Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz aylarda Hollanda merkezli büyük bir kozmetik firması, kadın çalışanların makyaj yapmasını zorunlu hale getirmişti ancak bu kararın tepki çekmesinin ardından, zorunlu makyaj uygulamasından vazgeçildiği açıklandı.
Satış temsilcilerinin performansı açısından kadın çalışanların makyaj yapmasını zorunlu hale getiren şirketin eski bir kadın personeli, iş yerinde erkek çalışanlara yönelik herhangi bir zorlama olmamasına rağmen kadınlara yapılan bu zorlamanın haksızlık olduğunu savunarak, Hollanda İnsan Hakları Enstitüsü'ne başvurdu.
Enstitü, erkek mağaza personeli gibi, makyajsız kadın çalışanların da müşterilere tavsiyelerde bulunabileceğini belirterek, makyaj zorunluluğunun kadın personele daha ağır bir yük getirdiğini vurguladı ve bunun "doğrudan cinsiyete dayalı ayrımcılık" olduğuna karar verdi.
Firma ise eski kadın çalışanın ayrımcılığa maruz kaldığını hissetmesi nedeniyle üzüntü duyduklarını belirterek, özür diledi ve iş yerindeki düzenlemeleri değiştirerek, kadın personele yönelik makyaj zorunluluğunu sonlandırdı.
Hollanda'da, başta hava yolu şirketleri olmak üzere birçok iş yerinde kadın çalışanlara yönelik makyaj yapma zorunluluğu hâlâ yürürlükte olan bir uygulama.
Ülkemizde de bazı firmalar, iş görüşmelerinde kişinin işe kabul edilmesi durumunda nasıl giyinmesi gerektiği, ayakkabı ve makyaj konusunda bilgi veriyor, kurallar yazılı olmasa bile şirketin belirlediği çerçevede işe gelinmesi gerektiğini belirtiyor.
Şirkette böyle bir zorunluluk olmasa bile hemcinslerinin yanında kendini baskı altında hisseden ve istemese de makyaj yapan, topuklu ayakkabı giyen onlarca insan var.
Biz de BİR SORUDAN FAZLASI serimiz için işe giderken makyaj yapma konusunda işverenin ya da çalışma arkadaşlarının baskısını üzerinde hisseden kadınlarla konuştuk.
'MAKYAJ YAPMAYINCA MÜDÜR NOTUMU KIRACAK DİYE KORKUYORUM'
H. A. (34)
Yaklaşık 10 yıldır öğretmenlik yapıyorum. Normalde spor ve rahat giyinmeyi çok severim ama tabii ki okulda bu şekilde giyinemiyorum. Okullarda kılık kıyafet konusunda bazı kurallar var, bizde de o kadar katı olmamakla birlikte uygulanıyor. Yönetim, parmak arası terlikle, yırtık pantolonla hatta kot pantolonla okula gelmemizi istemiyor. Kıyafetten bağımsız olarak müdürümüz kadın öğretmenlerin topuklu giymesini ve makyaj yapmasını istiyor. Bunu bir kural olarak söylemiyor elbette ama hal ve hareketleri ile böyle tercih ettiğini hissettiriyor. Böyle giyinmediğimiz zaman, şık giyinenlere iltifat edip dolaylı yoldan diğerlerini yeriyor. Bakışlarından, “Bak arkadaşın ne güzel giyinmiş makyaj yapmış senin bu halin ne” dediğini çok net okuyabiliyoruz.
Bizim okuldaki öğretmenlerin yaşları 25-45 arası ve herkes zaten gayet bakımlı geliyor. Tüm öğretmen arkadaşlar öyle gelince ister istemez ben de onlara ayak uydurmak zorunda kalıyorum ama her gün topuklu giyip makyaj yapmak istemiyorum. Bazı günler saçımı yukarıdan toplamak, ayağıma spor ayakkabıyı giymek ve okula makyajsız gitmek istiyorum. Yani böyle gidince işimizi daha mı kötü yapacağız, ya da çocukların üzerinde etkimiz mi azalacak?
Her sabah hazırlanırken müdür bana not verecekmiş de çok bakımlı ve güzel olmazsam notumu kıracakmış gibi hissediyorum. Erkek öğretmenler saçları başları dağınık gelse de onlar neden kimsenin umurunda olmuyor merak ediyorum. Kadınların üzerindeki bu baskıya çok kızıyorum ama bir yandan da bu baskı olmasa kendimi iyice salarım diye içten içe seviyorum.
