Bir roman nasıl yazılır

Güncelleme Tarihi:

Bir roman nasıl yazılır
Oluşturulma Tarihi: Mart 25, 2006 09:54

Capote, Tiffany'de Kahvaltı'nın sosyetik yazarı Truman Capote'nin dev eseri In Cold Blood'ı yazma sürecini konu alan bir dram. Film, Capote'nin gazetede okuduğu bir cinayet haberini derinlemesine araştırmak, kaleme almak istemesiyle başlayan süreci ve kitabı yazarken görüştüğü iki mahkumdan biriyle yakınlaşmasını konu alıyor. En İyi Film dalında Oscar'a aday olan filmde Capote'yi canlandıran Philip Seymour Hoffman, bu rolüyle En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü aldı.

Haberin Devamı

Amerikan edebiyatının başarılı kalemi Truman Capote ve çok satan kitabı In Cold Blood üzerinden yola çıkarak soralım.



İyi yazar kimdir? Çok satacak bir kitap nasıl yazılır?
Bir roman nasıl yazılır


İyi bir yazar aynı zamanda iyi bir dedektif, insan sarrafı, gözlemcidir. Anlatacağı hikayeyi enine boyuna ele alır.

İyi bir yazar çok iyi bir muhabir olmak, olayları farklı yönleriyle değerlendirmek, üzerine yazacağı konu ve kişilerle empati kurmak ama objektif olmak, onlardan uzak durmak ama subjektif olmak zorundadır.

Truman Capote işte böyle bir yazarmış. Capote'yi izlerken ilk aklınıza gelen bu oluyor.

Sonra da şunu düşünüyorsunuz.

Öyle garip bir dünyada yaşıyoruz ki, birinin trajedisi, bir diğerinin zaferi olabiliyor.

Olayımızda bir değil, iç içe geçmiş iki trajedi var. Kasım 1959'da, New York Times'ın arka sayfasında, Kansas'ın tanınmış çiftçi ailelerinden Clutterlar'ın iki çocuklarıyla birlikte evlerinde öldürüldüğü haberi yayımlanıyor. Bunun, her ne kadar arka sayfada yer almış olsa da, bizim üçüncü sayfa haberlerimizden pek bir farkı yok...

Diye düşünebilirsiniz. Ama Truman Capote (Philip Seymour Hoffman) bizimle aynı fikirde değil. Bu haberde onu çeken bir şeyler olduğunu düşünüyor. Sonrasında değme yazara, gazeteciye ders olacak ve de bir haber yazmak için elinde üç beş gün ve kısıtlı olanaklardan fazlası olmayan pek çok gazeteciyi kıskandıracak bir seyir izliyoruz.

Haberin Devamı

NOT EDİLECEK TAKTİKLER

Capote, The New Yorker Dergisi yetkililerini bu haberle ilgili kendisini görevlendirmeleri konusunda ikna ettikten sonra asistanı Harper Lee (Catherine Keener) ile birlikte Kansas'a doğru yola çıkıyor. Asistanı kendi başına bir yazar zaten. Otursun kitap yazsın, öyle yani. Asistanı böyle olanın, hikayesi de haliyle farklı oluyor tabii.

Neyse, Capote'nin, tek tek not alınıp, gece yatmadan önce okunası yöntemleri var.

Karşısındakiyle empati kuruyor. Tatlı diliyle yılanı deliğinden çıkarıyor. Kapalı kapılar bu becerikli yazar için sonuna kadar açılıveriyor.

Haberin Devamı

Eşcinsel olduğu için kadınlarla gönül ilişkilerine girmiyor. Ama onların dilinden çok iyi anladığı da ortada. Önce gururlarını okşuyor, kalplerini fethediyor, sonrasında ise istediği her türlü bilgiye rahatlıkla ulaşıyor.

Kendine has tarzıyla kasaba halkının güvenini kısa sürede kazanan ünlü yazar, Las Vegas'ta yakalanan katiller Perry Smith (Clifton Collins Jr.) ve Dick Hickock'un (Mark Pellegrino) Kansas'a geri getirilerek mahkemeye çıkartılması ve ölüme mahkum edilmelerinin ardından onlarla hapiste görüşme fırsatı bile buluyor.

Yazarın ünlü eseri In Cold Blood'ın temelleri de işte bu sıralarda atılıyor. Truman Capote, bir gazete makalesi olarak planladığı şeyin bir kitap olduğunun farkında artık.

Haberin Devamı

HABER KAYNAĞINA YALAN SÖYLÜYOR

Bir roman nasıl yazılır

Bennett Miller, tabii ki sadece bu çok satan kitabın yazım sürecini anlatan bir film çekmemiş. Capote, In Cold Blood'ın hikayesini anlatırken, yazar ve kitabının ana karakterleri arasındaki sıra dışı ilişkiyi de perdeye aktaran bir film. Truman Capote'nin, erkek arkadaşı olmasına rağmen, cinayetle suçlanan Perry Smith'le arasında yakın bir bağ oluşuyor. Ama çoğu kez duygularını bir kenara itip, kişisel çıkarlarını ön plana çıkardığını, kendisini çok daha fazla üne kavuşturacak hikayeyi sunan Smith'e yalan söyleyip, kandırdığını görüyoruz.

