Biri sizi gözetliyor

Güncelleme Tarihi:

Biri sizi gözetliyor
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 25, 2004 00:00

Hükümetler artan terör olaylarına karşı önlem olarak yurttaÅŸlarını hiç olmadığı kadar sıkı bir takibe aldı. Ä°z sürme faaliyetlerinde büyük bir patlama yaÅŸanıyor. Ulusal kimlik kartları ve pasaportlar, biyometrik verilerle donanmış çipler içeriyor. Bir Londralı günde 300 kez güvenlik kameralarına yakalanıyor.Otobüslerde, trenlerde, caddelerde dükkanlarda, müzelerde turistik alanlarda denetim kameraları artık yadırganmıyor. Bütün bu veriler yavaÅŸ yavaÅŸ bilgisayara iÅŸlendikçe hükümetler sıradan bir vatandaşın eksiksiz profilini çıkartabilecek veritabanına sahip olabilecek. Ancak bu önlemlerin daha güvenli bir dünya yarattığını söylemek zor! Cambridge Ãœniversitesi’nden matematikçi John Daugman 10 yıl önce insan gözünün irisinin (gözbebeÄŸi etrafındaki renkli kısım) bar kod gibi taranmasını saÄŸlayan 4 matematiksel denklem geliÅŸtirdi. Bu teknoloji potansiyel suçluların izini sürmekte zorlanan güvenlik güçlerinin imdadına hızır gibi yetiÅŸti. Öyle ki kuramsal olarak kimlik kartları tarihe karışacak, iris kimlik kartının yerini alacaktı. GüvenilirliÄŸinin yanısıra uygulama kolaylığı teknolojiyi benzersiz kılıyordu. Yapacağınız tek ÅŸey gözünüzü hızlı ve zararsız bir lazer tarayıcıdan geçirmek ve bu bilgiyi yetkililere iletmekti.Daugman’ın 1994 yılında patentini aldığı bu buluÅŸ, 11 Eylül saldırılarından sonra korku içindeki Batıları küresel terörizmden kurtaracak kilit teknoloji olarak algılanmaya baÅŸladı. O tarihten sonra ‘biyometrik’ teknolojilerÄžparmakizi tarayıcılarından ses tanıma cihazlarına kadar- aniden ön plana çıktı. Daughman’ın Iridian Technologies isimli ÅŸirketi de bu furyadan yararlanmasını bildi. Terörü önlemezAncak Daugman ‘Kimlik belirleme ile antiterörizmi birbirine karıştırmamak gerek. Ä°ris taramasının terörizmi önleyeceÄŸi görüşü bence tümüyle yanlış. Bir intihar eylemcisinin veritabanına iÅŸleneceÄŸini beklemek havanda su döğmekten baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil’ diyor.Daugman bu düşüncesinde yalnız deÄŸil. Pek çok güvenlik uzmanı çok sayıda ülkenin 11 Eylül’den sonra benimsediÄŸi denetleme mekanizmalarının El Kaide gibi terörist gruplar üzerinde etkili olup olmadığını sorguluyor. Teröristlerle mücadelede teknolojiye çok fazla güvenmek suçluların sistemi yıkma giriÅŸimlerini zorlaÅŸtırsa da, yanıltıcı bir güvenlik duygusuna kapılmak, sistemi alt eden az sayıda eylemcinin bir anlamda olaÄŸanüstü bir baÅŸarı kazandıkları görüntüsü veriyor. Ayrıca terazinin diÄŸer kefesinde sıradan vatandaÅŸların bulunduÄŸunu da unutmamak gerek. Bu insanlar güvenlikleri için özel yaÅŸamlarının gizliliÄŸinden tümüyle vazgeçmiÅŸ durumdalar. Havaalanlarındaki bitmez tükenmez tarayıcıdan geçme kuyrukları, sokaklardaki kameralar kuÅŸkusuz insanların kendilerini güvende hissetmelerine yol açıyor. Ancak özel yaÅŸamlarını bu kadar ortaya dökmelerinin karşılığında elde ettikleri güvenlik ne kadar gerçek?Hükümetler cephesiBu tür kuÅŸkular yöneticileri pek fazla baÄŸlamıyor. Tam tersi, terörizm korkusu devlet mekanizmasının iz sürme faaliyetlerinde büyük bir patlama yaÅŸanmasına neden oldu. Hükümetlerin çıkarttığı ulusal kimlik kartları ve pasaportpalar, biyometrik verilerle donanmış çipler içeriyor. Otobüslerde trenlerde, caddelerde dükkanlarda, müzelerde turistik alanlarda denetim kameraları artık yadırganmıyor. Bütün bu veriler yavaÅŸ yavaÅŸ bilgisayara iÅŸlendikçe hükümetler sıradan bir vatandaşın eksiksiz profilini çıkartabilecek veritabanına sahip olabilecek. Denetleme teknolojisinin en etkin olduÄŸu kentlerin başında Londra geliyor. 