konum itibariyle açılım sürecinde devletle uyuşmaktan başka çaresi yok.
* JİTEM: JİTEM Grup Komutanı Binbaşı Cem Ersever, PKK ile mücadele etmek için kanun dışı her türlü yöntemin kullanılması gerektiğini söylüyordu. Ersever’in öldürülmesi, Güneydoğu’daki olayları, JİTEM anlayışını ibretle gözler önüne seriyor. Devlet, kendi elemanını öldürdü. Jandarma Genel Komutanlığı JİTEM’i inkar ediyor. Oysa komutanlıkta JİTEM ibareli bir TIR dolusu evrak var.
Haliç’te Yaşayan Simonlar/Dün Devlet Bugün Cemaat... Ağustos 2010; Angora Yayınları, 22’inci baskı, 430 bin adet satış...
HİZBULLAH’I AVCI MI EĞİTTİ
DOÇ. DR. ÖNDER AYTAÇ (Polis Akademisi ve Güvenlik Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi)
* CEMAAT: Emniyette de sağcısı-solcusu, Türkü-Kürdü, Sünnisi-Alevisi, cemaatçisi-cemaatsizi, Sabatayı-Hristiyanı-Müslümanı, kara Türkü-Beyaz Türkü var. Fethullah Gülen’i sevenler, bu kurumda da biraz daha fazla olabilir. Ama acaba Avcı da içerideki muhterislerin, dışarıdaki vesayetçilerin kullandığı bir maşa olarak mı karşımızda?
* ORDU: Hanefi Avcı, bazı sözde TSK mensuplarıyla medya içine konuşlanmış az sayıdaki medyatörün anayasa oylaması öncesinde şişirdiği bir balon, milliyetçi-muhafazakâr damar mı? Cemaat denilen hareketin çalışmalarını engellemek isteyen bir karşı manevra mı? Erdoğan, Gül ve Gülen arasında ihtilaf yaratıp birbirlerine düşürme arzusunda olanların öncü depremi midir Avcı’nın kitabı?
* TERORİST: Avcı, Stockholm Sendromu içerisinde, terörist(ler)ine aşık bir insan tiplemesi. Eski teröristin telefonunu kullanması vahim. Kitabı, telefon dinlemeleriyle ilgili yaman çelişkide. Avcı, Susurluk Komisyonu’nda verdiği ifadesinde polisi yere göğe koyamıyordu. 16 Haziran Örgütü’nün Lideri Sarp Kuray, verdiği eylem ve öldürme talimatları nedeniyle tutuklandığını ama emir verdiği kişilerin serbest kaldıklarını, örgütünün ‘Devrimci Karargah’a dönüştürüldüğünü söylüyor. Bunda Hanefi Avcı’nın katkısı var mı?
* HİZBULLAH: Hanefi Avcı’nın askeri dönemlerde Doğuda yapılan işkence konusunda, “Devlet politikasıydı ve işkence yapmamak söz konusu olamazdı” diyor. Diyarbakır İstihbarat Şube müdürüyken yine devlet politikası gereği, Türk Hizbullah’ını eğiten, onlara silah ve malzeme ikmali sağlayan ekibin içinde acaba Hanefi Avcı da etkin ve aktif rol aldı mı?
* FAİLİ MEÇHULLER: Sakarya, Hendek, Sapanca üçgeninde Kürt işadamlarının öldürüldüğü süreçte, Hanefi Avcı İstanbul İstihbarat Şube Müdürü olmasına rağmen, ne Susurluk Komisyonu’nda ne de bir devlet organında bu konuyla ilgili hiçbir açıklaması olmadı. Aslında bu süreci ve bu faili belli cinayetleri en iyi bilmesi ve anlatması gerekirken neden hiçbir şey söylemiyor?
Hanefi Avcı’nın Çenesi ve Paranoyaları... Kasım 2010, Popüler Kitaplar, ilk baskı 5 bin sattı. Kitabın ithafı “Polis Akademisi öğrencilerine Hanefi Avcı gibi olmamaları için”. Aytaç’ın cevabi ikinci kitabı bir hafta sonra piyasada: Hanefi Avcı’nın Teleşnikoflu Medyatörleri ve Haliç’te Yaşayan Simonlar’ın Yalanları ve Çarpıtmaları...
BEYAZ KUVVETLER - SİYAH KUVVETLER
EMRE USLU (Eski Terörle Mücadele Amiri, Taraf yazarı ve öğretim üyesi)
* ERGENEKON: Ergenekon derin devletin mahkemeye çıkarılması mıdır? Genel kanının aksine Ergenekon derin devletin mahkemeye çıkarılması değil, dindarları bürokrasiden temizlemek için 1999’da başlatılan bir operasyon sürecidir. 2002’de değişen koşullar ve aktörler nedeniyle operasyonun hedefi değişti. Dindar-cemaatçi bürokratlardan siyasal iktidara kaydı.
* OPERASYONEL VE VURUCU GÜÇLER: Derin devlet, sivil unsurlarını Siyah Kuvvetler ve Beyaz Kuvvetler diye adlandırıyor. Siyah kuvvetler, sivillerden oluşan operasyonel vurucu güçleri, Beyaz Kuvvetlerse yine sivillerden oluşan lojistik güçleri ifade ediyor. Bu güçlerin kayıtları var, dönem dönem eğitime tabi tutuluyorlar. Ergenekon sürecinde kullanılan birçok kişi Beyaz Kuvvetler’den seçildi.
* ÇUVAL OLAYI: Çuval olayındaki Türk subayları, dönemin Genelkurmay Başkanı’nın haberi olmadan Kerkük’te alenen Türkmenleri silahlandırma işine giriştiler. Çuval olayında muhtemel bir Türk-Amerikan çatışması, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök tarafından önlendi.
