Güncelleme Tarihi:
Aşk, dünyanın en güzel duygularından biri. Aşık olunan kişiyle birlikte çıkılan tatiller de çiftlerin beraberliklerinde en unutulmaz zamanların başında geliyor. Ne var ki insan bazen de tek başına olmak, sadece kendine zaman ayırmak ve kendi tercihlerini yaşamak istiyor…
Bazı çiftler için ayrı ayrı tatile gitmek dünyanın en normal şeyi. Bazılarında ise bu ihtimalin dillendirilmesi bile kıyamet kopmasına neden oluyor. 'Bir Sorudan Fazlası' serimizde bu kez "Beraber olduğunuz kişi siz olmadan tatile gidebilir mi?" diye sorduk. Bazıları buna sert bir şekilde karşı çıkarken, bazıları da oldukça doğal karşıladı. İşte detaylar…
‘TATİLE BİRLİKTE GİTTİK AMA YİNE DE ALDATTI’
Hülya T. (34)
Önceden hayatımdaki insanın tek başına tatile çıkmasını asla istemezdim. “Hayatında ben varken tek başına tatile çıkmasının ne amacı olabilir?” diye düşünürdüm ama her an yan yanayken de aldatılabiliyormuş insan. Bunu çok acı bir şekilde deneyimledim.
Eski erkek arkadaşımla her yıl bir kez yaz tatiline giderdik. Hiçbir zaman tek başına tatile gitme isteği olmadı. Birkaç kez iş nedeniyle sempozyuma katıldı ve tek başına seyahat etti. Onun haricinde hiçbir yere yalnız gitmedi. Sorunsuz bir ilişkimiz vardı ve dört yıldır birlikteydik. Ben ona ilk günkü gibi aşıktım, onun da bana karşı hislerinin aynı tazelikte olduğunu düşünüyordum. Meğer başka çiçeklere konma hevesi çoktan başlamış da benim haberim yokmuş.
En son tatile gittiğimizde yine her şey çok yolundaydı. El ele göz göze diz dize bir tatil yaptık ve güle oynaya evimize döndük.
Birkaç hafta sonra sevgilimin telefonunun ekranına düşen bir mesajdan şüphelenip hafiye gibi iz sürmeye başladım. Yazışmalar İngilizce olduğu için tam olarak ne yazıldığını anlamadım ama kullanılan emoji'lerden aşk dolu mesajlaşmalar olduğu belliydi.
Ekran görüntülerini alıp en yakın arkadaşıma attım. Arkadaşım beni arayıp “Geçmiş olsun canım sana, bunlar bal gibi sevgili olmuş” deyince beynimden vurulmuşa döndüm.
Meğer tatile gittiğimizin ikinci günü bir şekilde birbirlerini görüp telefon numaralarını almış ve yazışmaya başlamışlar. Tatil boyunca her gün öğleden sonra şekerleme yapmak için birlikte odaya geliyorduk ama o "Ben uyuyamıyorum" diye kalkıyor ve dışarı çıkıyordu. Ben uyurken meğer beyimiz başka odalarda şekerleme yapmış ve benim ruhum duymamış.
Bu yaşadığımdan sonra tek başına tatile gitme fikrine çok da tepkili değilim. Yani bir insan isterse sevgilisi yani başındayken de yapacağını yapıyor ve engel tanımıyormuş. Bunu acı bir şekilde tecrübe ettim. Şimdi hayatımda olan kişinin hiç tek başına tatil isteği olmadı ama olsa da engel olmam, zaten erkeklere karşı pek güvenim kalmadı.
‘YAPACAĞI VARSA TEK BAŞINA TATİLE GİTMESİNE GEREK YOK’
Selma B. (40)
Gidebilir hatta kesinlikle gitmeli! Çünkü sağlıklı bir ilişki için çiftlerin kendine vakit ayırması, biraz yalnız zaman geçirmesi gerekir. Örneğin ben yalnız tatile gitmeyi çok severim. Hayatımda biri varken de tek başıma tatile gitmeyi seviyorum. Aynı şekilde sevgilimin de tek başına tatile çıkmasına karşı değilim. Öte yandan buna çok karşı çıkan, “Nasıl güveniyorsun, ya seni aldatırsa?” diye felaket senaryoları yazan arkadaşlarım var.
Genelde hepsi evli ve kocalarına yapışık yaşıyorlar. Buna rağmen eşleri onlara çok mu sadık dersiniz? Tabii ki hayır. Bence bir insanı ne kadar sıkarsan o insan o kadar kaçar. Benim eğer bir ilişkim varsa o kişi kesinlikle güvendiğim bir kişidir. Yani “Acaba beni seviyor mu, başka birilerine bakıyor mu, beni aldatır mı?” diye kafamı meşgul etmem.