'ŞİRKET CAST AJANSI GİBİ'
K.G. (27)
Giyim kuralı olmayan rahat bir sektörde çalışıyorum. İşe ilk başladığımda çok erken gittiğim için hafif bir makyajı bile çoğu zaman yapamıyordum. Bu sebeple kimse de 'Neden makyaj yapmıyorsun?' demiyordu. Ancak yaş ortalaması hayli küçük olan bir yer ve çalışanların çoğunluğu genç. Diğer çalışanlar işe o kadar bakımlı geliyorlardı ki, bir süre sonra kendimi kötü hissetmeye başladım. Dışardan bakan bir göz için şirket, cast ajansı gibiydi. Bir süre sonra ben de makyajsız işe gitmemeye başladım ve içlerinde farklı durmamak için haliyle uyum sağladım. İlk zamanlar zorlandım tabii ama sonra ben de alıştım. Rahat giyinmeyi, sırt çantalarını, spor parçaları çok seven biriyken renk renk elbiseleri, topukluları, şık çantaları tercih eder oldum ve makyajsız dolaşamaz hale geldim. Özetle işverenin baskısı değil resmen mahalle baskısı yüzünden makyaja başladım.
'MAKYAJ MALZEMELERİ İÇİN EK BÜTÇE ÖDENMELİ'
B.S. (42)
Ben satış işinde olduğum için işim gereği makyaj yapmak zorunlu ama işverenlerin makyaj malzemesi fiyatlarından haberi yok bence. Benim cildim alerjik bir yapıya sahip, her ürünü gönül rahatlığı ile kullanamıyorum ve hassas ciltlere özel ürünler almam gerekiyor. Her gün makyaj yaptığımda da haliyle ürünler çok çabuk bitiyor. Tamam yaptığım işten dolayı her zaman bakımlı ve güzel görünmek zorundayım ama bence sürekli makyaj yapması gereken departmanlara bunun için ek bütçe ayrılması gerekiyor. Yemek, servis gibi bu da zorunlu ödenmesi gereken bir masraf olarak çalışana ödenmeli. Kadınlara böyle bir zorunluluk ister istemez yükleniyor ama maliyeti kimsenin umurunda değil. Bu masraftan kurtulmak için biraz para biriktirip kalıcı makyaj yaptırmayı düşünüyorum. Bir iki ufak dokunuşla hep bakımlı olacağım ve sürekli para vermek zorunda kalmayacağım.
'MAKYAJSIZ KADIN DA GÜZELDİR'
N. K. (36)
Bu benim kanayan yaram. Makyaj yapmayı hiç sevmiyorum, mecburen yaptığım bazı günlerde de sürekli yüzümü kaşıyorum, inanılmaz rahatsız oluyorum. İş yerinde de 'İlla makyaj yapacaksınız' diye tutturan yok ama iş arkadaşlarımın baskısı beni çileden çıkarıyor. Saçıma, kılık kıyafetime zaten dikkat ederim ama makyaj yapmak kişisel bir tercih, isteyen yapsın isteyen yapmasın. 'Kadınlar mutlaka makyaj yapmalı, makyaj yapmayan kadın dişi ve seksi görünmez' algısı bana çok saçma geliyor. Ben kendimi makyaj yapmadığım zaman çirkin ve bakımsız hissetmiyorum, aksine doğal ve daha sağlıklı göründüğümü düşünüyorum. Ayrıca bazı kadınlar makyaj olayını iyice abartıyor boya küpü gibi geziyorlar. Benim gözüme de onlar kötü görünüyor.
İş yerinde hemcinslerime 'Makyajsız kadın da güzeldir, kendinizi mecbur hissetmeyin' diyorum. Onlar da bana 'Gel sana bir makyaj yapalım, bak çok daha güzel görüneceksin' diyor. Bir gün öğle molasında beni ikna edip makyaj yaptılar ve her gün makyajlı gelmem gerektiği konusunda baskı yaptılar. Şimdi ara sıra yapıyorum ya da arada iş yerinde yapmalarına izin veriyorum. Zorunluluk olmadığı sürece ara sıra makyaj yapmak sorun değil ama yine de tercihim sıfır makyaj modasından yana.