Anlaşılacağı üzere iyi bir gazeteci, iyi bir yazar olsa da, haber kaynağını sürekli kandırdığı ve sömürdüğü için Truman Capote'yi pek fazla sevemiyoruz. Ne yalanları, ne de mıy mıy konuşması insanın hoşuna gidiyor.

Ama perdede, bir yazarın tıkandığı anları, yazdığı kağıtları buruşturup çöpe atmasını göstererek anlatan bir biopic yok. Capote, bir hikayenin nasıl ortaya çıktığın, yazarın nerelerde tıkandığını, içinden geçtiği zorlu dönemi çok daha gerçekçi örneklemeler ve sahnelerle anlatıyor.

Kimi zaman izleyenlere durağan ve sıkıcı gelecek olsa da, Capote başarılı bir film. Bir eserin yaratım sancılarını ve bir yazarın çöküş sürecini gerçekçi bir anlatımla perdeye yansıtıyor.

Filme, Philip Seymour Hoffman'a, En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ı getiren performansını görmek için bile gidilebilir tabii. Capote'yi bilenler, Hoffman'ın sigara içişinden, konuşmasına, mimiklerinden yürüyüşüne kadar ünlü yazarı birebir pedeye taşıdığını söylüyorlar.

Hareket, canlılık, enteresan sürprizlerle dolu kıpır kıpır bir hikaye arayanların ise vizyondaki diğer filmlerin kapılarını çalmaları gerekiyor. Capote, daha çok, trajik hikayelerden hoşlananlar, Amerikan edebiyatının ünlülerinden Truman Capote'yi daha yakından tanımak isteyenler ve Philip Seymour Hoffmann'ın Oscarlık performansını merak edecekler için.

Haberin Devamı

CAPOTE
Yön: Bennett Miller
Oyn: Philip Seymour Hoffman, Catherine Keener, Clifton Collins Jr.
Tür: Biyografi - Dram
Süre: 114 dk.

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

Bu büyükanne alkışlanır

Bir roman nasıl yazılır

Vizyon, 18 yaş altına yasaklanmış filmlerle doluyken, nihayet çocuklara göre bir film gösterime girdi. Üstelik Kırmızı Başlıklı Kız, çocuklarıyla sinemaya gidecek büyükler tarafından da zevkle, sıkılmadan izlenebilecek bir film.

Filmin adına bakıp, Kırmızı Başlıklı Kız hikayesini tekrar ısıtıp, önümüze koyduğunu sanmayın sakın. Artık devir değişti, her şey gibi Kırmızı Başlıklı Kız, Kurt ve Büyükanne de.

Karşımızda bize tüm bildiklerimizi unutturacak, şapkayı ters giydirecek bir çizgi film, efsanenin ardındaki şoke edici gerçek suç sorgusunu açığa çıkaran bir suç komedisi var.

Haberin Devamı

Her şey orman sakinlerinden, tüylü polis ve dedektiflerin, gelen bir şikayet üzerine Granny'nin ormandaki evindeki olayı araştırmalarıyla başlıyor. Durum ilk bakışta, bir oduncunun Büyükanne kılığına girmiş bir Kurt'u tartaklaması, haneye tecavüz ve izinsiz balta kullanma gibi bazı suçların işlendiği bilindik durum gibi. Ama olay farklı bakış açılarından ele alınmaya başladığında, hikaye bambaşka bir boyut kazanıyor. Kurt'un, Kırmızı Başlıklı Kız'ın ve Büyükanne'nin farklı hikayelerinin, belli noktalarda birbirleriyle kesişmesi izleyenlere ayrı bir keyif veriyor.
Etkileyici, zeki ve sıradışı bir çizgi film Kırmızı Başlıklı Kız. Biz meğerse, hikayedeki herkesi ne kadar yanlış tanıyormuşuz, özellikle de Büyükanne'yi (baksanıza GGG ile XXX filmine bir gönderme bile yapıyor).
Bu son model Kırmızı Başlıklı Kız hikayesini çocuklar kaçırmasın, yetişkinler de zevkle izleyebilir.

HOODWINKED
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ
Yön: Cory Edwards-Todd Edwards-Tony Leech
Tür: Komedi - Animasyon
Süre: 80 dk.

Pembe Panter'in sulu hali

Bir roman nasıl yazılır

Peter Sellers'la efsane haline gelen 1963 yapımı Pembe Panter, Shawn Levy tarafından yeniden beyazperdeye aktarıldı.

