Güncelleme Tarihi:
Genel seçimlerden hemen önce, 5 Haziran’daki Diyarbakır patlamasında iki bacağını kaybeden Ortadoğu Sinema Akademisi sanat yönetmeni Lisa Çalan (28), protez bacakları takılır takılmaz “Bu vahşet ancak animasyon olur” dediği patlamanın filmini çekecek. İki hafta sonra proteze hazırlık ameliyatı olacağını söyleyen Çalan, “Suruç patlamasını duyduğumda başa döndüm, iki gün kendime gelemedim. Savaş etiğini kaybetti, barış neden istenilmiyor anlamıyorum. Birbirimize muhtaç ve mecburuz. Yoksa barış isteyen, iyi duyguları olan herkes katledilecek” diyor.
‘KUŞLARIN MEKÂNI’
Lisa Çalan, 11 çocuklu Diyarbakırlı bir aileye mensup. “Kuşların mekânı” anlamına gelen ismi gibi özgürlüğünü seviyor ve onun için barış istiyor. Abisinin okuldan eve hep yırtık kıyafetle geldiği çocukluk günlerini anlatırken “Burası, günleri her zaman sıcak olan bir memleket. 1990’lı yıllar daha zordu. Doğduğunda politik doğuyorsun burada” diyor. Çocukluğu şimdiki adı Yenişehir Mahallesi olan köyü Şılbe’de, ağaçların tepesinde geçmiş; yüzündeki izleri gösterip “Ayaklarım varken de bu yaşta tırmanırdım ağaçlara, büyük keyifti benim için” diyor. Lisa Çalan, hayallerini, patlama anını ve sonrasını Hürriyet’e anlattı:
“Lisede bir hastalık geçirdim ve okulu bırakmak zorunda kaldım. Sonra açık liseyi bitirdim. Daha kolay oldu, kredilerimle iki yılda bitirdim (gülüyor). Ama bu sistemde üniversite okumak istemedim. Kuzenlerimin hiçbiri kendi mesleğini yapmıyor. Irak’ta okumak istedim, orada da çok para istediler. Ya gazeteci olmak ya da sinema ve tiyatroyla uğraşmak istiyordum. Sinemaya hep ilgim vardı, hayal gücüm çok genişti. Rüyalarıma yansıyan sürreal hayallerim vardı. Dört yıl önce Ortadoğu Sinema Akademisi’ne bağlı Aram Tigran Kent Konservatuarı’nda iki yıl sinema eğitimi aldım.”
BU ŞANS MI BİLMİYORUM
“Bir arkadaşımla 13 bölümlük bir dizi film çektik. Senarist ve yönetmenliğini yaptığım ‘Dağların Dili’ kısa filmimi çektim, montajlanmayı bekliyor. İyileştikten sonra İslam dininin çocuk üzerinde yarattığı etkiyi anlatan bir film var kafamda. Varoluş üzerine uzun metrajlı bir film düşünüyorum. Bir de patlamaya dair projem var. Yoğun bakımdan odaya alındığımda geldi aklıma. Çok ağrım vardı, kuzenimi çağırdım, ‘Aç telefonu, sesimi kaydet’ dedim. Kayda aldık. Şimdi o vahşeti nasıl verebileceğimi düşünüyorum. O patlamayı, o kanı… Ancak animasyon ile verilebilir herhalde.”
“O güne çok keyifli başlamıştım. Mitingi heyecanla bekliyordum. İşten arkadaşlarımla gittik. Akşam da düğünleri hiç sevmem ve gitmem ama kuzenimin düğününde olmam gerekiyordu. Arkadaşlarımdan ayrıldım, alandan çıkmaya çalışırken patlama oldu. Geriye doğru itildiğimi hatırlıyorum. Geçenlerde gizli gizli görüntüleri seyrettim. O dehşeti tekrar yaşadım. Sağıma soluma bakıyorum, ayakta olan insanlar yerdeler ben ortada oturuyorum. Yüzümdeki ifade, onların yüzündeki ifade… Ailem bir bacağımın hastanede kesildiğini düşünüyordu çünkü üzerimde hayatını kaybeden bir yaşlı amca vardı. Görüntülerde onun bacakları benim bacağım gibi görünüyordu. Oysa ben hep onlara söyledim bacaklarımın olmadığını ama bilincimin yerinde olmadığını düşünüyorlardı. Hiç bilincimi kaybetmedim. Kaybetseydim kan kaybından ölebilirmişim. 8 kilo kan kaybetmişim. Yaşıyor olabilmeme çok şaşırdım. Bu şans mı bilmiyorum. İki bacağımı kaybettim, yarım gitti. Fotoğraflara da baktım sonra, bakmasam atlatamazdım.”
BİRBİRİMİZE EL AYAK OLALIM
BİR grup kadın sinemacı ve aktivist, başta Lisa Çalan olmak üzere, Diyarbakır patlamasında yaralanarak uzuvlarını kaybedenlere protez desteği için, “Birbirimizin eli ayağı olalım” kampanyası başlattı. Bingöl Elmas, Elif Ergezen, Jülide Kural, Melek Ulugay, Melek Özman, Sevilay Demirci ve Silva Bingaz , kampanya için bugün Diyarbakır’da yaralılarla birlikte olacak.
SURUÇ’TA BAŞA SARDIM
Suruç’taki patlamadan sonra ise yaşamak mucize gibi geliyor. Ailem Suruç’u saklamaya çalıştı benden. Ama duymamak imkânsız. Ziyarete gelenlerden duyduğumda şok oldum. Başa sardım. Fotoğraflara bakılacak gibi değildi. Savaşa karşı herkese bir saldırı var..”
TEKERLEKLİ SANDALYE BANA YAKIŞMIYOR
Lİsa Çalan, sözlerini şöyle sürdürüyor: “İki hafta sonra yeni bir ameliyatla bacaklarım proteze uygun hale getirilecek. Bir de kulak ameliyatı olacağım. Patlamada kulak zarlarım yırtıldığı için duymakta zorlanıyorum. Fizik tedaviler, protez testleri, protez… Biraz zaman gerekiyor ama ben çok acele ediyorum. Doktorum bu ameliyatım için üç ay sonra demişti. Ben daha hastanedeyken ikinci ameliyatı da olmak istedim. Zor ikna ettiler. Bir an önce protezlerimi takıp ayağa kalkayım istiyorum. Bu tekerlekli sandalye hiç yakışmıyor bana, kimse de yakıştıramıyor.”
‘Yürürsek ders veririz’
“Sokaklarda yürümeyi, bir yerde çay içmeyi özledim. Benimle birlikte 8-9 kişi uzvunu kaybetti. Protez gerçekten masraflı bir iş. Kalkıp yürürsek bize bunu yapanlara ders vermiş oluruz. Siz ayağımızı kestiniz ama biz yine ayaktayız diye. Savaşa karşı durabilecek potansiyelimiz var özellikle bu toprakta hep oldu. Hep kalktık. Barış güzel bir şeydir ya, korkuyla yaşanmaz. Direnmek lazım barış için. Birbirimize muhtaç ve mecburuz. Yoksa barış isteyen, iyi duyguları olan herkes katledilecek.”