Ama “Ben ona güveniyorum asla yapmaz” da demem. Yapacağı varsa tek başına tatile gitmesine gerek yok, evin kapısından çıktığı anda yapmak istediği her şeyi yapar zaten. Siz isterseniz vücuduna çip takın, o bir yolunu bulur yapar. Onun için sevgilinize ahtapot gibi yapışmanıza gerek yok, bırakın yalnız tatile de çıksın, erkek erkeğe eğlenmeye de gitsin.
Aynı şey benim için de geçerli olmalı tabii… Beni bu konuda kısıtlamaya çalışan bir partnerime pençelerimi çıkarmışlığım var. Tek başına tatile gitmek ona göre kabul edilebilir bir şey değildi. “Bir insanın sevgilisi yoksa tek başına tatile gider çünkü orada sevgili bulmayı amaçlar” diye düşünüyordu. Yani bir insan biraz kafa dinlemek, yalnız kalmak, bol bol kitap okumak, tek başına uyumak, bir şeyler yemek, denize girmek isteyemezdi.
Ama bence bazen “Acıktım, hadi kahvaltıya gidelim” cümlesini duymamak için bile tek başına tatile çıkmaya değer…
‘EŞİM KEŞKE BENSİZ TATİLE GİTSE’
Gizem G. (32)
Evlenmeden önce senede iki kere mutlaka tatile giderdim. Bunlardan biri ailemle biri de en sevdiğim arkadaşlarımla olurdu. Evlendikten sonra ise bunların yerini eşimle olan tatiller aldı. Yine yılda iki kez mutlaka tatile gidiyorum ama bunların hepsi eşimle oluyor.
Evliliğin ilk birkaç yılı tatiller çok heyecan verici olsa da tekrarlandıkça sıkıcı gelmeye başladı. Artık tatille ilgili beni heyecanlandıran tek şey yeni bir yer keşfetmek ve işten uzak birkaç gün geçirmek oluyordu. Tavırlarından tahmin ediyorum ki eşim için de böyle. Nitekim bekar arkadaşlarının sosyal medya paylaşımlarını gördükçe eski anıları aklına gelip anlatmaya başlıyor.
Eşimle ortak olan arkadaşlarımız hafta sonu yemeği için bize geldiklerinde, yazın da yaklaşmasını fırsat bilerek ayrı bir tatil yapma önerisinde bulundum. İlk karşı çıkan benim eşim oldu. Diğer erkekler daha sessiz kalsa da onların da eşleri/sevgilileri çok ahlaksızca bir şeyden bahsedermişim gibi tepki gösterdi. Oysa tatillerin birini eşlerimizle birini de erkekler ve kadınlar grubu olarak ayrı yapacaktık. Konu eşlerinin tatile gitmesi olunca, her fırsatta sürekli yan yana olmaktan şikâyet eden arkadaşlarımın gözleri döndü. Keşke eşim erkek arkadaşlarıyla tatile gitse de bana da gitme fırsatı doğsa.
‘ODASINDA BAVULU GÖRÜNCE TATİLE GİTTİĞİNİ ANLADIM’
Seda Y. (29)
Nişandan sonraki düğüne hazırlık süreci eşlerin birbirini en iyi tanıyabileceği dönemlerden biri. Ben de eşimin ne kadar profesyonelce yalan söylediğini ama her yalanın da bir gün ortaya çıkacağını bu dönemde öğrendim.
Düğüne az kala ailemle daha çok vakit geçirmek istiyor, nişanlımla sadece düğün töreniyle ilgili önemli bir şey olduğunda halletmek için görüşüyordum. Zaten evlerimiz de yürüme mesafesi olduğundan "İstediğim her an görebilirim" rahatlığı vardı bende.
O günlerde kına gecesi yapmak yerine yakın kız arkadaşlarımla yazlığımızda ufak bir bekarlığa veda partisi yaptık. O sıralarda evde olduğunu ve düşünceli davrandığı için beni rahatsız etmediğini düşündüğüm nişanlım da yakın arkadaşlarıyla Kıbrıs’a gitmiş. Benimle iletişimi de kesmiyor, sürekli arıyor ve konuşuyordu. Güzel bir hafta sonu geçirdikten sonra eve döndüm ve onun çok sevdiği kekten yapıp ziyarete gittim.
