Bir dönemin belgeselinden... ‘Markopaşa gerçeği’

Güncelleme Tarihi:

Bir dönemin belgeselinden... ‘Markopaşa gerçeği’
Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2001 00:00

1946 yılı demokrasi tarihimizde çok önemli bir dönemeç sayılır. Çok partili yaşama geçerken aydınlara baskılar artmış, karşı devrimci tohumlar ekilmeye başlanmıştır. Atatürk devrimleri bu süreçte saptırılmıştır. Belki de bugünlere geldiğimiz noktanın mihenk taşıdır 1946-50'li yıllar...Rejimin baskısı altında muhalefet yapabilmek ancak mizah dergileriyle olabiliyordu.Sorunları ortaya koyma açısından ‘‘Markopaşacılar’’ önemli bir görev yapmışlardır. Muhalefetin olmadığı yerde aydının, işçinin ve halkın sözcüsü olmuşlardır.Türkiye'nin yanlışları nerede ve nasıl başlatılmıştı? Markopaşacılar, bunları sorguladılar, iktidarı eleştirdiler.İşte Rıfat Ilgaz'ın onlarca kez içeri girip çıkmasına neden olan 'Markopaşaçılar'ın toplandığı 'Markopaşa' nasıl bir mizah dergisiydi?Onun gerçek serüvenini, Mehmet Saydur 'Markopaşa Gerçeği' adlı kitapta toplamış. Çınar Yayınları sahibi oğlu Aydın Ilgaz da basmış. Ilgaz ‘‘Altı yıldır resmi ve özel belgelerde çalışıldı; her satır incelendi ve bu tarihi gerçek ortaya çıkarıldı’’ diyor.Ilgaz ayrıca, 'Markopaşa'nın 19.2.1949 tarihli sayısını aynen bastırmış... Gazetenin ‘‘Markopaşa'nın fevkalade hıyar sayısı’’ başlıklı manşetinde ‘‘Ne gün fırsat bulursa, o gün çıkar. Çıktığı gün 8 ile 9 arasında satılır. 9'da toplamaya başlarlar. Türkiye'de demokrasinin ve basın hürriyetinin miladı olan, işte böyle bir acayip siyasi mizah gazetesi...’’ deniliyor.HIYAR MI SALATA MI?Gazetenin önceki sayısı Adalet Bakanlığı tarafından toplatılmış. Dergi ‘‘hıyar ve hıyarların methiyesini’’ şöyle yapıyor:‘‘Hıyarın Demokratlar meyve, Halk Partililer de sebze olduğunu iddia ederek havayı bulandırıyorlar. Hıyarın ne olduğunun anlaşılması için 4 kişilik bir heyet Langa Bostanı'na, 500 heyet de yabancı memleketlere inceleme için gönderilecektir. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir kısım bilginleri de hıyara, 'salatalık' denilmesini istemektedir. Bu konuda ilmi bir komisyon çalışmalara başlamıştır. Dış memleketten ithal edilen hıyarları, Ticaret Bakanlığı C. S. Köküiçerde eğri olduğu için beğenmemiştir.’’Siyasi iktidar tarafından baskı görmüş; sık sık toplatılmış. İlk sayısı Rıfat Ilgaz tarafından 25.10.1946 tarihinde çıkartılmış. 6 bin adet basılmış ve 10 kuruşa satılmış. Daha sonra 40 bin baskıya ulaştığı sayıları olmuş. Ilgaz, 'yaramaz' yazıları nedeniyle birçok kez içeri girip çıkmış.Markopaşa'nın ilk yazar ve karikatürist kadrosu; Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin ve Mim Uykusuz'dan oluşmuş.YAŞAMININ BİLANÇOSUDerginin 'yaşam' öyküsünün bilançosu şöyle:Kapatıldıkça yeni adlar (Markopaşa, Merhumpaşa, Malumpaşa, Alibaba, Yedi Sekiz Paşa, Hür Markopaşa) almış, taklitleri de (Lapapaşa, Bizimpaşa, Cerrahpaşa) olarak yayınlanmış... 8 sahip ve 10 yazı işleri müdürü değiştirmiş. 1'i teksir makinesi olmak üzere 9 matbaada basılmış. 