Pembe Panter denince akla ilk gelen tabii ki Peter Sellers oluyor. Geçen yıl izlediğimiz The Life and Death of Peter Sellers sayesinde ne kadar huysuz, zor ve kendi kendini bitirmiş bir aktör olduğunu anlamış olduğumuz Sellers, hakkını yemeyelim, Müfettiş Jacques Clouseau rolünde defalarca hayranlarını güldürmeyi ve onlara hoş vakit geçirtmeyi başarmıştı. Pembe Panter'in yaratıcısının yönetmen Blake Edwards değil, kendisi olduğunu iddia ettiğini de yine aynı film sayesinde öğrenmiştik.

Peter Sellers'la bu kadar bütünleşen Clouseau paltosunu giymek ve içini doldurmak, başka bir aktör için son derece zor tabii. Bu hafta vizyona giren Shawn Levy imzalı Pembe Panter'de bu zor işin üstesinden Steve Martin gelmeye çalışıyor.

Müfettiş, bu yeniden çevrimde, bir futbol antrenörünü öldürülmesi ve parmağındaki Pembe Panter elmasının çalınmasını olayını araştırmakla görevli. Clouseau'nun yardımcısı, bilmem kaç kuşak polis bir aileden gelen Gilbert rolünde Jean Reno'yu izliyoruz. Antrenörün uluslararası pop yıldızı sevgilisi Xania ise giydiği seksi kıyafetlerle filme ayrı bir renk! katan Beyonce Knowles. Clouseau'nun beceriksizliğinin üzerinden prim yapmaya çalışan ama onun sakarlıklarından nasibini fazlasıyla alan Şef Dedektif Dreyfus olarak Kevin Kline var.

Film, genel anlamda Pembe Panter efsanesini sulandırmaktan başka bir şey yapmıyor. Steve Martin, Clouseau rolü için kendini biraz fazla kasmış, karakteri karikatürize etmiş. Hikayenin hiç de tatmin edici olmadığı (özellikle de olayın çözümü evlere şenlik), filmde kimi zaman ucuz komediye kaçıldığını kabul etmek gerek. Bu film efsanevi Pembe Panter'in anısına yakışmamış ama, şunu da belirtmekte fayda var; yeni Pembe Panter, durum komedilerinden hoşlananlara, ilk çevrimlerle karşılaştırma yapmadan, eğlenmek, gülmek için sinemaya gitmek isteyeceklere tavsiye edilebilecek bir film.

PINK PANTHER
PEMBE PANTER
Yön: Shawn Levy
Oyn: Steve Martin, Kevin Kline, Beyonce Knowles
Tür: Komedi - Macera
Süre: 93 dk.

Kovboyların sıradışı aşkı

Bir roman nasıl yazılır

Vizyona girdiği ülkelerde tartışmalar yaratan, bazı yerlerde ise gösterime girmesi bile yasaklanan Brokeback Dağı, Ang Lee'ye En İyi Yönetmen Oscar'ını getirmesinin hemen ardından vizyona girdi. Ang Lee'nin Annie Proulx'un Pulitzer ödüllü eserinden beyazperdeye uyarlanan film, Oscar'ı ıskalamış olsa da dünyanın pek çok yerinde ödüle boğulmuştu. Birbirlerine aşık olan iki kovboyun hikayesini anlatan yapımda başrolleri Heath Ledger ve Jake Gyllenhaal paylaşıyor.

Brokeback Dağı, artık sinemayla ilgili ilgisiz neredeyse herkesin bildiği üzere, Brokeback Dağı'nda birbirlerine aşık olan iki eşcinsel kovboyun hikayesini anlatıyor. Ennis Del Mar (Heath Ledger) ve Jack Twist (Jake Gyllenhaal) koyunları otlatmak için bir dağın tepesinde bütün bir sezon yalnız kalıyor ve aralarındaki aşk işte bu dönemde başlıyor. İki kovboy ne olduğunu anlayamadan kendilerini tutkulu bir ilişkinin içinde buluyorlar. Yaz gelip, ayrılma vakti geldiğinde ise, hayatlarına hiç bir şey olmamış gibi devam edip, çalışmak, evlenmek, bir aile kurmak ve toplumun normlarına göre yaşamak zorunda kalıyorlar.

Brokeback Dağı, 'eşcinsel kovboyların hikayesi' etiketini yemiş olması nedeniyle ilk etapta pek çok insanın önyargılı yaklaştığı bir yapım oldu. Ama filmin izleyenlere bu basit tanımlamanın ötesinde çok şey vaat ettiğini, gerek yönetmenlik, gerekse oyunculuk, gerek sinematografi, gerekse de müzikler anlamında başarıyla kotarılmış olduğunu söylemek gerek.

BROKEBACK MOUNTAIN
BROKEBACK DAĞI
Yön: Ang Lee
Oyn: Heath Ledger, Jake Gyllenhaal, Randy Quaid
Tür: Dram-Romantik
Süre: 134 dk.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!