Güncelleme Tarihi:
İstanbul’da lise 3. sınıf öğrencisi olan Münevver Karabulut’un cesedi 3 Mart 2009’da Etiler’deki bir çöp konteynerinde bulundu. Başı bir gitar kutusunda, gövdesi ise bavuldaydı. Cinayeti işleyen erkek arkadaşı Cem Garipoğlu tam 197 gün sonra ailesi tarafından polise teslim edildi. Yargılandı, 24 yıl hapis cezası aldı. 10 Ekim 2014 günü, tek başına kaldığı Silivri’de 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde intihar etti. Münevver’in ölümünün üzerinden 14, Cem’in intiharının üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen komplo teorileri gündemden düşmedi. Şimdi biraz geri saralım, korkunç cinayetin bir yıl öncesine gidelim...
LİSELİ KIZ HAYATININ AŞKINI TANIR
Münevver Karabulut lise son sınıf öğrencisiydi, üniversite sınavlarına hazırlanıyordu. Babası Süreyya Karabulut o dönemde Fener Rum Patrikhanesi’nde aşçılık yapıyordu. Münevver’in annesi Nagehan Karabulut ise ev hanımıydı ve MS hastasıydı. Münevver, 2008 yılının Kasım ayında kardeşi Enver’in de olduğu bir arkadaş ortamında Cem Garipoğlu ile tanıştı. İyi anlaştılar, birbirlerine cep telefonu numaralarını ve mail adreslerini verdiler. O günden sonra irtibatları sürdü.
OYSA KÖTÜLÜK YANI BAŞINDADIR
Cem’in babası Mehmet Nida Garipoğlu, ünlü işinsanı Hayyam Garipoğlu’nun kardeşiydi. Kendisinin de birçok şirketi vardı. Çevresindekilerin anlattıklarına göre Cem birkaç dil konuşan kibar bir gençti. Bir süre Çin’de bile yaşamıştı. Münevver’le çok ilgileniyordu. Her gece mesajlaşıyorlardı. Münevver havalarda uçuyordu. Kimsenin görmediği günlüğüne, “İnşallah bu yıl bizim yılımız olur” diye yazmıştı. Ancak Cem çok iyi biri gibi görünse de cinayetten sonra anlaşıldı ki Münevver’in mesajlarını kendi bilgisayarında oluşturduğu “Zeytinburnu Sürtüğü” isimli bir klasörde biriktirmişti.
ANNEYE SON TELEFON...
Cem, Münevver’e sürpriz doğum günleri yapıyor, romantik ve mükemmel bir âşık rolü oynuyordu. Cinayet günü de okul çıkışı Münevver’i kapıda özel arabasıyla bekliyordu. Genç kız saat 17.00’de annesini arayıp, “Servisle gelmiyorum. Arkadaşlarla kafeye gidiyorum. Merak etmeyin” dedi. İkili bir süre sonra Cem Garipoğlu’nun Bahçeşehir’de ailesinin kaldığı villaya gitti. O gece çok güzel başlamıştı. Ancak ilerleyen saatlerde gelen korkunç ölüm onun da, film gibi başlayan bir öykünün de sonu oldu.
GİTAR KUTUSUNDA BİR KESİK BAŞ
Kâğıt toplayıcısı Emin Delidolu 3 Mart 2009 günü saat 20.30’da Etiler, Dilek Yıldızı Sokak’taki çöp konteynerinin kapağını açtı. Bir gitar kutusu ile çekçekli oldukça güzel bir valiz gördüğü için çok sevinmişti. İkisi de iyi para edebilirdi. Gitar kutusunu eline aldığında, bir daha hayatı boyunca etkisinden çıkamayacağı ve asla çöp konteyneri karıştırmayacağı bir manzarayla karşılaştı. Kesik bir baş ona bakıyordu. Çevreden gelenlerle birlikte polisi aradı. Polis birkaç dakika sonra olay yerindeydi. Valizin içinden de genç kadının ikiye katlanmış haldeki bedeni çıktı. Olay yeri inceleme ekipleri daha geniş bir alana ihtiyaçları olduğunu söyleyince çöp konteyneri bir çekiciye yüklendi ve Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün önüne götürüldü.
CEM KAYIPLARA KARIŞTI
Polis ekipleri titiz bir çalışma yürüttü. Genç kadının çantasından kimlikleri ve banka kartı da çıkmıştı. Ceset, 17 yaşındaki Münevver Karabulut’a aitti. Anne, kızının Cem Garipoğlu ile olduğunu söyledi... Polisler, Münevver’in kardeşi Enver’i de yanlarına alıp Bahçeşehir’e gitti. Saat 23.30 sıralarıydı. Yani Münevver’in cesedinin bulunmasının üzerinden sadece 3 saat geçmişti. Ekipler Şelale Evleri Sitesi, 73 numaralı villayı sora sora bulduklarında Cem Garipoğlu çoktan kayıplara karışmıştı. Polis ekipleri evdekileri bir yere toplayıp içeride arama yaptı. Luminal ışıkla baktıklarında, temizlik yapılmış olsa da ev neredeyse kan gölü halindeydi. Münevver’in tırnaklarından kopan parçalar bile duruyordu.
