Bir hikayeden çıkan dersler

Güncelleme Tarihi:

Bir hikayeden çıkan dersler
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 16, 2000 00:00

Deniz SİPAHİEGE'yi, Türkiye'yi seven okuyucularımızdan hergün birçok e - mail alıyoruz. Bu mesajlar genellikle ya kentin sorunlarıyla ilgili oluyor ya da yaşanan aksaklıklarla ilgili. Güven Öztürk, dostumuz da ‘‘Ruhlarımızı geride bırakmayalım...‘‘ başlıklı ilginç bir mesaj yollamış, sizlerle paylaşmak istedim. Hikaye şöyle... Bir zamanlar Afrika'da kayıp bir kenti aramakta olan arkeologlar beraberindeki eşya ve yükleri, hayvanların ve yerlilerin yardımı ile taşıyarak uzun bir yolculuğa çıkmışlar. Kafile zorlu doğa koşullarında ve balta girmemiş ormanlarda ilerleyerek, nehirleri, çağlayanları geçerek yolculuğa devam ettikleri bir gün, yerlilerin bir bölümü birden durmuş. Taşıdıkları yükleri yere indiren yerliler, konuşmadan beklemeye başlamış. Ulaşmak istedikleri yere bir an önce varmak isteyen arkeologlar bu duruma bir anlam verememişler. Zaman kaybettiklerini, bir an önce yola devam etmeleri gerektiğini anlatarak, yerlilerin neden durduklarını öğrenmek istemişler. Fakat yerliler onların bu konudaki hiçbir sorusunu yanıtlamayıp, büyük bir suskunluk içinde oldukları yerde durmaya devam etmişler. Yerliler, kendi dillerinden anlayan rehbere, neden durduklarını ancak bir süre sonra açıklamışlar. ‘‘Çok hızlı gidiyoruz. Ruhlarımız geride kalıyor‘‘ demişler. Arkeologlar, hak vermişler; sonuçta yerlilerin hayata bakışlarını çözmeye çalışmışlar. *** YERLİLERİN bu sözü, gerçekte bugünkü çağdaş kent yaşamımızın ve çağımızın oluşturduğu büyük bir sorununu dile getiriyor. Hızla ve sonu bir türlü gelmeyecek olan amaçlara doğru çılgınca koşuşturuyoruz. Bu koşuşturma sırasında, çevremizdeki küçük fakat önemli ayrıntıları, manzaraları, mutlulukları, kısaca yaşamla ilgili pek çok güzelliği göremiyoruz, kaçırıyoruz. Durup hikayede olduğu gibi ruhlarımızı beklemeliyiz. Müziği duymaya çalışmalıyız. Dostlarımızın, mutluluğumuzun ve varlığımızın anlamını bilmeliyiz. Oysa çoğu zaman tam tersini yapıyoruz. Günlük koşuşturmanın içinde boğuluyoruz. Hoşgörüyü yakın çevremize göstermediğimiz gibi kendimize de gösteremiyoruz. Sonra da geçip giden yılların arkasından dövünüp duruyoruz. *** BUGÜN her türlü kaybı telafi etme şansınız var. Kaybettiğiniz paraları çalışarak yeniden kazanabilirsiniz, iflas eden şirketinizin yerine yenisini kurabilirsiniz, hayal kırıklarıyla biten ilişkilerden sonra yeni başlangıçlar yapabilirsiniz... Ama unutmayın ki; geçen zamanın yerine koyabileceğiniz hiçbir şeyiniz bulunmuyor. Haftasonu, özellikle Pazar daha sakin düşünebileceğimiz bir gün. Ve şunu sakın unutmayın... Yerlilerin hikayesindeki arkeologlar gibi bizler de kayıp kenti ararken ruhlarımızı geride bırakmayalım.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!