Ersan ATAKAN eatakan@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Mart 28, 2008 00:00
Olympus SP-570 UZ elime geçer geçmez, uzun zamandır gezme fırsatını bulamadığım Haliç civarına attım kendimi. Geçtim Google Earth’ün başına Fener ve Balat yakınlarından görüntülemek istediğim yerleri işaretledim ve gidip zum şampiyonu bu makine ile görüntüledim.
Olympus SP-570 UZ, ultra kompakt modellerle yetinmeyen ama D-SLR kategorisine de geçmeyenler için mükemmel bir seçenek. Birçok önemli teknolojik özelliği üzerinde bulunduruyor olması, iyi bir kare için büyük kolaylık ve avantajlar sunuyor.
10 megapiksel CCD sensörü, tam 20x optik zum gibi bir ultra özelliği, modeli farklı kılmaya yetiyor. 26 mm geniş açı özelliği, mimari vb. çekimlerde bütünü karenize taşıma imkanı tanıyor. 20x optik zuma sahip olması, bulunduğunuz yerden çok uzaktaki ayrıntıları bile net bir şekilde yakalamanıza, nesneleri dokuna-cakmışsınız gibi görüntülemenize
yardımcı oluyor.
Haliç gezime kıyıda başlarken, ben de bu üstün zum özelliğinden en güzel şekilde yararlanmasını bildim. Daha yanına gelmeden bölgenin önemli tarihi ve mimari eserlerinden "Sveti Stefan Bulgar Kilisesi"ni görüntüleme imkanı bulmak, beni sanki yeni bir keşif yapmışçasına heyecanlandırdı. Bu kilisenin önemli bir özelliği, ilk prefabrik yapılardan biri olarak mimari tarihte önemli bir yer tutması. Yeşil/gri renkteki bu eserin tamamı Viyana’da dökme olarak yapılmış, Tuna ve Karadeniz üzerinden demonte olarak taşınmış ve Haliç’teki yerinde monte edilmiş.
Gölge ayarlama
Kilisenin yanından ayrılıp yolun karşı tarafına geçerek gezime devam ettiğimde, hedefim Fener Rum Patrikhanesi idi. Ortodoks Hiristiyan aleminin ruhani merkezi olan bu önemli tarihi ve dini bina, hem dışarıdan hem de içeriden birçok değişik ve güzel kareye imkan veriyor. Avluda yer yer karanlık bölgelerde yaptığım çekimlerde, SP-570 UZ’nin gölge ayarlama teknolojisi imdadıma yetişti. Bu özellik ile görüntüdeki karanlık bölgeler en iyi şekilde dengelenerek kaliteli sonuç için en uygun ayarlama sağlanıyordu.
Balat ve Fener’in dik sokaklarını soluk soluğa tırmanırken her durakta ayrı bir kareyi görüntüleme imkanına kavuşuyorsunuz. Patrikhane’yi terk edip yukarılara tırmanmaya başlarken, İstanbul siluetinde belki de daha önce hiç dikkat etmediğiniz bir yapı ile karşılaşıyorsunuz. Kırmızı Mektep olarak da bilinen Fener Rum Lisesi, devasa yapısı ile karşınıza çıkıyor. Bölgede görülecek yerler saymakla bitmeyecek kadar zengin. Ali Yazıcı Camii, Yavuz Sultan Camii, Camcı Çeşme Camii, Abdi Subaşı Camii’ni bunlar arasında sayabiliriz.
Tam yorgunluğumun farkına varmıştım ki, imdadıma yine SP-570 UZ’nin ultra zum özelliği yetişti. Bulunduğum
tepeden Haliç’in karşı kıyılarını tararken, aklıma Rahmi
Koç Müzesi geldi. Burada bulunan "Cafe du Levant" gezimi güzel bir mola ile sonuçlandırmam için bana eşsiz bir fırsat sunuyordu. Üstelik bu önemli ve ilginç müzeyi bir kez daha ziyaret edebilecek olmam da yanıma kár kalacaktı.
TAM BİR GEZGİNSize kısaca aktarabildiğim bu gezide, bana eşlik eden Olympus SP-570 UZ tam bir gezi arkadaşı oldu. Eve geldiğimde çektiğim kareleri seyrederken aldığım haz, onu yanıma almakla ne kadar iyi bir
seçim yaptığımı kanıtlıyordu. Yüksek hızlı 13.5 kare/sn ardışık çekim imkanı (3 megapiksel modunda), çift görüntü sabitleme işlevi ile bulanık görüntülere son vermesi, yüz tanıma teknolojisi, özgürce çekim imkanı sunan manuel çekim modları, en pratik sonuçlar için 23 hazır çekim modu, 6.9 cm’lik (2.7 inç) "HyperCrystal LCD" ekranı, başarılı makro seçeneği, manuel zum halkası onu sınıfında başarılı ve farklı kılan özelliklerden sadece bazıları.