Güncelleme Tarihi:
Demirtaş, Uğur Mumcu Meydanı'nda partisince düzenlenen mitingde, büyük insanlık sloganıyla yeni bir yaşamı nasıl inşa edeceklerini ülkenin dört bir köşesinde anlattıklarını belirtti.
Asgari ücretin bin 800 lira olacağına dair vaatleri olduğunu anımsatan Demirtaş, bununla alay edildiğini, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun mitinglerinde bu vaatlerini dile getirdiğinde meydandakilerin bunu yuhladığını söyledi.
Ekonomik sorunların, işsizliğin çözülmesi için ülkede kalıcı barışa ihtiyaç olduğunun altını çizen Demirtaş, "HDP olarak halkımıza güvence sözü veriyoruz. Bizler, bu ülkenin evlatlarının birbirini vuracağı bir ortamı asla artık yaratmalarına müsaade etmeyeceğiz. Sizler barış içinde yaşayacaksınız" diye konuştu.
Demirtaş, hükümet, Başbakan ve Cumhurbaşkanının HDP'nin barajı aşması halinde "Bu ülke için tehdittir" dediğini öne sürerek, 8 yıldır parlamentoda olduklarını, daha güçlü gelecekleri için kendilerinden korkulduğunu savundu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Siirt Milletvekili adayı Yasin Aktay'ın, "Suriye'ye gönderilen tırlarda silah vardı, ÖSO'ya gönderdik" dediğini öne süren Demirtaş, "Şimdi savcılar harekete geçer mi, merak ediyorum. AKP'nin iki numaralı adamı bu adam. Genel başkan yardımcısı, bir itirafta bulunuyor" dedi.
Demirtaş, AK Parti'nin ülkeyi şirket gibi yönetmek istediğini, kendilerinin bunu önlemeye söz verdiğini, vatandaşların şirket çalışanı değil, ülkenin onurlu yurttaşları olduğunu belirtti.
Mursi hakkında verilen idam kararı
Mısır'da seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hakkında idam kararı verenlerin, AK Parti ile işbirliği yapanlar olduğunu iddia eden Demirtaş, "AKP bugün darbeci Sisi ile Suudi Arabistan ve Katar üzerinden işbirliği yapıyor. Mursi'ye verilen idam cezasını AKP'nin durdurma şansı yok. Çünkü mevcut Mısır yönetimi ile iyi ilişkiler geliştirmeye bakıyorlar artık" diye konuştu.
Demirtaş, idamın Mısır'da da İran'da da ABD'de de insanlık suçu olduğu belirterek, "Seçilmiş bir devlet başkanına ve onun etrafındaki yöneticileri hakkında verilen idam kararının gayrimeşru olduğunu ilan ediyoruz. İdam kararını kınıyoruz ve durdurulması için uluslararası kamuoyunun derhal harekete geçmesi çağrısını yapıyoruz" dedi.
"Çılgın dış politika"
Demirtaş, Suriye'de iç barışın sağlanmasının Türkiye'de demokrasinin güçlenmesine bağlı olduğunu kaydetti.
Suriye ve Mısır'daki olayların kışkırtılmasında AK Parti'nin yanlış politikalarının rol oynadığını öne süren Demirtaş, "Eğer HDP burada başarılı olursa bu çılgın dış politikanın durdurulması mümkün olur. O zaman Türkiye tüm Ortadoğu'ya barış eli uzatabilir. Kendi içinde barışını sağlamış gerçek bir demokrasi kalesi olur. AKP'nin güçlenmesi, savaş ihtimalinin güçlenmesi demektir" ifadelerini kullandı.
