Güncelleme Tarihi:
Aslında bu sadece benim değil, burada toplanan tüm meslektaşlarımın en büyük dileği.
Yaklaşık 15 gündür Esad güçlerince gözaltında tutulan, muhtemelen de işkence gören bu iki meslektaşımız Suriye hükümetinin iddia ettiği gibi "terörist" değil, meslek aşkıyla canını tehlikeye atan birer gazeteci.
Yirmi senedir Türkiye'de yaşayan Beşar'la yollarımız bundan yaklaşık 1.5 yıl önce Hatay'da, Suriye sınırında kesişti. O günden beri de irtibatımızı hiç kaybetmedik. Ta ki geçtiğimiz Ramazan Bayramı'na kadar. O tarihten bu yana kendisinden haber alamadığımız Beşar, son olarak Halep'teki çatışmaların ortasında kalarak hayatını kaybeden Japon savaş muhabiri Mika Yamamoto'yu taşıyan araçta görüntülendi.
Aynı araçta, başarıları aldığı birçok ödülle tescillenen kameraman Cüneyt Ünal'ın da olduğu tahmin ediliyordu. Ancak Beşar'ın ekip arkadaşı Cüneyt kadrajda yoktu. Cüneyt'in kaçırıldıktan sonraki ilk görüntüleri ise yaklaşık bir hafta sonra rejim yanlısı El İhbariye televizyonu tarafından yayınlandı. Gözlerinin altındaki morluklardan işkence gördüğü anlaşılıyordu. Her şeye rağmen Cüneyt'in hayatta olduğunu ortaya koyan bu görüntüler, Ünal ailesini bir nebze olsun rahatlattı.
Ünal ailesi gibi, Beşar'ın eşi Arzu Kadumi ve iki çocukları da İstanbul'daki evlerinde Beşar'dan gelecek olumlu haberlerin ümidiyle bekliyor.
Teşvikiye'deki Suriye Başkonsololosluğu önündeki eyleme çeşitli yayın organlarından onlarca gazetecinin yanı sıra Arzu Kadumi ve Cüneyt Ünal'ın eşi Nuran Ünal da katıldı.
DAHA FAZLA DESTEK
Eylemde kısa birer konuşma yapan Arzu Kadumi ve Nuran Ünal, üzüntülerini dile getirirken, Türk hükümetinin kendilerine verdiği desteği artırmasını talep ettiler.
Eylemde, Haber Kameramanları Derneği Başkanı Veli Talay Ulusu tarafından okunan basın bildirisinde ise, “Arkadaşlarımızın sağlıklarından endişe ediyoruz. Aileleri endişe içerisinde. Suriyeli yetkililerden sağlık haberlerini almak ve en kısa sürede meslektaşlarımızın iade edilmelerini bekliyoruz” denildi.
Gazeteciler eylem sırasında Suriye Başkonsolosluğu önüne koydukları pankartların üzerine kameralarını koyarak, meslektaşlarının gözaltında tutulmasını protesto etti.
Katılımcılar hep bir ağızdan, “Suriye Cüneyt’i bize geri ver! Suriye Beşar’ı bize geri ver!” sloganları attı.
Eylemin ardından konuşma fırsatı bulduğum Arzu Hanım’a Beşar’la ilgili iyi dileklerimi sunarken ikimizin de gözleri doldu. Arzu Hanım, eşinin Ürdün vatandaşı olmasından dolayı Türk basınında nispeten geri planda tutulmasından duyduğu üzüntüyü paylaştı. Buna karşın Türk hükümetinin şu ana kadar kendilerine verdiği destek dolayı teşekkür etti, özellikle Dışişleri Bakanlığı’nın bu konuda büyük yardımlarının olduğunu belirtti.
Meslektaş ve yakınları, ABD merkezli El Hurra televizyonu için çalışan Filistin asıllı Ürdün vatandaşı Beşar Fehmi Kadumi ve Türk kameraman Cüneyt Ünal'ın serbest bırakılması için geçtiğimiz Cuma günü de Suriye'nin Ankara Büyükelçiliği önünde eylem yapmıştı.