Güncelleme Tarihi:
Ne zaman kendimizi tehlikeli bir kaza anında bulsak, sanki bir filmin içindeymiş gibi her şey ağır çekimde hareket etmeye başlar. Bu yüzden dışarıdan bakan biri için zamanın kısacık bir anında gerçekleşen bu durum, kazaya dahil olan için oldukça uzun bir sürede gerçekleşiyormuş gibi gelir.
Peki bunun sebebi nedir? Konuyu araştırmak için yapılan bir deneyde, gönüllüler 50 metre yükseklikten aşağıdaki güvenli ağa atladılar. Bu düşüş her bir katılımcı için sadece 3 saniye sürdü. Atladıktan sonra kendilerine sorulduğundaysa, tüm deneyimi ağır çekimde yaşadıklarını söylediler ve toplam düşme sürelerini 6-7 saniye olarak tahmin ettiler.
Gönüllülerin zamanı gerçekten mi öyle deneyimlediği, yoksa bunun algısal bir yanılsama mı olduğunu tespit etmek için ikinci denemede her birine özel bir kol saati takıldı. Saat, dijital ekranında rastgele seçtiği rakamları gösteriyor, ama bunu öylesine hızlı yapıyor ki eğer zamanı yavaş deneyimlemiyorsanız bu rakamları görmeniz imkansız. Gönüllüler hem atlamadan önce hem de düşüş esnasında saatin gösterdiği rakamları kontrol ettiler. Öncesinde zaten takip edemedikleri gibi, atlayışları esnasında da değişen bir şey olmadı.
Demek ki, kaza geçiren biri için zaman yavaşlamıyor. Bilim insanları bu yanılsamanın beyindeki amigdala bölgesinden kaynaklı olduğunu düşünüyorlar. Korku ve tehlikeyle yüzleşme anında amigdala devreye girince tüm duyularımız keskinleşiyor, hafızamız o anda mükemmel çalışmaya başlıyor. Sonuçta yaşadığımız anın tüm detaylarını hızlıca gözden geçirdiğimiz ve her birini mükemmel şekilde işlediğimiz için zamanın yavaşladığını düşünüyoruz. Oysa aslında zaman normal akışına devam ederken biz hızlanmış oluyoruz.
popsci.com.tr Tarafından Hazırlanmıştır.