"Titanik" filmi örneği
Demirtaş, AK Parti'nin, HDP'yi seçim barajı altında bırakma kampanyası yürüttüğünü ileri sürerek, şöyle konuştu:
"Bizler geminin içindeki yoksul yolcular, üçüncü sınıf kamarada, yani geminin alt katında bulunan yoksullar, milyonlar. Geminin üst katındaki zenginler, güvertede keyif çatanlar zannediyorlar ki gemi battığında sadece geminin alt tarafındakiler gider. Üstteki keyif çatanlar da beraberinde batar. Bunlar hiç Titanik'i de mi izlemediler? Alt kattakiler batınca üsttekiler daha erken terk ediyor gemiyi. Bir daha izlesinler Titanik'i bakalım. Üst katta lüks balo salonlarındakiler en başta gemiyi terk ediyor. Gemiyi kurtarmaya çalışanlar yine Titanik'teki yoksullardır. O gemiyi biz kurtaracağız. Türkiye'de Titanik'in batırılmasına izin vermeyeceğiz. Hepimiz bu gemideyiz. Hepimiz bu ülkenin ortak onurlu yurttaşlarıyız. Biz AKP'nin bu çılgınlıklarına elbette izin vermeyeceğiz."
HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da 7 Haziran'da barajı aşarak, seçimden zaferle çıkacaklarını savundu.
Bereketli topraklarda Türkiye halklarının özlemlerini, umudunu ve hayallerini gerçeğe kavuşturmak için bir araya geldiklerini ifade eden Yüksekdağ, “Ne özlüyordu tüm Türkiye, özgürlük, barış. 7 Haziran'da bütün toprakları özgürlüğe kavuşturacağız. Bu savaş, çatışma hükümetini 7 Haziran'da barışın zaferiyle yenilgiye uğratacağız. Savaş ve gerilim siyasetini savunanlar yenilecek. Barış kazanacak, bizler kazanacağız” dedi.
Türkiye'de son 13 yılda, zenginin daha zengin, fakirin ise daha fakir olduğunu öne süren Yüksekdağ, hırsızlık ve yolsuzluk yapanların, haram yiyenlerin sonunun da karanlık olacağını söyledi.
Gittikçe büyüyen ve zenginleşen büyük bir aile olduklarını anlatan Yüksekdağ, şunları kaydetti:
"Biz, büyük insanlık ailesiyiz. 7 Haziran'da büyük tarih yazacağız. İşte bu büyük tarih yazıldığında haksızlık, yolsuzluk, hırsızlık, zulüm ve zorbalık olmayacak. Türkiye toplumu birbirinden koparılmayacak. AKP hükümeti, siyasi iktidar yıllar boyunca kutuplaştırma, düşmanlaştırma ve savaş siyasetiyle ayakta kaldı ama 13 yıl boyunca birbirinden koparılan, birbirinin iyiliğinden, dayanışmasından ve gücünden mahrum bırakılan halkları, partimizin çatısı altında çok büyük bir buluşma gerçekleştiriyor. Onlar savaştırır, bizler barıştırırız.
Onlar ayrıştırır, düşmanlaştırır, biz birleştiririz. Birleştirdiğimiz bu halklar
Türkiye'nin yeni geleceği olacak."
"Bizim için hayır olan, onların başına bela olacak"
Kampanya süresince 60'a yakın seçim bürolarının saldırıya uğradığını savunan Yüksekdağ, bu saldırılardan iktidar partisini sorumlu tuttu.
Türkiye'de barış ve demokrasi dilinin hakim olduğu, gerilimin olmadığı bir siyaseti hep birlikte kuracaklarını ifade eden Yüksekdağ, şunları söyledi:
"Bugün bizim barajı aşmamız karşısında gerilenler, darılanlar işte esas belalarını o zaman bulacaklar. Bizim için hayır olan, onların başına bela olacak ama bütün Türkiye halklarının geleceği hayırlıdır. Bütün Türkiye halkları, Halkların Demokratik Partisi ile bu barajı aşacak çünkü. 7 Haziran'da bütün nehirlerimiz özgür akacak, gürül gürül denizle kucaklaşacak. İşte o zamana kadar bütün gücümüzle hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz."
Demirtaş ve Yüksekdağ, miting sonunda milletvekili adaylarıyla katılımcıları selamladı, güvercin uçurdu.