1990’lı yıllarda Ä°rlanda Cumhuriyetçi Ordusu’nun (IRA) yarattığı terör korkusunun ardından kapalı devre televizyon (CCTV) kameraları kentin dört bir yanına yerleÅŸtirildi. Kente giren herhangi bir araç, 10 metrelik direklere yerleÅŸtirilmiÅŸ kameralar tarafından görüntüleniyor ve bu görüntüler Polis Ulusal Bilgisayar Merkezi’ne gönderiliyor. Bu arada 100 kadar polis kamerası kentin sokaklarında dolaÅŸan insanları izliyor. Özel ÅŸirketler de suç oranını düşürmek amacıyla bu önlemlere sıcak bakıyor. Diyelim kentin en önemli alışveriÅŸ merkezlerinden biri olan Oxford Street’de dolaÅŸmaya çıktınız. En az 17 kameranın sizi görüntülediÄŸinden emin olabilirsiniz. EÄŸer dükkanlara girdiyseniz bu sayı artacaktır. Londralı günde 300 kezOrtalama bir Londralı günde 300 kez görüntülenir. Bazı tahminlere göre bugün dünyadaki izleme kameralarının yüzde 20’si Ä°ngiltere’de bulunuyor. Bu da 4 milyon kamera anlamına geliyor.Ä°ngiliz Polis örgütünün içindeki bir ekibin kamerayı kasklarının içinde sakladıkları söyleniyor.Ne var ki kameralar, kaydettikleri veriyi inceleyecek bir araç olmadığı sürece yararsızdır. Ä°ngiliz İçiÅŸleri Bakanlığı’nın 2002 yılında gerçekleÅŸtirdiÄŸi bir araÅŸtırma, kameraların suç oranının düşürmede pek de etkili olmadığını ortaya koydu. Londra polisi kameraların beklenileni vermemesinin altında, insan gücü yetersizliÄŸinin yattığını kabul ediyor. Çünkü kameraların teröristleri tespit edebilmesi için bir polis ordusunun sürekli olarak görüntüleri taraması gerekiyor. Ä°ÅŸte bu nedenle yüz-tanıma programlarından yararlanarak ancak tanınan suçluları tespit edebilmeyi hedefliyorlar. Yüz tanıma tekniÄŸiKaldı ki yüz tanıma teknolojisinin de beklentileri karşılamakta yetersiz kaldığı düşünülüyor. Sözgelimi Minnesota, Minnetonka’da bulunan Identix isimli yazılım ÅŸirketinin geliÅŸtirdiÄŸi FaceIt adı verilen program, ÅŸu anda Ä°ngiltere’de deneme amacıyla kullanılıyor. FaceIt, insanların yüz hatları arasındaki görece mesafeleri ölçerek bir kod Äžveya yüzizi- yaratıyor. Bir bilgisayar kolaylıkla bu yüzizini vertabanındaki diÄŸer yüzizleri ile karşılaÅŸtırıyor. Ancak bu sistemin pek iÅŸe yaradığı söylenemz, çünkü 11 Eylül’den sonra bu yazılımın da çok doÄŸru iÅŸlemediÄŸi görüldü. Åžirket doÄŸru sonuçların alınması için, görüntünün günün hangi saatinde alındığının, ışığın geliÅŸ yönünün, yüzün kamerayla oluÅŸturduÄŸu açının dikkate alınması gerektiÄŸini söyleyerek kendini savunuyor.DoÄŸruluk payı düşük de olsa FaceIt yazılımı Ä°zlanda’nın Reykjavik havaalanında ÅŸu anda kullanımda. Fazla biyometrik veriDiÄŸer biyömetrik ölçümler benzer ÅŸekilde uygulaması zor ve güvenilirlikleri düşük olabiliyor. Bu nedenle yetkililer bu yöntemlerden birine yatırım yapmaya pek yanaÅŸmıyorlar. Olası zararlara karşı önlem olarak hükümetler dijital kimlik kartlarına birden fazla biyometrik veri yerleÅŸtirme yoluna gidiyor. Önümüzdeki bahar aylarında Ä°talyan hükümeti yurttaÅŸlarının carta d’identita’ları (kimlik kartı) yerine mikroçip destekli carta d’identita elettronica dağıtacak. Kart, hem parmakizi ham de yüzizi taşıyacak. Zaman içinde iris taramaları da ilave edilecek. Hükümet sözcüsü Mario Baccini bu konuda şöyle konuÅŸuyor: ‘Yeni e-pasaportlar, sahtekarlığı minimize ederek küresel terörizm ile mücadelede büyük yarar saÄŸlacak.’ Avrupa BirliÄŸi pek yakında tüm üye ülke vatandaÅŸlarının ortak bir kimlik kartı taşımaları ve hepsinin aynı biyometrik verileri içermesi yönünde çalışmalar yapıyor.Almanya bu konuda bir adım daha ilerde. Hükümet biyometrik kimlik kartlarına ek olarak merkezi bir veritabanı kurmayı planlıyor. Böylece vatandaÅŸlarının biyometrik ölçümlerini resmi kayıtlardaki tüm kiÅŸisel bilgilerle birleÅŸtirecek. Saman içindeki iÄŸnePek çok insan güvenliÄŸi için özel yaÅŸantısının bu ÅŸekilde ortaya dökülmesine karşı çıkmıyor. Peki ulusal kimlik kartları ve vertabanları bunu saÄŸlacak mı? Åžu anda bu soruya olumlu yanıt vermek için erken, ancak bazı uzmanlar bu konuda karamsar. Veritabanları bazı durumlarda yanlış bilgi içerebilir. Veritabanı geniÅŸledikçe doÄŸru olmayan veriler yanlış önlemlere zemin hazırlayabilir. Londra’daki Statewatch adındaki bir sivil toplum örgütünden Tony Bunyan bu konuda şöyle konuÅŸuyor: ‘Terörizm ile savaÅŸta bir hedefiniz olmalı. Aksi takdirde çok büyük bir saman yığını içinde birden fazla sayıda iÄŸne aramak zorunda kalırsınız.’Bütün bu itirazlar doÄŸal olarak teknolojinin kullnılmayacağı anlamına gelmiyor. Bazı özel ÅŸirketlerin kullandığı veri-çıkartma yazılımları bugün hükümet yetkilileri tarafından kullanılıyor. Amerikan Haberalma Örgütü CIA’in bir yan kuruluÅŸu olan In-Q-Tel’in yetkililerinden Gilman Louie, ‘Bilgi yönetimi olmadan bilgi analizi bilgi denizinde boÄŸulmaya benzer’ diyor.CIA’nın etkinliÄŸiIn-Q-Tel’in ilk yatırımlarından biri merkezi San Diego’da olan Mohomine ÅŸirketi. Bu ÅŸirket belirli bir yapıya sahip olmayan verileri ayıklıyor ve sınıflandırıyor. Bu bilgiler genel olarak e-postalarda, basılı malzemede ve Web sayfalarında saklı. Åžirketin patentli buluÅŸu olan Kofax’ın geliÅŸtirdiÄŸi bilgi tarama teknolojisi, daÄŸlar gibi belgelerden anlamlı bilgi çıkartabiliyor. Böylece önceliÄŸi olan bilgilerden dijital bir arÅŸiv elde edilebilecek.Newsweek 8 Mart 2004 tarihli sayısından özetlediÄŸimiz yazıda ÅŸu noktaya da iÅŸaret ediliyor: yeni Amerikan göçmen yasalarına göre ABD’ye gelen yabancıların geri döndürülmesini engellemek için diÄŸer ülkelerin pasaportlara biyometrik verileri eklemesi gerekiyor. Bush yönetimi diÄŸer ülkelerin sınırlardaki kontrolu artırması yönünde baskı yapıyor. BÄ°YOMETRÄ°K GÃœVENLÄ°KÄ°nsanın fiziksel özelliklerinin ölçümünden yararlanan güvenlik teknolojilerinin elinden kurtulmak, ÅŸifre veya belgeye dayalı eski usul kimlik tespitinden daha zordur.SES TANIMAÄ°nsanın konuÅŸma örneÄŸinden yararlanarak dijitalleÅŸtirilen ses-izi, pasaport veya ‘akıllı’ kredi kartına yüklenir. Bu, kartın çipine kaydedilmiÅŸ diÄŸer biyometrik verilerden öte ekstra bir güvenlik saÄŸlar.Ä°RÄ°S TANIMAÄ°nsanların gözbebeklerini çevreleyen renkli halkanın özellikleri insandan insana deÄŸiÅŸir ve görme yeteneÄŸine zarar vermeden deÄŸiÅŸtirlemez. Demodülasyon adı verilen matematiksel bir iÅŸlemden yararlanan güvenlik yazılımı, bu özellikleri dijital bir kimlik koduna dönüştürür. Bu kod, bir veritabanına yüklenmiÅŸ örnek ile karşılaÅŸtırılır.YÃœZ TANIMAKamera kalabalık içindeki bir yüzün görüntüsünü yakalar.Sistem, fooÄŸrafın çekim açısından doÄŸan bozuklukları telafi eder.KiÅŸiye özgü 80 özelliÄŸe sayısal deÄŸerler verilir. Bu ÅŸekilde yaratılan bir profil, varolan profillerle karşılaÅŸtırılır.PARMAKÄ°ZÄ°Bu ucuz ve yaygın olarak kullanılan teknolojide, ya dijital bir kamera veya elektrik akımından yararlanarak bir parmağın kendine özgü görüntüsü yaratılır. Bu teknolojinin tek bir sakıncası vardır. Bu sistemler kurbanın parmakizini Äžparmağı keserek bunu yapabilir- kullanan hırsızlar tarafından kandırılabilir.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!