Biriktirmenin sınırı yok

Güncelleme Tarihi:

Biriktirmenin sınırı yok
Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 2001 00:00


İnsanların ilgi duydukları objeleri biriktirme merakının sınırı yok. Biriktirme merakı, yüksükten, kibrit kutularına, buzdolabı süslerinden parfüm şişelerine, hisse senetlerinden telefon kartlarına kadar uzanıyor.

Koleksiyon kültürünün henüz çok fazla gelişmediği Türkiye'de koleksiyonculuğa giderek artan bir ilgi gözleniyor. Koleksiyoncu sayısı hızla artarken, koleksiyon konuları da genişliyor.

Türkiye'de koleksiyonculuk yelpazesi içinde, uçak, otomobil, motosiklet, tren, gemi, bina, ev eşyası, askeri araç, gereç, hayvan, bitki ve insan maketleri koleksiyonlarının yanı sıra madalyon, telefon kartı, kartpostal, joker, tespih, sigara kutusu, ferman ve berat, el yazması doküman, dini kitap ve hat, eski cam ve porselen, halı, kilim,yazma, posta kartları, peçete, taş, takvim, kitap, harita, eski fotoğraf, taş plak, dergi, afiş, eski nota, imzalı kitap, parfüm şişesi, tahvil ve hisse senedi, kartvizit, yemek kitapları, saat, kibrit kutusu, plak, propaganda kartı, yüksük ve davetiye koleksiyonları da bulunuyor.

Bir anlamda yatırım olarak da bakılabilen koleksiyonculukta, pul, para, antika eşya ve tablo koleksiyonları sahiplerine zaman içinde büyük kazançlar sağlayabiliyor.

Collection dergisi

Türkiye'de de artık bir koleksiyon piyasası oluşmaya başlarken, Ant Yayıncılık, bu piyasaya yönelik olarak 'Collection' adlı derginin yayınına başladı.

Derginin Yazı İşleri Müdürü Şerif Antepli, Türkiye'de koleksiyoncular için ilk kez bir dergi yayınlandığını söyledi.

Yurtdışında bu konuda bir çok dergi yayınlandığını, Türkiye'de ise koleksiyon yapan kişilerin bu konuda birbirlerinden haberdar olacakları bir yayın bulunmadığını ifade eden Antepli, bu ihtiyacı karşılamak üzere harekete geçtiklerini söyledi.

Derginin üç ayda bir yayımlandığını anlatan Antepli, dergi çıkmaya başladıktan sonra büyük ilgi gördüğünü ve çok sayıda kişinin kendi koleksiyonlarını tanıtmak için dergiye başvurduklarını anlattı.

"Koleksiyon bir kültürdür" diyen Antepli, koleksiyonculuğun ortaya çıkmamış kültürü de gözler önüne serdiğini ifade etti.

Kendisinin de Türkiye Cumhuriyeti pulları ile sinema pulları koleksiyoncusu olduğunu anlatan Antepli, derginin çıkmasından sonra Türkiye'deki koleksiyonculuğun boyutunu daha iyi fark ettiklerini kaydetti. Antepli, içkiden, mutfak eşyalarına, mektuptan heykele kadar pek çok konuda koleksiyon yapanlarla karşılaştıklarını anlattı.

Koleksiyonculuğun maddi bir yönü de bulunduğuna işaret eden Antepli, yurtdışında çok ekstrem koleksiyonların daha yaygın olduğunu,Türkiye'de ise daha çok pul, para, mektup, kitap koleksiyonculuğu yapıldığını söyledi.

Merakı korüklüyor

Şerif Antepli, koleksiyonculuğun kültürü arttırıcı bir faaliyet olduğunu, koleksiyon yapan kişilerin daha çok araştırma yaptığını, ilgi konularına uygun bilimsel eserlere ilgi gösterdiklerini söyledi.

Koleksiyoncuların birbirleriyle de çok yakın ilişki kurduklarını ifade eden Antepli, "Birbirleriyle bilgi, belge ve obje değişimi yapıyorlar. Değişik sektörlerden değişik insanlarla tanışıyor, yeni arkadaşlar ediniyor, fikir alışverişinde bulunuyorlar. Uluslararası düzeyde dahi birbirleriyle arkadaşlık kuruyorlar. Bu da daha sosyal ve araştırıcı olmalarını sağlıyor" dedi.

"Her koleksiyonun bir değeri vardır" diyen Antepli, koleksiyonların bir anlamda yatırım olarak da düşünülebileceğini, türüne bağlı olarak paraya çevrilebileceğini söyledi.

Pul, para, antika eşya ve tablo koleksiyonculuğunun getirisi en fazla olan koleksiyon türleri olduğunu anlatan Antepli, Türkiye'de de bu konuda çok önemli koleksiyoncular bulunduğuna işaret etti. Antepli, bazı Türk pul koleksiyoncularının dünya sergilerinde altın ve daha üstün madalyalar aldıklarını söyledi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarındaki pullar ve Osmanlı pullarının çok iyi prim yaptığına dikkati çeken Antepli, özellikle 1922-1938 yıllarına ait pulların milyarlarla ölçülen paralara satılabildiğini vurguladı. (aa)


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!