Güncelleme Tarihi:
İstanbul Nişantaşı Nuri Akın Anadolu Lisesi’nde müzik öğretmeni olan 35 yaşındaki Eser Çakarcı, Adana’nın Seyhan ilçesi Akkapı köyünde dünyaya geldi. Liseye kadar köy okulunda okuyan Çakarcı’nın müziğe ilgisi çocukken başladı. Ancak ilkokulda da ortaokulda da bir müzik öğretmeni olmadı. İlk gitarını yolda bulduğu tahtadan ve babasının olta takımındaki misinalardan yaptı. İlk gerçek gitarını istediğinde ise babası ona ‘balık vermeyi’ değil ‘balık tutmayı öğretmeyi’ seçti.
O günden sonra aile restoranlarında bulaşıkçılık yaptı. Yaz tatilinde kazandıklarını biriktirip ilk gitarını satın aldığında kursa da gitmesi gerekiyordu. Bu kez kantinden simit alması için verilen harçlıkları biriktirdi. Hafta sonları bulaşıkçılığa devam ederek özel bir kurstan gitar eğitimi aldı. Şimdi ise ‘Çocukken yiyemediğim simitleri bugün yiyebilmek için çocuklara verdiğim enstrümanlar karşılığında bir simit alıyorum” diyen Eser Çakarcı, öyküsünü şöyle anlattı:
ÇOCUKLUĞUMU DOYURUYORUM
“12 yaşlarımda duvara yaslı tahta gördüm. Aldım, koşarak eve gittim. Tahtaya bir gitar çizdim ve gitar gövdesi çıkardım. Babamın olta takımından misinalarla da gitar teli yaptım. O gitarla müziğe başlamış oldum. Yaz tatili gelince babamın restoranında çalışmaya başladım. Biraz para biriktirip bir dükkâna gittim. Ama ücretin yarısı eksikti. Satıcı, ‘Biriktirdikçe gel bırak, tamamlanınca gitar senindir’ dedi. Okul çıkışı çalışmaya devam edip gitarın borcunu ödedim ve 3 ay sonra gitarıma kavuştum. Sonra bir müzik eğitim merkezinde ders almak istedim. Ailemden aldığım harçlıklara hiç dokunmuyordum, yani simit paralarımı biriktirerek kurs parasını ödedim. Çocukluğumda bende eksik olan şeyleri şimdi vermeye çalışarak aslında çocukluğumu doyuruyorum. Bunun yanında bir köşeye atılmış, kırılmış, arızalı enstrümanları toplayıp onarıyor ve çocuklara hediye ediyorum. Tabii bir simit karşılığında.”
ÖĞRENCİLERİYLE ‘KIVIRCIK’I KURDU
700 bestesi, klipleri ve öğrencileriyle kurduğu bir müzik grubu da olan Çakarcı, ‘Bir simide bir gitar’ projesinin nasıl geliştiğini ise şöyle ifade etti: “Gitara ilk kez dokunduğunda ilgisini fark ettiğim bir öğrencime gitarımı hediye etmiştim. O an içimde bir filiz yeşerdi ve böyle devam etmeye karar verdim. Yakında piyasaya çıkaracağım bestelerimin geliriyle çocuklara enstrüman alacağım. Ben öldükten sonra da bestelerimin geliri müzik öğrencilerine gitsin istiyorum. Bir öğrenciye bir şeyi ‘yaparak’ örnek olmak ile ‘enstrüman çal’ demek çok farklı. Okulda öğrencilerimle grup müziği ve enstrümantal çalışmalar yapıyoruz. Müzik odasından hiç çıkmıyoruz. Yap demektense örnek oluyorum. Bir müzik grubumuz var, neredeyse hepimiz kıvırcık olduğumuz için grubun adını ‘Kıvırcık’ koymak istiyorum.”
ANNEMİN ‘ESER’İYİM
Eğitim hayatı yarıda kalan annesinin, en önemli ilham kaynaklarından biri olduğunu söyleyen Çakarcı, 18 yaşında kendisine yapılan sürprizi de şöyle anlattı: “Babam yurtdışındayken anneme para gönderirmiş. Üniversiteyi kazandığım gün ‘Bankaya git, sana hediyem var’ dedi. Bankada 18 yıl boyunca benim için biriktirdiği para vardı. O para üniversite eğitimime yardımcı oldu, babam da iflas etmişti. Annem okuyamamış ve hep buna üzülmüş. Bana ‘Senin ismini Eser koymamın nedeni okuyamamaktı. Seni güzel yetiştireyim, bari bir ‘eserim’ olsun diyerek 18 yıl boyunca kendime harcamayıp sana biriktirdim’ deyişini unutamam.”