Güncelleme Tarihi:
Çocuğun oyuncaklarını kendisinin seçmesine olanak tanınmalı ve oyuncağıyla oynamasına izin verilmeli. Çocuk oynarken öğreniyor, kişiliği gelişiyor, kendine güveni artıyor.
Çocukların en büyük eğlence kaynağı oyuncakları. Vakit geçirmeleri için vazgeçilmez olan oyuncaklar artık yalnızca eğlence amaçlı değil. Uzmanlar ders çalışmak yerine oyuncaklarıyla oynayan çocuklarını azarlayan anne-babaları uyarıyor; ‘‘Çocuğunuzu oyuncaklarıyla oynamaya teşvik edin ve oyuncak seçiminde dikkatli olun.’’ Çocuklar doğdukları andan itibaren etraflarını gözlerler ve herşeyi algılarlar. Oyuncaklarıyla bir hayal dünyası kurarlar ve yaratıcılıkları gelişir. Grup oyunları; paylaşmayı, ekip çalışmasını ve işbirliğini öğretir. İntertoy Pazarlama Müdürü Ari Duek çocukların hayal dünyalarında oynadıkları oyunlarda etraflarında gördüklerini yansıttıklarını söylüyor; ‘‘Action Man'in dünya denizlerini zehir dökerek kirletmeye çalışan Dr. X'in üstüne atlayarak altetmesi çocuğun bu şiddeti en basit ve kimseye zarar vermeksizin dışa vurma yolu. İçindeki duyguları bu şekilde dışa vuran çocuk çok daha sakin ve ruh sağlığı yerinde bir birey olarak toplumda yerini alır.’’ Yapılmış herhangi bir araştırma olmamasına rağmen Duek, Türkiye'de anne ve babaların özellikle son 5 yıl içerisinde bilinçlendiklerini vurguluyor. Çocuk gelişimine yönelik yayınların ve tv programlarının artması en büyük etken. Türkiye'de önemsenmesi gereken bir diğer konu ise çocuğun oyuncaklarını kendisinin seçmesine olanak tanınmaması. Tüm gelişmiş ülkelerde uzmanlar çocuğun oyuncaklarını kendi seçmesine olanak tanınması kişilik gelişimi, karar mekanizması ve kendine güvenin artması bakımından önemli olduğunu vurguluyor.
Pedagog Güray Sabit de oyuncak seçiminin çocuk tarafından yapılması gerektiğini söylüyor; ‘‘Çocuklarımızın hayatında her şeyi kontrol edemeyiz. Türkiye'de 39 tv kanalı var ve çizgi filmler bile şiddet unsuru içeriyor. Ebeveynler çocuklarının silah vb. oyuncakları almasını engellemesinler. Oyunu kontrol ederek, oyun içinde çocuğun kahraman, kurtarıcı gibi pozitif misyonlar yüklenmesi için yönlendirsinler. Böylece çocuklar oyun içinde enerjilerini ortaya koyarken gerçek yaşamda sakin olurlar.’’
Oyuncak alırken dikkat?
1- Alınan oyuncakların, güvenlik ve kalite açısından testlerden geçtikten sonra satışa sunulan markalara ait olmasına dikkat edilmeli.
2- Çocukların yaşına ve gelişimine uygun oyuncaklar seçilmeli. Oyuncak kutularının üzerinde oyuncağın kaç yaş çocuklara uygun olduğunu gösteren ibarelere dikkat edilmeli.
3- Oyuncak seçiminde çocuk anne-babayla birlikte olmalı. Aldıkları oyuncaklar hakkında çocuklara açıklayıcı bilgi verilmeli.
4- Oyuncak seçerken yalnızca eğlenceye yönelik olanlar değil eğitici ve geliştirici olanlar tercih edilmeli.
Onunla nasıl konuşacağınızı biliyor musunuz?
Anne babalar çocuklarına mesaj iletirken dinleme ve anlama hataları yapıyorlar. Beden dili, kelimeler ve ses tonu raslantısal kullanıldığında amacından uzaklaşıyor. Bu yanlışlar özellikle 5-6 yaşlarına kadar olan çocuklarda daha etkili oluyor. Çocuklar yanlış tepkilerde bulunmaya başlıyorlar. Prof. Dr. Zuhal Baltaş çocuklar istenmeyen davranışlar yaptıklarında tepkinin yansıtılma biçiminin önemli olduğunu söylüyor; ‘‘Elindeki bardağı düşürüp kıran bir çocuğa 'ne kadar dikkatsizsin' ya da 'bu bardak kaç para biliyor musun?' tepkileriyle yaklaşıyorsak çocuk da kırdığını saklama davranışına girer. Bundan sonra da hatalı davranışını göstermeme eğilimi gösterir.
Herkes hata yapar
Çocuklar da her insan gibi hata yapıyor. Önemli olan bundan ders alarak ilerlemeleri.’’ Aile bireylerinin çocuklarla kurdukları iletişim çok önemli. Yapılan hatalı konuşmalar çocukla anne babası arasındaki ilişkiyi belirliyor. Örneğin; ‘‘Üşüyorsun ceketini giy’’ yerine ‘‘Hava serinledi. Üşüdüğümü hissediyorum. Üzerime bir ceket alacağım, sen nasıl hissediyorsun?’’ demek çocuğa kendini daha iyi hissettiriyor. Ya da çocuk okuldan gelince ‘‘çok yorgunum, öf’’ yerine ‘‘hoşgeldin’’ cümlesiyle açılan bir kapı farklı bir ilişki başlatıyor. Baltaş çocukla ilişki kurmak sadece ‘‘nasılsın, bugün okulda ne yaptın?’’gibi sorular sormak değildir diyor. ‘‘Çocukla iletişiminiz sürekli olmalı. Diyelim, birgün okuldaki bir olayı anlatmış ama siz pek önemsememişsiniz. Bir süre sonra ‘‘Bugün okulda ne o ldu?’’ diye sorduğunuzda ‘‘Hiçbir şey’’ cevabını verir.