Güncelleme Tarihi:
Magdalena Carmen Frida Kahlo Calderon, henüz 18 yaşındayken bu korkunç kazayı geçirmemiş olsaydı belki de sanat tarihi onun gibi bir ressamı asla tanımayacaktı.
Çağımızın resim sanatına şekil veren sanatçılardan biri olan, feminist ve Marksist Frida Kahlo'nun, yaşamını konu alan film 29 Ağustos'ta başlayacak olan Venedik Film Festivali'nin açılışında gösterilecek.
ÇocukluÄŸundan bu yana kendisini asla terketmeyen fiziksel acılara raÄŸmen, yaÅŸama tutkuyla baÄŸlı olan Kahlo'nun, Rauda James tarafından kaleme alınan biyografisi de Everest Yayınları'nca okura sunuluyor. Daha önce Afa Yayınları tarafından basılan ve ikinci baskısını Everest'ten yapan Frida Kahlo: AÅŸk ve Acı adlı kitap, Kahlo'nun röprodüksiyonları ve fotoÄŸraflarından oluÅŸan 16 sayfalık bir albümle zenginleÅŸtirildi.Â
"DEVRİM ÇOCUĞU FRİDA"
Ünlü ressam Pablo Picasso'nun bile yakın arkadaşlarına "Biz onun gibi insan yüzleri çizmeyi bilmiyoruz" dediği Meksikalı ressam Frida Kahlo'nun babası, Macar asıllı bir Alman Yahudisi. Annesi ise İspanyol kökenli bir Meksikalı.
Ressamın doğum tarihi resmi kaynaklara göre 6 Temmuz 1907'de, kendisine göre ise 7 Temmuz 1910'da doğdu. Yani, Emiliano Zapata'nın Güney Meksika'yı devrimci ateşiyle yakmasından kısa bir süre önce. Kendi deyimiyle "bir devrim çocuğuydu" Kahlo, bütün yaşamını da bu anlayışla sürdürdü.
Tıpkı günlüğünde yazdığı gibi "1910'da doğdum. Mevsim yazdı. Kısa zaman sonra da "Büyük İsyancı" Emiliano Zapata, Güney'i ayaklandıracaktı. Evet ben bu şansa sahip oldum işte. Benim doğum tarihim 1910'dur."
Direnç, tutku ve cazibenin bir karışımı olan bu kadına, hayat, küçük yaşlarından beri "karanlık" yüzünü göstermekte epey cömert davrandı. Genç kızlığa adım attığı ilk günlerde geçirdiği çocuk felci, yaşamı boyunca peşini bırakmayan bedensel acıların da başlangıcı oldu. Sağ bacağı sakat kaldı.
1922 yılında, devrim ruhunun tüm ülkeyi kasıp kavurduğu bir dönemde Ulusal Hazırlık Okulu'na başladı. Bu okulda öğrenciyken de sonradan eşi olacak ressam Diego Rivera ile tanıştı.
O KORKUNÇ KAZA
Frida'nın hayatı, okula başlamasından üç yıl sonra, 1925'te sevgilisi Alejandro ile birlikte geçirdiği bir kaza ile tepetaklak oldu. Kazada, beli sırtı ve kasığından aldığı yaralar onu çok uzun süre yatağa bağladı.
Kahlo'nun geçirdiÄŸi bu kaza kendisi için ne kadar büyük bir talihsizlikse, sadece resim sanatı için deÄŸil, dünya sanat tarihi için bir o kadar 'iyi' bir olaydı. Çünkü Frida Kahlo'nun resim ile olan ilgisi bu dönemde ortaya çıktı.Â
Canının sıkılmasını önlemek için annesi, yatağının üzerine bir ayna yerleştirdi. Frida, kendisini bıkıp usanmadan seyrettiği bu aynaları, "gündüzlerinin ve gecelerinin celladı" olarak tanımladı hep. Aynada sürekli olarak kendi aksini görmek onda resim yapma duygusu uyandırdı. Uzun yıllar tabloları için kullandığı model de doğal olarak kendisiydi. Kahlo'nun resim kariyerinde önemli bir yer tutan otoportrelerin sırrı işte bu geçirdiği korkunç kaza ve yatalaklık döneminde haşır neşir olduğu aynalar.
"Otoportre konusundaki ısrarım hakkında bana çok soru soruldu. Bir defa seçme ÅŸansım yoktu ve zannedersem yapıtlarımdaki özbenin sürekliliÄŸinin temeli budur. Bir an kendinizi benim yerime koyun. Tam kafanızın üstünde kendi görüntünüz, özellikle de bedenininiz çoÄŸu zaman çarÅŸafların, yorganların altında olduÄŸundan yüzünüz. Yani salt yüzünüz. Takılmamak elde deÄŸil."Â
Yaşadığı bunca zorluğa rağmen her zaman bir tutku kadını oldu Frida Kahlo. Ressam eşi Diego Rivera ile evliyken bir yandan onu kaybetmekten korkarak, bir yandan da heyecandan içi titreyerek Troçki'nin de aralarında bulunduğu pek çok kişiyle tutkulu aşklar yaşadı. Duchamp, Kandinsky, Picasso gibi çağın önemli sanatçı ve aydınlarının hayranlığını kazandı.
"YAÅžASIN YAÅžAM"
Trajedisi yoğun bir yaşam sürdü Frida Kahlo. İlk aşkı Alejandro, o korkunç kazanın mirası olan hastalıklar nüksettiğinde, Frida acılar ve alçıdan korseler içinde yatarken onu terkedip Avrupa seyahatine çıktı. Daha sonra aşık olup evlendiği ressam Diego Rivera, onu kızkardeşi Cristina da dahil bir çok kadınla aldattı. Bir çocuk sahibi olmayı çok istemesine rağmen üç hamilelik girişimi de başarısızlıkla sonuçlandı. Hayatının büyük bölümünü çelik korseler ve büyük acılar içinde yatakta geçirdi. Öğrenimini tamamlayamadı. Hayalindeki seyahatleri asla gerçekleştiremedi. Ama herşeye rağmen yaşama tutkuyla bağlıydı.
"Yaşamı insanları çok seviyorum. Ölümden korkmuyorum. Fakat yaşamak istiyorum. Ama acıya gelince... Hayır acıya dayanamıyorum."
Frida hayatının son aylarını da hastanede geçirdi. Çocuk felci nedeniyle sakatlanan bacağı dolaşım bozukluğu yüzünden kesildi.. 47'nci doğum gününü kutladıktan kısa bir süre sonra akciğer embolisi nedeniyle 13 Temmuz 1954'te yaşama veda etti.
Ölümünden kısa bir süre önce günlüğüne "Çıkış yolunun güzel olacağını ve asla geri dönmeyeceÄŸimi umarım"... diye yazan Kahlo'nun yaptığı son tablo ise insanın iÅŸtahını kabartan kıpkırmızı karpuzları resmettiÄŸi bir natürmorttu. Tablonun adı ise "YaÅŸasın YaÅŸam".Â
Frida Kahlo
Aşk ve Acı
Rauda Jamis
Çeviren: Hülya Uğur Tanrıöver
Everest Yayınları