Derin Devletin Tehdit Haritası / Dün Kürtler Bugün Cemaatler... Karakutu yayınları, Kasım 2010. Bir ayda 15 bin adet satış...
CIA GÜLEN’İN ARKASINDA
ZÜBEYİR KINDIRA (Polis kökenli gazeteci)
* MİT’İN GÜLEN RAPORU: Fethullah Gülen cemaati geniş çaplı bir örgütlenme içinde. Cemaat, arkasında ABD ve CIA olan büyük bir operasyonun parçası. MİT Müsteşarı Sönmez Köksal imzalı 17 Aralık 1996 tarihli bilgi raporunda “Fethullah Hocacıların CIA’nin bölgemizdeki en önemli sivil toplum kuruluşu olduğu iddiaları, Maliye Bakanlığı müfettişlerinin Fethullah Gülen’in mali kayıtlarını incelemesi ile İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarının ilgili kuruluşlarla yapacakları koordine sonucunda çözülebileceği değerlendirilmektedir.”
* EMNİYETİN RAPORU: 15 Haziran 1999 tarihli Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı’na sunulan raporda, ‘Gülen Örgütü’ mensubu oldukları öne sürülen ve polisler hakkındaki soruşturma sonucu yer alıyor: “Fethullah Gülen cemaati Emniyet içinde ciddi bir örgütlenme içinde. Emniyetin daire başkanlıklarında, eğitim kurumları ve illerde önemli makamlara kendi elemanlarını yerleştirerek uzun vadeli, planlı ve programlı bir çalışma içinde oldukları herkesçe bilinen bir gerçek. Teşkilat bünyesindeki yapılanmada, eğitim kurumlarına eleman almada, yurtdışına eğitim ve araştırma amacıyla personel gönderilmesinde, rütbe ve terfilerinde, atamalarda ve diğer konularda kendi yandaşlarına çeşitli menfaatler sağlanmıştır.”
Cemaatin copları... Togan Yayınları, Eylül 2010, 5’inci baskı, 20 bin adet satış...
DERİN DEVLET MİLLİLEŞTİRİLMELİ
BÜLENT ORAKOĞLU (Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı)
* DERİN BÜROKRATLAR: 2007’de yazdığı Ankara’da Gölge Oyunları’nda, Kızılelma Koalisyonu gibi Ergenekon tipi yapıların arka planını araştırdı. Bu yapıların devlet içinde devamlı sorun yarattığını, faili meçhullerin bu yapılarla ciddi ilişki içinde olduğunu yazdı. 2008’de yazdığı İhanet Çemberi/PKK’yı Yöneten Türkler kitabında da PKK ile derin devlet, Hizbullah’la JİTEM arasındaki ilişkileri ortaya çıkardı. “Görev yaparken derin devlet unsurlarıyla karşılaştık. Ama ‘derin devlettenim’, demiyor ki! Devlet görevlisi olarak karşımıza çıkıyor. Derin devlet yapısı içinde hareket eden çok üst düzey bürokratlar da oldu.”
* DEMOKRATİK AÇILIM Eşref Bitlis gibi devlet hizmetinde bulunmuş önemli insanların ölümleri şüpheli. Meclis kararıyla araştırılırsa aydınlatılabilir. 1996’da PKK’nın üst düzey yöneticileriyle görüşen askeri yetkililer vardı. Bunu o dönemki siyasi iradeden saklayarak yapıyorlardı. Biz şimdi şunu araştırmalıyız: Demokratik açılım bir tuzak mı? Türkiye içinde etnik dinsel birtakım çatışmalar çıkarmanın altyapıları mı hazırlanıyor? 1996’da tespit ettiğimiz bu yapıya polis mantığıyla baktığımda, kuruluşundan beri bu örgütü kullanan iç ve dış güçler var. Bu iç güçler ceza almamak için siyasi partileri bu işe bulaştırmaya kalkışıyor.
* BİZİMKİ ÇETE: Soğuk savaş döneminin bitmesinden sonra dünya ülkeleri iç ve dış tehdit değerlendirmelerini yeniden düzenledi. Türkiye, yeni dünyaya kendini adapte etmekte geç kaldı. Her ülkenin derin devlet yapısının olması lazım. Ama Türkiye’de derin devlet yapısının büyük bir kısmı, çeteleşmiş yapılardan oluşuyor. Avrupa ülkelerinin derin devletleri, o ülkenin meclisi, başbakanı, cumhurbaşkanının yani karar mekanizmalarının kontrolünde. Onların derin devletleri, uluslararası arenada at koşturuyor. Bizim derin devletimiz, içe yönelik. Devlete değil, kendilerine hizmet ediyor. Darbeler düzenliyor, darbeler öncesi siyasi faili meçhuller yapıyor. Bizim Türk derin devleti milli derin devlet değil. Millileştirilmeli.
* PKK: Türkiye’de daha milli derin devlet yapısına gidiş var. TSK, yargı, iktidar ve muhalefetin, derin devletin kontrolü için birlikte hareket edecek inisiyatifi ortaya koymaları lazım. İstikrar ve huzur istemeyen derin devlet içindeki çetelerin hâlâ operasyonel gücü var. Derin devletin en önemli uzuvlarından biri, PKK.
Ankara’da Gölge Oyunları. Timaş Yayınları, 24 bin, İhanet Çemberi/PKK’yı Yöneten Türkler, 35 bin adet sattı...
PEK YAKINDA...
Eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ile İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun, derin devlet ve derin ilişkilerle ilgili kitap yazıyor. MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’in Kürt meselesi ve derin devleti ele alan kitabı da önümüzdeki günlerde piyasaya çıkıyor.