Güncelleme Tarihi:
Birçok olay sonrasında ve Güneydoğu'da gezerken çalışmalarına sıkça tanıklık ettiğim Hayri Kozakçıoğlu dönemini size biraz anımsatmaya çalışacağım:
15 Ağustos 1984'te başlayan PKK terörünün iyiden iyiye azdığı ve tavan yaptığı 1987 yılında sıkıyönetim kalktı, yerine Olağanüstü hâl geldi. "Süper Vali" lakabıyla bu makama atanan Hayri Kozakçıoğlu, dört yıllık görevi süresince, Güneydoğu topraklarından "manşetlik haberler" eksik olmuyordu.
Bir yandan PKK'nın köy katliamları dahil olmak üzere sürdürdüğü vahşet, öte yandan güvenlik güçleriyle ilgili dinmek bilmeyen "insan hakları ihlalleri" iddiaları Türk ve dünya basının manşetlerini süslüyordu.
Cizre'nin Yeşilyurt köylülerine "insan dışkısı" yedirildiği iddialarıyla birlikte tavan yapan bu manşetler, Kozakçıoğlu'nu iyiden iyiye basınla karşı karşıya getiriyordu.
Tarih 1990 başları... Yer TSYD Levent Lokali... Bilumum matbuat toplanmış, Hayri Kozakçıoğlu'nu dinliyor. Kozakçıoğlu hemen hemen her iddiayı soğukkanlılıkla yalanlıyor, insan hakları ihlallerinin bir anlamda normal olduğunu ima etmeye çalışıyor, basını "milli amigo" olmaya çağırıyordu.
Cengiz Mumay yazdı |
Sadece Yeşilyurt değildi Kozakçıoğlu dönemindeki "manşet".
- PKK terörü Güneydoğu'da iyiden iyiye kol geziyordu. Bu dönemde onlarca köy basılıyor, çocuk kadın demeden yüzlerce kişi öldürülüyordu. Yuvalı, Peçenek, Milan mezraları 30'ar 40'ar ölüyle en ağır bilançoyu yaşıyorlardı.
- Silopi'nin Derebaşı köyünde, bugün çok tartışılan Uludere Roboski benzeri bir olan yaşanıyordu. Altı köylü "PKK'lı" diye kurşuna diziliyordu. Dönemim iktidar partisi ANAP milletvekilleri dahil, parlamento ayağa kalkıyordu. Öldürülen köylülerden biri ANAP Şırnak Milletvekili Kemal Birlik'in akrabası olunca ortalık iyice toz-duman oluyordu. Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu ellerinde güçlü deliller olduğunu açıklıyor ve köylülerin çatışmada öldürülen PKK'lılar olduğunu bildiriyordu. Bunu da ellerinde bulunan 3 tanıkla kanıtlayacaklarını söylüyordu. Ancak daha sonra gazetecilerin ortaya çıkardığı tanıklar Kozakçıoğlu'nu yalanlıyor, köylülerin kurşuna dizildiğini iddia ediyorlardı.
- 1989 yılı başlarında yine çok ses getiren bir diplomatik skandala imza atılıyordu. Uluslararası Af Örgütü Amnesty International'in Türkiye Masası sorumlusu Helmut Oberdiek bir gazeteciyle birlikte Güneydoğu'yu geziyordu. Devletin haberi yoktu. Siirt'in Eruh ilçesine geldiklerinde gözaltına alınıp Emniyet Müdürlüğü'nde alıkonulunca Ankara'da bomba patlıyordu. Olayın vahameti yerel yetkililere Ankara'da anlatılınca Helmut Oberdiek ve yanındaki gazeteciye, "gözaltına alınmadıkları, güvenliklerinin sağlanması amacıyla misafir edildikleri" şeklinde tutanak imzalatılmaya çalışılıyordu. Ancak başarılamıyordu.
- 1989 yılı sonlarında Kozakçıoğlu "süper" yetkilerinden birini Cumhuriyet tarihinde belki de ilk kez hayata geçiriyor, Siirt, Tunceli ve Diyarbakır'dan politikacı, aşiret ağası ve kamu görevlisi altı kişi, üç ay süreyle sürgün ediliyordu.
Günahıyla sevabıyla Güneydoğu'yu dört yıl Olağanüstü Hâl Bölge Valisi unvanıyla yöneten Hayri Kozakçıoğlu'nun intihar ederek yaşamına son verdiği iddiası daha çok konuşulacak gibi...