Güncelleme Tarihi:
Kocası Hasan Karabulut'u tabancayla öldüren Çilem Doğan, 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "yakın akrabayı öldürme" suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılandığı davada karar duruşması için hakim karşısına çıktı.
Doğan, son savunmasında "Şu adliye koridorlarında yüzüm mor şekilde çok dolaştım koruma kararları için. Başka bir seçeneğim kalmamıştı" dedi. Mahkeme başkanı, Çilem Doğan'ın işlediği cinayetten dolayı ceza almaması için şerh koydu. Oy çokluğuyla alınan kararda iyi hal indirimi de uygulanarak Doğan'a 15 yıl hapis cezası verildi. Doğan'ın Yargıtay'a kararı temyiz ettirme hakkı bulunuyor.
İFADESİNDE EŞİNİ SUÇLAMIŞTI
Çilem Karabulut daha önce ifadesinde eşi Hasan Karabulut'un tanıştığında serbest meslek yaptığını söylediğini ancak daha sonra eşinin esrar sattığını ve uyuşturucu kullandığını öğrendiğini belirterek şunları söylemişti: "Uyuşturucu kullandığını sürekli inkar etti. Evliliğimizin 28. gününde hastalandığımı ve başımın ağrıdığını beni hastaneye götürmesini istedim. Hastaneye gideceğiz diyerek beni Çatalan Köprüsü'ne götürdü. Ben de hani hastaneye gidecektik burası neresi dediğim zaman otomobilin içinde beni yumruklayarak kulağımdan yaraladı. Sonra beni ormanlık alana götürerek darp etmeye başlayıp, 'fuhuş yapıp bana para getireceksin' dedi. Sonra beni eve getirerek 3 gün kapıyı üzerime kilitleyip aç susuz bıraktı. Annem ve kayınvalidemler bana ulaşamayınca eve gelip benim hapis olduğumu görünce Hasan'ı arayıp 'gel kapıyı aç yoksa polis çağıracağız' dediler. Bunun üzerine Hasan geldi ve kapıyı açtı. Annem de beni kendi evine götürdü. Eve gittikten sonra bu olayla ilgili Cumhuriyet Polis Merkezi'ne giderek şikayette bulundum ve yasal işlem başlatıldı. Ben bu arada 1 haftalık gebe olduğumu öğrendim. Hasan da sürekli eve gelip eşimi istiyorum diyordu. Hamile olduğum için onu affedip tekrar kendi evime döndüm. Doğum günü gelip sancı başlayınca hastaneye yattım. Hastaneye gittiğim gün annem ve kayınvalidem yanımdayken uyuşturucu almış bir vaziyette yanıma gelerek ben NTS cihazına bağlıyken beni dövmeye başladı. Benim için annesine hitaben, 'Bu çocuk benim değil ben bu çocuğun doğmasını istemiyorum, doğarsa bu çocuğu öldürürüm bırakın bu kadını benimle gelin' dedi. Bunun üzerine kaynanam 'sen git ben çocuğumun doğmasını bekleyeceğim sen namussuzsun biz namusluyuz' diyerek Hasan'ı hastaneden gönderdi. Daha sonra benim bir kız çocuğum oldu. Annem Hasan'ı arayarak doğum yaptığımı söylemiş Hasan 'Bana ne lan' diyerek telefonu kapatmış. Hastane masrafını annem ödedi biz hastaneden taburcu olarak annemin evine gittik. Bir hafta sonra Hasan beni aramadığı için ben Hasan'ı arayıp 'gel bizi ele güne rezil etme çocuğunla karınla ilgilen' dedim. Ancak Hasan o zaman gelmedi ama 10 gün sonra geldi ancak çocuğun yüzüne bile bakmadı ve gitti. Bir süre sonra da annemler beni ve çocuğumu kendi evime bıraktılar."
KARNIM DİKİŞLİYKEN DÖVÜP PARA İSTEDİ
"Benim karnım daha dikişliyken beni dövüp annemden para iste dedi. Ancak hamilelikten yeni çıktığım için bu olayla ilgili polise müracaat etmedim. Bu tür nedenlerden dolayı Hasan Karabulut beni sürekli dövdü ben de sürekli polis merkezine başvurdum bundan dolayı evden uzaklaşma da aldı. Hatta başka cezalar da aldı. Bana şiddet uyguladığı için avukat tutarak boşanma davası açtım. Ancak araya aile büyükleri girerek arada çocuk var diyerek beni boşanmadan vazgeçirdiler. Boşanmadan vazgeçmemde Hasan Karabulut'un beni telefonla arayarak 'benden boşanırsan, anneni, babanı, kardeşlerini öldürürüm' tehditleri de etkili oldu.
"FUHUŞ YAPTIRMAK İSTEYİNCE ÖLDÜRDÜM"
Hasan, beni fuhuş yaptırmak için Antalya'ya götürmek istedi. Son 3 gündür Hasan eve gelmiyordu. 8 Temmuz 2015 günü saban 07.00'da eve geldi. Bebeği yatak odasından çıkarmamı istedi ben de diğer odaya götürdüm. Daha sonra yatak odasına tekrar geldiğimde, her zaman belinde taşıdığı tabancayı yastığın altına koydu, soyundu valiz çıkardı 'ben biraz uyuyacağım iki kadın ve sen hazırlan Antalya'ya gideceğiz' dedi. 'Diğer 2 kadınla birlikte sen fuhuş yapıp bana para kazanacaksınız artık Adana ile ilişkilerini kes' dedi. Ben kendisine bakınca 'ne bakıyorsun bundan sonra lafımı ikiletme' diyerek saçlarımdan tutup sürükledi ben de düştüm, saçımdan tuttuğu için Hasan da yatağın arasına düştü. Benim elim de yastığın altına gitti. Antalya'ya gitmeyip fuhuş yapmayacağım için Hasan'ın beni öldüreceğini düşünerek yastık altındaki tabancayı alarak, Hasan bana dönmeden ona ateş etmeye başladım. Kaç el ateş ettiğimi bilmiyorum çünkü tabancadan anlamıyorum, sonra tabancayı yatak odasına bırakıp, Hasan gelebilir diye yatak odasının da kapısını kilitledim bebeğimi de evden alarak kaçtım."