Güncelleme Tarihi:
Gaziantep'teki Zeugma'da yeni mozaikler bulundu. 12 metrekarelik eşsiz güzellikteki taban mozaiğinin üzerinde, mozayiği yapan 4 ustanın imzası da var. Bu bölüm 4 Ekim'de baraj suları altında kalacak.
BELKIS Zeugma Antik Kenti'nin, 4 Ekim'de tamamen su altında kalacak olan (B) bölgesinde, 12 metrekare büyüklüğünde taban mozaiği bulundu.
Birecik Baraj Gölü altında kalan Belkıs Zeugma Antik Kenti'nde, Fransız kazı ekibinin çalıştığı ikinci teras bölümde bulunan 3x4 metre ebadındaki taban mozaiğinin, Zasimaz isimli mozaik ustası tarafından yapıldığı belirlendi. Aynı ustanın benzer bir mozaiği de hafta içinde alt terastan çıkarılmıştı.
M.S. II. Yüzyıl'a tarihlenen Roma dönemi mozaiği, mitolojik figürler içeriyor. Mozaiğin çevre bordürlerinde, Nehirler Tanrısı Akheloos ve bereketi temsil eden tanrıça büstleri yer alıyor.
Synarlstosat (tiyatro figürü) içeren mozaiğin, kapsamlı bir incelemeden sonra neyi ifade ettiğinin tam olarak anlaşılacağı belirtildi.
AKHELOOS-HERAKLES SAVAŞI
Mitoloji sözlüğünde, Akheloos'a ilişkin şu bilgiler veriliyor:
‘‘Akheloos, Batı Yunanistan'ın Akarnania ile Aitolia bölgeleri arasında akan en uzun ırmağı. Hesiodas ve Homeros'ta adı geçen Akheloos, Okeanos ve Tethy'den doğma 3 bin ırmağın en büyüğü ve ırmak tanrılarının kralı kabul ediliyor.
Akheloos'un birçok öyküsü var. Herakles Destanı ile ilgili bir efsaneye göre, Akheloos, Kalydon Kralı'nın kızı Deianeira'ya aşıkmış ama ırmak tanrının biçimden biçime girme, kimi zaman boğa, kimi zaman ejder olma yetisinden ürken kız, Herakles ile evlenmeyi tercih etmiş.
Bu nedenle Herakles ile ırmak tanrı arasında zorlu bir güreş başlamış. İlk karşılaşmada yenilen Akheloos, koca bir yılan kılığına girmiş, Herakles onu tam boğacakken de azgın bir boğa olmuş. Bu kez Herakles, azgın boğanın bir boynuzunu kopararak Akheloos'u alt etmiş.
Irmak Tanrısı, Deianera'dan vazgeçmiş ama boynuzunu geri almak için Herakles'e, Zeus'un keçisi Amaltheia'nın çiçek ve yemiş saçan bolluk boynuzunu vermiş.
Başka bir öyküye göre de ünlü bereket boynuzu, ırmak tanrısının kendi boynuzuymuş. Çünkü, yaygın toprakları sulayan ırmaklar bereketin simgesi.’’
Tek suçlu baraj değil
GAZİANTEP'in Nizip İlçesi'nde, Fırat Nehri kıyısında bulunan Belkıs Zeugma Antik Kenti'nin bir bölümünün GAP kapsamında inşa edilen Birecik Baraj Gölü altında kalması sonrasında gündeme gelen barajlar, arkeolojik ve kültürel varlıkların tahribatında, sulama kanalları ve arazi ıslahı çalışmaları kadar suçlu kabul edilmiyor.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Prehistorya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, arkeolojik ve kültürel varlıkların tahribine karşı duyarlı olan kesimlerde, tahribatın temel nedeninin baraj gölleri olduğu şeklinde yanlış bir izlenim oluştuğunu söyledi.
Arkeolojik ve kültürel varlıkların tahribatının her türlü yatırımda söz konusu olduğunu belirten Prof. Dr. Özdoğan, ‘‘Karayolları, otoyollar, boru hatları, yeni sanayi ve turistik tesisleri, genişleyen kentler, santraller, havaalanları ve bunların gerektirdiği hammadde ocakları, kültürel mirası topyekün yok ediyor’’ diye konuştu.
TAHRİBATIN BOYUTU
Tahribatın boyutunun artık yılda 1-2 yerleşme ile değil, günde birçok yerleşmenin tahribi ile ölçülür boyutlara geldiğini kaydeden Prof. Dr. Özdoğan, ‘‘Ancak, asıl en büyük tahribatı yapan, sulama kanalları ve arazi ıslah çalışmalarıdır. Genellikle en kolay gözden kaçan da budur’’ dedi.
URFA TÜNELLERİ
Prof. Dr. Özdoğan, GAP kapsamındaki bazı yatırımların, kültürel varlıkları tahribatına şu örneği verdi:
‘‘Bölgede sistemli bir kültür envanteri çalışması olmadığı için tam olarak kaç tane yerleşmenin bu kanallardan etkilendiğini söylemeye, liste sunmaya olanak yok. Ancak, yüzey araştırması ile saptadığımız Bozova yakınlarında, Tavuk Çayı çevresindeki 2 yerleşme, Urfa Tünelleri tarafından yok edildi. Atatürk Barajı'ndan Harran Ovası'na su getiren kanallar da örneğin Kazane Höyüğü'nde M.Ö. 5500 yıllarına tarihlenen Halaf kültürüne ait kısmı ortadan biçti. En azından bu kanalların güzergahında yapılacak küçük oynamalar ile bu sorunlar kolayca çözülebilir.’’
Mozaiği yapan 4 ustanın imzası var
Zeugma Antik Kenti Kazı Koordinatörü Kemal Sertok, B bölgesinde süren kazılarda geçtiğimiz günlerde 6 Roma mezarının ardından, son olarak 2 yeni mozaik daha bulduklarını söyledi. Bu mozaiklerin diğerlerine göre farklılıklar taşıdığını da belirten Sertok, daha önce çıkarılan mozaiklerden sadece birinde yazıya rastlandığını, ancak yazıların silik olması nedeniyle deşifre edemediklerini söyledi. Sertok, ‘‘Son bulduğumuz 2 mozaik üzerinde Yunan alfabesi ile yazılmış açıklamalar bulunuyor. Mozaiklerin üzerinde Yunan alfabesi ile kabaca, ‘Bunu yapanların adları' şeklinde yazılar, altında ise 4 ustanın isimleri yazılmış. Ancak, tarih ve yaşantılar hakkında birşey yazılmamış. Daha önce çıkarılan mozaiklerde böyle birşeye rastlamamıştık. Şimdi bu mozaikleri fotoğraflayarak belgeleme çalışmaları yapıyoruz’’ dedi.