Beni görmeyi hiç beklemiyordu. Odasına girdiğimde köşede bir bavul gördüm. "Bu ne?" deyince ben, o sırada odada olan annesi tatil dönüşü hâlâ bavulunu açmadığını söyledi. Ben soru sordukça annesi nereye gittiğine, kimle gittiğine kadar anlattı. Zaten bavulu görünce bilmediğim bir şeyler olduğunu anlamıştım. O sırada eşim de renkten renge giriyordu.
Aslında bana en baştan söylese tabii ki arkadaşlarıyla tatile gidebilirdi ama tepkimi bilemeyerek yalan söylemeyi tercih etti. O günden beri arkadaşlarıyla tatile gitmesini asla onaylamıyorum.
'ARKADAŞLARIMLA TATİLE GİTMEYİ RÜYAMDA BİLE GÖREMEM'
Sedat O. (36)
Üniversitede yediğim içtiğim ayrı gitmeyen en yakın arkadaşım kız istemeden tutun, düğünüme kadar her anımda yanımda oldu. Adana'dan İstanbul'a maddi manevi hiçbir şeyi düşünmeden her seferinde geldi. Sıra onun düğününe gelince benim de aynı şekilde her anında yanında olmam gerekiyordu. Eşim hamile olduğu için uçağa binemiyor; yol çok uzak olduğu için otomobille de seyahat etmek istemeyince tek başıma gideceğimi söyledim. Bunu duyan eşim sanki onu aldatmışım da bunu öğrenmiş gibi çılgına döndü.
Hemen 'Hamile eş bırakılıp uzağa gidilir mi?' diye bana vicdan azabı çektirmeye başladı. Bir tarafta en yakın arkadaşım bir tarafta eşim vardı. Böyle bir durumda seçim yapmak belki çoğu kişi için kolaydı ama benim için çok zordu. Olay o kadar büyüdü ki ailelere kadar yansıdı. Bir süre sonra arkadaşımın düğününe değil de tatile gidiyormuşum gibi bir muamele görmeye başladım. Kendi annem bile beni ayıplıyordu.
Sonunda ne mi oldu? Tüm baskılara ve hamile eşimin ısrarlarına dayanamayarak o düğüne katılamadım. Arkadaşıma da bunu en uygun dille anlattım artık ne kadar inandırıcı ve mantıklı olduysa... Velhasıl ben düğün için bile seyahat edemiyorken, arkadaşlarımla tatili rüyamda bile göremem.
‘BEN DE EŞİM OLMADAN EĞLENEBİLMELİYİM’
Suna S. (33)
Eskiden özgürlüğümün kısıtlanmasını sahiplenilmek gibi görürdüm. Şimdi tam tersi evlilikte özgürlüğün belirli sınırlarda mutlak olması gerektiğini düşünüyorum. Zaten güvensizlik varsa ne kadar sınır koyarsanız koyun istendiğinde o sınırlar aşılıyor…
Bence eşim tek başına tatile gitmeli ancak bu tek taraflı olmaz. Aynı şey benim için de geçerli olmalı. Örneğin, ben yıllarca tek başına sınırlanan taraf olmuşum. Ve eşim ben de istemeyeyim diye meğer kendi sosyal etkinliklerini de sınırlamış.
Bir dönem baktım ki arkadaşlarıyla çok sık dışarı çıkıyor ve bunun pazarlığını yapmaya başladı. Ben de evde çocuk olduğu için çıkamıyordum. Bunu fark ettiğimde ve söylediğimde ‘Sen annesin, çocuğun yanında olman gerek’ cevabıyla karşılaştım. O günden sonra ‘Sen de babasın’ diyerek haklarımızın eşit olduğunu söyledim ve kendime de zaman ayırmaya başladım.
Yani özünde çiftler iki taraflı da çok abartı olmadığı sürece kendi sosyal yaşamlarını sürdürmeli. Çünkü hemcinslerle konuşmalar farklı eşlerle farklı… Ve deşarj olmanın eşlere iyi geldiğini düşünüyorum. Eğer mesele güven ise zaten sadakatsizlik yer, mekân ve zamandan öte kişinin kendisinde bitiyor. Ve illa ki fark ediliyor. Hele ki erkekler bunu çoğu zaman tabiri caizse eline yüzüne bulaştırıyor.
Mesele bensizken eğleniyor olmasıysa, ben de onsuz eğlenebilmeliyim. Tatilse de tek taraflı olmamalı. Sorun ‘Erkek gidebilir ama kadın kız arkadaşlarıyla tatile gidemez, hatta akşam dışarı çıkamaz’ yargısıysa bunu aşmanın zamanı çoktan geldi diye düşünüyorum.
