Bir Saddam vardı

Güncelleme Tarihi:

Bir Saddam vardı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 10, 2003 02:13

1979 yılında iktidara geldikten sonra zamanının yarısını komşularıyla dalaşarak geçirdi. Dünyanın en geniş ikinci rezervlerinden akan petrol dolarları sayesinde bölgesel güç olmaya oynadı. İran'la savaştı, Kuveyt'i işgal etti. Hiçbiri tutmadı ve sonunda rejimi yerle bir oldu.

Bundan 24 yıl önce bir temmuz günü Bağdat'ta başlayan iktidar, dün Bağdat'ın Firdevs Meydanı'ndaki devasa heykelin devrilmesiyle son buldu. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in nerede olduğu belli değil ama rejiminin bittiği belli.

Sosyalizm ile Arap milliyetçiliğini birleştiren Baas Partisi ideolojisinden gelen Saddam'ın iktidarı 17 Temmuz 1979 günü başlamıştı. Aynı yıl İran'da yaşanan İslam devrimi Saddam'ın kaderini değiştiren dönüm noktası olacaktı. Irak'taki Şii çoğunluğun, Tahran'daki Molla rejiminin etkisine girmesinden endişe eden Saddam 1980 yılında İran'a savaş açtı. 1988 yılına gelindiğinde Irak, topyekün ABD desteğine karşın bu savaşı kazanamayacağını anladı. İran'la ateşkes anlaşması yapıldığında Irak çok ağır bir borç yükü altındaydı. Özellikle de zengin Körfez ülkelerine borçlanmıştı. Ülkenin yeniden imarı ve silahlanma için de petrol fiyatlarının artmasına ihtiyacı vardı.

Saddam'ın, Irak'ın doğal uzantısı olarak gördüğü Kuveyt'teki petrol kuyularını kolay lokma sanması, Irak'ı bütün zamanların en feci macerasına sürükledi. Irak tankları Kuveyt'e girdiğinde takvimler 2 Ağustos 1990'ı gösteriyordu.

ABD tepki vermekte gecikmedi. Irak'ı Kuveyt'ten çekilmeye çağıran karar tasarısı BM Güvenlik Konseyi'nde kabul edildi. Saddam'ı Kuveyt'ten çekilmeye ikna etmek için kısa sürede yüz binlerce ABD ve müttefik askeri Suudi Arabistan'a yığıldı.

Saddam'ın hesabı basitti; Batı ittifakı içinde çatlaklar meydana gelecek, ABD çöl savaşlarında vereceği ağır kayıplardan çekinecek, Arap dünyasında isyanlar patlak verecek ve Scud füzeleri sayesinde İsrail de savaşın içine çekilecekti.

REFAHTAN SADAKAYA

Ancak yanlış hesap Bağdat'tan döndü. ABD günlerce havadan bombaladı Bağdat'ı. Irak tek bir uçağını kaldıramadı. Hava üsleri, komuta-kontrol merkezleri, uçaksavar bataryaları, tanklar dümdüz edildi. Ve 24 Şubat 1991 günü başlayan kara savaşı sadece 100 saat sürdü. Kuveyt işgali sona ermiş, Irak da harabeye dönmüştü.

Bir zamanlar yardım sağlayan ülkelerden biri olan Irak artık yoksulluk içindeki Sudan'dan bile yardım alan bir ülke haline gelmişti. ‘‘Bütün savaşların anası’’ tehditlerini savuran Saddam, o günden bu yana ülkesinden dışarı adımını bile atmadı. Halk arasına da çok ender olarak çıkmaya başladı. Olsa olsa televizyonda görünüyordu.

ABD'nin beklentisi, Saddam'ın kendiliğinden devrilmesiydi. Daha doğrusu savaşta harap olmuş, gıdasız ve ilaçsız kalan Irak'ın bu ağır baskıya fazla dayanamaması, Saddam'ın kendi ordusunun başkaldırısı sonucu devrilmesiydi beklenen. ABD, Kürt muhaliflerle güneydeki Şiileri destekleyerek, rejimi yıkmak için elinden geleni yapıyordu. Son 12 yıl içinde bu çabaların hiçbiri fayda vermedi. Saddam dayanıklı çıktı. Irak ambargo altında inim inim inlediği halde... Ancak bir yere kadar.

20 Mart günü başlayan savaşın 21'inci gününde herşey bitti.

Darbeli - suikastlı bir yaşam

Saddam 28 Nisan 1937'de Tıkrit yakınlarında bir köyde doğdu. Babasının ölümü üzerine annesi başka biriyle evlendi. Saddam, 10 yaşında batı karşıtı darbeci bir subay olan amcası Hayrallah Tulfah'ın yanına taşındı. 1956 yılında Kral Faysal'a düzenlenen başarısız darbe girişimine katıldı. 1958'de General Abdül Kasım, sarayı basarak kralı ve ailesini öldürdü. 1959 yılında Saddam ve Baas partililer, Başkan Kasım'a karşı suikast girişiminde bulundu. Saldırıda yaralanan Saddam, Suriye ve Mısır'a kaçtı. Bu eylem Saddam'ın yıldızlaşmasını sağladı. Fırtınalı, bol darbeli, bol suikastli bir dönemin ardından 17 Temmuz 1979'da Saddam sonunda devlet başkanlığı koltuğuna oturdu.

Son kriz nasıl başladı

Birinci Körfez Savaşı (1991) sonrasındaki BM ambargosu devam ededursun, Halepçe'de Kürtlere karşı kimyasal silah kullanan Saddam'ın kitle imha silahları geliştirmesini engellemek için silah denetimleri yapılıyordu. Ancak 1977 yılı sonlarında Saddam BM ile yeni bir kriz çıkardı. Önce BM silah denetim ekibindeki ABD'li uzmanları sınırdışı etti, ardından denetçilerin, kitle imha silahlarının gizlendiği tahmin edilen başkanlık saraylarına girişini yasakladı. İşte o tarihte ABD ve İngiltere, Irak'ı askeri harekat düzenlemekle tehdit etmeye başladılar. Sonra 2001 yılı Ocak ayında Beyaz Saray'a yeni bir Bush taşındı. Saddam'ı yenen ama devirmeyen George

Bush'un oğlu George W.Bush. Irak ile ABD arasındaki gerginlik, belki de hiç alev almadan sonsuza kadar sürecekti. Eğer 11 Eylül'de New York ve Washington'u vuran korkunç terör eylemi olmasaydı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!