Oluşturulma Tarihi: Ekim 20, 2006 02:16
Günümüzde hemen hemen herkes fotoğraf çekiyor. Bunlar kutularda, slayt çerçevelerinde ya da fotoğraf albümlerinde saklanmakta. Tatil veya doğum günü anıları, ya da sevdiğimiz hayvanların görüntüleri fotoğraflarla ölümsüzleşmekte. Peki ama fotoğraf nasıl oluşuyor?
Bu soruyu yanıtlamak ilk önce iki fotoğraf türünü birbirinden ayırt etmek gerekir. Negatif veya dia filmi ile yapılan klasik fotoğraf ve dijital fotoğraf. Klasik fotoğraf yöntemini, ışığın etkisiyle değişime uğrayan yani ışığa duyarlı kimyasal maddelerin keşfine borçluyuz. Johann Heinrich adında bir doktor 1727 yılında gümüş kloridinin ışığın etkisiyle karardığını saptamıştı. Bu buluş bir fotoğrafın oluşması için gereken temel koşullardan biriydi. Tabii ışığın etkisiyle değişime uğrayan maddeler günümüze dek iyice geliştirildi. İlk olarak bir görüntünün kameraya nasıl girdiğini bilmeniz gerek. Deklanşöre bastığınız zaman kameranın gövdesindeki bir obtüratör(örtücü) açılır ve ışık, objektiften, ışığa duyarlı bir filmin üzerine düşer. Fotoğrafın kalitesi, objektifin biçimine ve yapı tarzına göre değişmekte. Bildiğiniz gibi normal açılı, geniş açılı ve tele objektif türleri vardır.
Film, üzeri ince bir jelatin tabakasıyla kaplı bir plastikten oluşur. Bu tabaka yine ışığa duyarlı maddenin " taneciklerini" içerir. Işığa duyarlı madde örneğin gümüş klorit olabilir.
Kimyasal değişimKameraya düşen ışığın etkisiyle ışığa duyarlı madde kimyasal olarak değişime uğramakta. Siyah beyaz bir filmde, ışıklanan bölgelerde siyah ve gri noktacıklar oluşur. Ancak bunları görmek mümkün değildir. Renkli filmde, farklı renklere reaksiyon gösteren ışığa duyarlı maddelerden oluşan çeşitli tabakalar vardır. Negatifler bir laboratuvarda banyo edildikten sonra görüntüler basılır. Film burada içinde özel bir sıvı bulunan bir banyo kabında bekletilince ışıklanmış bölgeler görünür hale gelir. Şimdi görüntüleri "sabitleyecek" bir sıvıya ihtiyaç vardır, film bu yüzden "sabitleyici sıvı" içine batırılmakta ve burada ışıklanmamış tüm ışığa duyarlı tanecikler yıkanır. Bu işlem yapılmadığı zaman filmin üzerinde ışığa duyarlı tanecikler kalır ve film ışığı görür görmez kararır. Son olarak film kurutulmakta. Bu dia filmi farklı kimyasal reaksiyonlarla benzer bir şekilde oluşmakta.
Artık elektronikElinizdeki filmlerin gerçek birer fotoğraf olması için son bir aşama daha var. Kağıt üzerine basılı "gerçek" fotoğraf elde edebilmek için, filmler yeniden ışığa duyarlı fotoğraf kağıdı üzerine yansıtılmakta. Günümüzde git gide yaygınlaşan dijital fotoğraflar kimyasal değil elektronik olarak elde ediliyorlar. Bir dijital kamera şu şekilde işler: CCD çipi olarak adlandırılan bir sensör, objektife giren ışığı elektronik görüntü verilerine dönüştürür. Fotoğraf piksel olarak adlandırılan çok sayıda minik noktacıklarından oluşur. Dijital fotoğrafı görünür kılmak için bilgisayar gereklidir ya da doğrudan doğruya uygun bir yazıcıyla özel bir fotoğraf kağıdına basmak da mümkündür. İlke olarak dijital kameranın bildik kameradan pek farkı yoktur. Nitekim dijital kameranın da obtüratörlü (örtücülü) bir gövdesi, deklanşörü ve objektifi vardır. En önemli farklılık ise normal kameraya film, dijital kameraya elektronik bir bellek kartı yerleştiriliyor olmasıdır.