‘HAPİS GİBİ HAYAT YAŞATMAK İKİ TARAFI DA SIKINTIYA SOKAR’
Osman Ö. (35)
Eşimin bensiz tatile gidebilmesine elbette izin veririm. Tatilin süresine de bağlı tabii. Üstelik ufak bir çocuğunuz varsa bu bazı durumlarda zorlaştırabiliyor bazı şeyleri. O ufak çocuğa babası ne kadar iyi bakarsa baksın annenin yeri her zaman başkadır, anneyi arar.
Tabii bireylerin kendilerine de vakit ayırması gerekiyor. Bunu da görmezden gelmemek gerek. Arkadaşlarla bir kahve içmek bile nasıl iyi geliyor, tatili siz düşünün… Ama bizim gibi küçük çocukları olan aileler için en azından benim için sürenin uzun olmaması gerek. Bebek anneyi arar, varlığını, kokusunu yanında hissetmek ister.
Eşlerin birbirlerine olan anlayışlarını, saygılarını, güvenlerini de es geçmemeli. İki taraf için de çok önemli bunlar. Yoksa hapis hayatı yaşatmak iki tarafa da sıkıntılı süreçler doğurur. Tatil her birey için ihtiyaç. Sadece hayatta bazı sorumluluklarımızı bilmemiz lazım. Birbirimizi sıkmadan, boğmadan, anlayışla süreçleri ilerletirsek görürüz ki çorap söküğü gibi güzellikler bizi bulur.
'BENSİZ İŞ SEYAHATİNE BİLE ÇIKAMAZ'
Kübra T. (26)
Eşim bensiz bırak tatili iş seyahatine bile çıkamaz. Çalıştığı yer her yaz başında işçilerini Antalya'da ünlü bir otele götürüp, motivasyon çalışmaları yapıyor. Uzun yıllardır aynı yerde çalıştığından patronuna rahatlıkla bu durumu anlatıp, beni de götürmesi gerektiğini söyledi. Zaten kendi ücretimi de ödeyecektim. İlk defa şirket harici biri bu motivasyon tatiline geldiğinde iş arkadaşları şaşırmış, hatta benim olmadığım yerlerde eşimle dalga bile geçmişlerdi. Şimdi ise başka eşler de bu tatillere katılmaya başladı.
Korkum beni aldatması ya da başka bir şey değildi. Daha evliliğimizin ilk yıllarında beni yalnız bırakıp gitmesini kabullenemiyordum. Bu sebeple bensiz iş tatili de olsa gitmesini istemiyorum. Belki evliliğimizin ilerleyen yıllarında bu kadar takıntılı olmam. Ama şu an böyle...
BAĞIMLILIK ÜZERİNE KURULU İLİŞKİLER NEFES ALDIRMIYOR'
Yakın ve duygusal ilişkilerde iki ayrı benliğin 'biz' olma sürecinin hiç de kolay olmadığını söyleyen Uzman Psikolog Göksu Telmaç, "Bu süreçte en zoru da 'ben' olarak kalabilmeyi sürdürebilmek. Yani hem ilişkiye hem de kişinin kendisine saygı ve özen göstermesi çok önemli. Ancak toplumumuzda ilişkideki bağlılık ve aidiyet yanlış algılanıyor. Sahip olma ve bağımlılık üzerinden kurulan ilişkiler neredeyse nefes aldırmıyor. Kişi diğeri için kendinden vazgeçiyor, sınırlarını yani benliğini unutabiliyor" ifadelerini kullandı.
Telmaç şöyle devam etti:
"Birinin tek başına tatile gitme durumu da bu denklemi yansıtıyor. Bir planı, eğlenceyi, tatili sevdiğiniz biriyle yapmak istemek çok doğal ve kabul edilir bir şey. Ancak bunu tek koşul olarak görüp, ayrı planlar yapmayı yasaklayan bir ilişki içinde mutluluk giderek azalır. Tek başına giden kişi, partnerini aldatabilir olasılığını düşünüyorsanız kötü bir haberim var: Eğer bir kişi sadakatten uzaksa bunu her an ve koşulda yapabilir."
İLİŞKİ TEMELLERİ UZAKTAYKEN DE BİZ OLMAK ÜZERİNE KURULMALI
İlişki içeriklerinin uzaktayken de biz olabilme, gerektiğinde kendine odaklanabilme üzerine kurulmasının gerektiğinin altını çizen Telmaç, "Kadın veya erkek fark etmeksizin, ilişkilerin sahip olmaya değil, birlikte olmaya yaradığını öğrenmeliyiz. Toplumda çoğu şiddetin de ilişkilerin içinde özgür kalabilmekle ve kişinin kendi sınırı nerede başlıyor, nerede bitiyor bilmesiyle çözüleceğini düşünüyorum" dedi.