'BU BENİM KIRMIZI ÇİZGİM'
M. A. (39)
Benim mimarlık firmam var ve sürekli müşterilerle görüşüyorum. Bu nedenle hep çok bakımlı görünmek ve özenli olmak zorundayım. O yüzden makyajsız evden dışarıya adımımı atmam. Müşteriye güven vermemiz ve ciddi bir izlenim yaratmamız gerekiyor, solgun ve mat bir cilt, mor göz altları ve dağınık saçlarla bunu başarabilmemiz pek mümkün değil.
Kendi iş yerim olduğu için benim bu konuda üzerimde baskı yok ama ben birlikte çalıştığım arkadaşlara baskı yapıyorum. Aslında yaptığım baskı değil, iş görüşmesi yaparken bizim işin doğası gereği nasıl bakımlı olmaları gerektiği konusunda önceden konuşuyorum. Zaten bunu yapamayan ya da sürdüremeyeceğine inanan, işe yanaşmıyor. Çalışanlarımla bu konuda hiç sorun yaşamadım. Bu arada sadece kadınlar değil erkeklerin de aynı şekilde özenli olmasını talep ediyorum. Kotla tişörtle ya da spor ayakkabılarla işe gelmiyorlar, gömlekleri hep ütülü, ayakkabıları temiz, sakal tıraşı olmuş, saçları düzgün bir şekilde işe geliyorlar ve müşteri ile görüşüyorlar. Ben bugüne kadar kimseyi bu konuda uyarmak ya da baskı yapmak zorunda kalmadım ama eğer sorun yaşadığımız biri olursa mutlaka uyarırım çünkü bu benim kırmızı çizgim.
'İŞ ARKADAŞLARIMDAN ÇEKİNİYORUM'
C. D. (47)
Ben işim gereği bazen ofisten çalışıyorum bazen de dışarıda görüşmeye gidiyorum. Yerine göre giyinip süsleniyorum ama ofiste olacağım günler rahat bir şeyler giymek istiyorum. Ve o günlerde makyaj yapmak istemiyorum. Aslında iş yerimin bir kuralı yok ama ofisten dışarı çıkmayacaksam bile iyi görünmek istiyorum. İş arkadaşlarımın bana özensiz ve bakımsız demelerini istemediğim için her sabah halim olmasa da biraz makyaj yapıp mutlaka düzgün giyinmeye çalışıyorum. Yani çoğu zaman onlardan çekindiğim için daha özenli davranıyorum. Birkaç kere geç kaldığım için makyaj yapmadan işe gitmek zorunda kalmıştım, 'Neden bu kadar solgunsun, hasta mısın, neyin var?' gibi tepki verdikleri için bir daha makyajsız işe gitmeye cesaret edemedim. 'Demek ki makyajsız çok kötü görünüyorum' diye düşünüp neredeyse markete bile makyaj yaparak gidiyorum.
'MAKYAJ YAPMAK RUHUMA İYİ GELİYOR'
Y.S.K. (26)
Benim iş yerimde makyaj yapma zorunluluğu yok ancak ben makyajlı gitmeyi ve topuklu ayakkabı giymeyi tercih ediyorum. Üzerimde bir baskı hissetmiyorum ama eğer o gün makyajımı güzel yapmışsam, topuklu ayakkabılarımı giymişsem daha bir öz güvenli ve mutlu hissediyorum, ruhuma iyi geliyor. Makyajsız gelenleri görünce şöyle bir köşeye çekip yüzüne bir iki şey süresim geliyor. Yataktan kalktığı gibi gelenler oluyor, ben evin içinde öyle dolaşmam. Yani işe giderken de pazara gider gibi gelinmez belli başlı kuralları olmalı bence…
* * * * *
Peki işverenin kılık kıyafetimize, ayakkabılarımıza, sakal tıraşımıza, makyajımıza karışma ve bu konuda bir yaptırım uygulama hakkı var mı?
Av. Burcu Özer, kıyafete ilişkin düzenlemelerin yanında işverenler tarafından abartılı makyaj yapılmaması ya da saç ve sakal tıraşına ilişkin düzenlemelerin de belirlenebileceğini ancak ilgili kılık kıyafet düzenlemelerinin işçiye tebliğ edilmesi gerektiğini belirtti.