1'i posta kutusu olmak üzere 10 adres değiştirmiş. İlk ile son çıkış tarihi arasında 3 yıl 4 ay 28 gün yani 176 hafta geçmiş. Haftalık gazete olarak ancak 77 sayı çıkabilmiş; 99 hafta çıkamamış. İlk sahibi Sabahattin Ali öldürülmüş, gazeteler aleyhine 16 dava açılmış, yazarlar toplam olarak 8 yıl 2.5 ay mahkûmiyet cezası almışlardır. Gazete, yazıları ve yazarları için Bakanlar Kurulu kararıyla 11 kez toplanmış; 10'dan fazla sayısı toplatılmıştır. Sıkıyönetim ve mahkemeler tarafından yapılan toplatma kararı ile birlikte bu rakam 25'i bulmuştur.Tüyap Kitap Fuarı'nı bugün gezerseniz çok keyif aldığınız gibi hüzünleneceksiniz de Türkiye'nin gerçeğini gördükçe...Neler yazılmış'Markopaşa Gerçeği' kitabından bazı alıntılar şöyle:‘‘Millet haramilerin elinde’’‘‘Bütün eşekler eşek olarak doğar, eşek olarak ölürler; bütün insanlar hür olarak doğar, eşek olarak ölürler.’’‘‘Zincirli doğup, zincirli ölmüşüz...’’‘‘...Türkiye'nin altına uskur takılarak yüzdürülmek, yahut tepesine pervane takılıp uçurulmak suretiyle çok yakında Amerika'ya getirileceğine hiç şüphemiz kalmamıştır.’’‘‘Misafiri Amerikalı olanın memleketinde pasta kalmaz.’’‘‘Gazetemizi toplatarak bedava reklamını yapan, bizden devamlı şekilde yardımlarını esirgemeyen Basın Savcısı Hicabi Dinç'e teşekkür ederiz.’İnönü, Ankara’da evini hazırladıERDAL İnönü'yü bekleyenler partinin kurulup kurulmaması konusunda endişeli bir havaya girdiler. CHP'liler de, ‘‘İnşallah kuramaz, ortaya çıkıp oyları bölmez’’ diyorlar.Geniş bir kitlenin kafası karışık. Bu konuda çok sayıda faks ve elektronik postadan mesajlar alıyoruz. Genellikle sorulan şu:‘‘Sayın İnönü, hakkınızda yazılanlar için konuşmayacak mısınız? Sizi sevenlerin söylediği gibi bu ayın ortalarında partiyi kuracak mısınız? Sosyal demokrat bir partinin kuruluşunda program ve tüzüğün kamuoyunda tartışılması gerekmiyor mu? Kurucularınız belli mi? Nasıl bir örgüt modeli düşünüyorsunuz?’’Bazı çevreler de, İnönü'nün parti kuracağı işaretini şu bilgiye dayandırıyorlar: ‘‘Ankara'daki evini hazırladı. Artık Ankara'da oturacak.’’Diyanet tefsiri ne oldu?DİYANET İşleri Başkanlığı 1998 yılında bir çalışma başlattı. Yaklaşık 25 ilahiyatçı, Diyanet İşleri Başkanlığı koorinatörlüğünde bir araya gelerek Kuran tefrisi hazırlamaya başladı. Ancak o günden beri tefsir konusunda bir gelişme yaşandığına dair bir bilgimiz olmadı.Eğer, bu tefsir çalışması hálá devam ediyorsa, Diyanet İşleri Başkanı'ndan ricamız, kamuoyunda uzun süredir tartışılan konulara açıklık getirmesidir. Yapılacak tefsir, Elmalılı Tefsiri'nin gölgesinde kalacaksa yayınlanmasının da bir anlamı kalmayacak demektir. Unutmamak gerekir ki, halkımızın din konusunda çok da bilgili olduğu, hurafelerden ya da Arap kültüründen uzak bulunduğu iddia edilemez. Tefsirin kısa sürede tamamlanmasını ya da tamamlanan ciltlerinin en kısa sürede yayınlanmasını Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan rica ediyorum.Ersin TARTAR-Yenibosna-İSTANBUL
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!