Bir omurilik felçlisinin hayata tutunma çabası

Güncelleme Tarihi:

Bir omurilik felçlisinin hayata tutunma çabası
Oluşturulma Tarihi: Ocak 16, 2008 00:00

Ankara Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü son sınıfında okuyan 21 yaşındaki Süleyman Akbulut, 5 Ekim 1991 günü saat 23.25’e kadar, okulu, geleceği ve uzaktan áşık olduğu kız hakkında hayalleri olan biriydi.

Önüne çıkan araçtan kurtulmak isterken, otomobiliyle takla attı. Beli kırılan Akbulut, sakatlandıktan sonra uzaklaşan arkadaşlarına, hastanede tanıştığı Melike’ye, engeline takılan imkánsız aşkına, sokakta acıyarak bakan insanlara, askere almak için evine asker gönderen devlete karşı duyduğu kalp kırıklıklarını romanlaştırdı. Aynı zamanda Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Başkan Yardımcısı olan Süleyman Akbulut’un, Doğan Kitap’tan çıkan "Sandalye" adlı romanı, engellilerin çektiği sıkıntıların rehberi niteliğinde. Bugün 38 yaşında olan Süleyman Soylu, yaşamla-ölüm arasında gidip gelen bir insanın duygularını yansıttığı kitabında, o acı haberi nasıl aldığını ise şöyle anlatıyor:

NEYİ HİSSEDİYOR MUYDUM?

"Belimde korkunç, soluk kesen bir ağrı ve tekrar karanlık. Karanlığın ardından arkadaşlarımın çığlıkları, ambulans sirenleri ve hızla giden araçtayken bir karanlık daha. Baygınlık ve her baygınlığın ardından ambulans sirenlerinin eşliğinde sancıyla uyandığım kör olası aydınlık. Sonra... bitsin bu ağrılar diye yalvarırken, ’Hissediyor musun’ diye art arda üsteleyen sorular. Bu nasıl bir soruydu böyle? Neyi hissediyor muydum? Üzerime eğilen bir kişi acı gerçeği açıklıyor: ’Senin belin kırılmış felç olmuşsun.’ Sağlam bir insanken sarsıntılı, acı dolu ürkütücü bir yaşama geçtim. Sanki zaman kırıldı ve başka bir boyuta, paralel bir dünyaya geçtim. 17 yıldır oturmak benim için işkence haline geldi Ayaklarımın tatlı tatlı kaşınması, parmak uçlarına kadar gerinmek bir daha asla ulaşamayacağım lüksler oldu."

HAYATINDAKİ İKİ KADIN

Tedavi gördüğü hastanede hemşirelik yapan güzel sanatlar öğrencisi Melike, Süleyman Akbulut’un hayatla bağlarının tek tek kopmaya başladığı anda bir umut ışığı olarak karşısına çıkmış. Öteki olmadığına dair, normal olduğuna dair bir umut doğmuş. Her şey yolunda gibi görünürken, Melike’nin kendisini arkadaşlarıyla tanıştırmadığını, ilişkisinden kendi çevresine bahsetmediğini fark etmiş. Melike, sokakta el ele dolaşan çiftlere imrendiğini söylediğinde, Süleyman’ın hayatla kurduğu bağlar kopmuş. Ona göre aşk, engellere takılırken, anne sevgisi her türlü zorluğu aşar.

17 yıldır sandalyede

Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Başkan Yardımcısı olan Süleyman Akbulut, Doğan Kitap’tan çıkan "Sandalye" adlı romanında, engellilerin çektiği sıkıntıları kaleme aldı. Geçirdiği trafik kazası yüzünden 17 yıldır tekerlekli sandalyeyle yaşayan Akbulut, "Sağlam bir insanken, sarsıntılı ve acı dolu bir yaşama geçtim" dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!