İşçiye tebliğ edilmeden sadece yönetmelikte veya sözleşmelerde bulunan kılık kıyafet düzenlemelerinin işçi için bağlayıcılığı olmadığını vurgulayan Özer, işçiye tebliğ edilen ve gerekli sınırlamaların çerçevesinde kalan kılık kıyafet düzenlemelerinin işçiyi bağladığını ve bu düzenlemelere uymak gerektiğini sözlerine ekledi.
İşveren yönetim hakkı kapsamında disiplin yönetmeliği ile ya da ayrıca düzenleyeceği bir iş yeri kıyafet yönetmeliği ile işçiye yazılı olarak tebliğ edilmek şartıyla işyerine kılık kıyafet kuralları getirebilir. Bu kapsamda iş yerinde makyaj yapılması hususunun da kural olarak konulması mümkündür. Bu kuralların herhangi bir yaptırımı düzenlenmemekle birlikte Anayasa'da yer alan eşitlik ilkesi, kişi dokunulmazlığı, özel yaşamın gizliliği, düşünce, din ve vicdan özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklere aykırı, belirtilen hak ve özgürlükleri sınırlayıcı nitelikte olmamalıdır. Keza Yargıtay kararlarında bu hususların aşılması halinde kişilik haklarına saldırının söz konusu olduğuna karar verilir.Avukat Burcu Özer
Av. Begüm Bayram, iş yerinde kılık kıyafet kurallarının işverenin yönetim hakkının bir görünümü olduğunu, bu kuralların işveren tarafından disiplin yönetmelikleri içinde düzenlenebileceği gibi iş yeri kıyafet yönetmeliğinin içerisinde de belirlenebileceğini belirtti.
Bayram, çalışana disiplin yönetmeliği ya da iş yeri kıyafet yönetmeliği ile getirilen kısıtlamalar ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmasa da Yargıtay kararları ışığında ilgili kıyafet düzenlemelerinin aşırıya kaçmaması, işçinin motivasyonunu veya dini, vicdani, sosyal durumunu etkilememesi gerektiğinin altını çizdi.
İşveren, çalışanların kılık kıyafet yükümlülüklerine uymasını beklerken aynı zamanda bu kuralı eşit bir şekilde uygulamalı kurala uymayan hiçbir çalışana göz yummamalıdır. Aksi takdirde kılık kıyafet yükümlülüğüne uymayan bir çalışan için işlem yapıldığında çalışanlar arasında ayrımcılık uygulanması söz konusu olur.
Av. Begüm BayramYargıtay 9'uncu Hukuk Dairesi’nin 2020/3027 Esas ve 2020/10966 Karar sayılı ilamında;
“… işverenin işçinin dış görünüşüne, özel yaşamına ve giderek dini ve siyasi sembolleri kullanmasına ilişkin vereceği talimatlar Anayasa'da düzenlenmiş eşitlik ilkesi, kişi dokunulmazlığı, özel yaşamın gizliliği, düşünce, din ve vicdan özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklere aykırı, belirtilen hak ve özgürlükleri sınırlayıcı nitelikte olmamalıdır. Ayrıca her hak gibi yönetim hakkı da Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına uygun olarak kullanılmalıdır” ifadesiyle çalışanın kıyafeti ile ilgili gösterilen davranışların çalışanın din ve inanç özgürlüğü, vicdan özgürlüğü, özel yaşamın gizliliği gibi haklara ve dolayısıyla kişilik haklarına saldırı olduğuna karar verilmiştir.
Özel sektörde kılık kıyafet düzenlemeleri işverenin yönetim hakkı dâhilinde kalmakta, işverence düzenlenebilmekte ancak Yargıtay kararları gereği eşitlik ilkesi, kişi dokunulmazlığı, özel yaşamın gizliliği, düşünce, din ve vicdan özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklere aykırı, belirtilen hak ve özgürlükleri sınırlayıcı nitelikte olmaması gerekir. Kamu sektöründe ise kamu personeli “Kamu Kurum Ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik” e uymakla yükümlü olup işbu Yönetmelikte Kamu Personelinin uyması gerekli olan tüm kurallar açık bir şekilde belirtilmiştir.
Av. Begüm Bayram