ADLİ TIP’TAKİ SPERM SKANDALI
Münevver Karabulut’un Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsisinde 13’ü kafasında toplam 29 kesikle öldürüldüğü belirlendi. Tespitlere göre, başı henüz sağken kesilmişti. Ayrıca vücut ve giysilerinde birden fazla erkeğe ait tükürük ve sperm kalıntıları vardı. Ancak daha sonra Münevver’in kıyafetlerinde bulunan sperm kalıntılarının, başka bir cesede yapılan otopsi sırasında bulaştığı ortaya çıktı. Münevver’in ailesine bu skandal nedeniyle tazminat ödendi. Fakat otopside çıkan en ilginç sonuç bu değildi. Münevver’in hemen boynunun altında V şeklinde iki kesik ile vücudunda paralel olarak yapılmış kesikler vardı. Ayrıca sırtında toprak izleri de bulunmuştu. Bu tespitler Münevver’in sadist bir ayine kurban gitmiş olabileceği iddialarını gündeme getirdi.
197 GÜNLÜK FİRAR
Cem Garipoğlu adeta sırra kadem basmıştı. Polis her yerde arıyor ama bulamıyordu. Herkes olağan şüpheliydi. Polis 16 farklı ilde 106 adrese baskın düzenledi ama katil hiçbir yerde yoktu. Cem’in Ermenistan’a, Rusya’ya ya da ABD’ye kaçtığı konuşuldu. Dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Cem Garipoğlu’nun yurtdışına çıktığıyla ilgili bir bilgi olmadığını açıkladı. Bu süreçte baba Mehmet Nida Garipoğlu tutuklandı. Sahibi oldukları Burgaz Rakı başta olmak üzere şirketlerinde mali denetimler başlatıldı. Bu gelişmeler üzerine Cem Garipoğlu tam 197 gün sonra, 17 Eylül 2009 günü avukatı tarafından Bakırköy, E-5 Karayolu üzerindeki bir büfenin önünde polislere teslim edildi. Ancak Cem’in 197 gün nerede saklandığı hiç bilinemedi.
TÜM AİLESİNE DAVA
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Cem ve babası Mehmet Nida Garipoğlu’na ‘tasarlayarak canavarca hisle öldürmek’, cinayetin işlendiği evi temizleyen annesi Makbule Garipoğlu’na ‘suç delillerini yok etmek’, amcası Hayyam Garipoğlu ile çalışanları Habib Kurt, Mehmet Karakayalı ve Ahmet Batur’a ise Cem’i sakladıkları gerekçesiyle suçluyu kayırmaktan dava açtı. Birleştirilen davalarla ilgili ilk duruşma 26 Şubat 2010’da Bakırköy Adliyesi’nde görüldü. Mehmet Nida Garipoğlu’nun avukatlığını şimdi büyükelçi olan Metin Feyzioğlu üstlendi. Karabulut Ailesi’nin avukatı ise Rezan Epözdemir oldu.
KISKANIP ÖLDÜRMÜŞ!
Cem Garipoğlu duruşmada lise öğrencisi olduğunu söyledi, Münevver’i bazı aşk mesajlarını yakaladığı için kıskançlıktan çılgına dönüp öldürdüğünü öne sürdü. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi davayı 18 Kasım 2011’deki duruşmada karara bağladı. Cem Garipoğlu’na ‘çocuğa karşı, tasarlayarak, canavarca bir hisle ve eziyet ederek öldürmek’ suçundan 24 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme hiç indirim yapmadı. Aynı suçtan yargılanan Mehmet Nida Garipoğlu ise beraat etti. Cem’in annesi Tülay Makbule Garipoğlu suç delillerini gizlemek ve yok etmekten, Hayyam Garipoğlu ile çalışanları Ahmet Batur, Mehmet Karakayalı ve Habib Kurt ise suçluyu kayırmaktan 3’er yıl hapis cezası aldı.
KOĞUŞTA İNTİHAR ETTİ AMA KİMSE İNANMADI
Cem Garipoğlu dava sürecinde Metris 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kaldı. Cezası kesinleşince ise Silivri 5 No’lu Cezaevi’ne sevk edildi. Diğer mahkûmlar ona zarar vermesin diye tek kişilik koğuşta kalıyordu. İnfaz koruma memurları 10 Ekim 2014 sabahı sayım için odasına girdiğinde Cem’in kendisini asarak intihar ettiğini gördü. İntihar büyük yankı uyandırdı. Kimileri ölmediğini, kaçırıldığını söylüyordu. Kısacası bu intihara pek inanan yoktu. Soruşturmayı yürüten savcılık tüm şüpheleri ortadan kaldırmak için Cem Garipoğlu’nun Adli Tıp’ta yapılan otopsisini saniye saniye kayıt altına aldırdı. O kayıtlar soruşturma dosyasına da girdi. Cem Garipoğlu sadece aile üyelerinin katıldığı bir törenle Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi.
NİYE YENİDEN GÜNDEM OLDU
Münevver Karabulut cinayetinin yeniden gündeme gelmesinin nedeni, oyuncu Nilperi Şahinkaya’nın sosyal medya hesabından paylaştığı bir fotoğraftı. Nilperi Şahinkaya’nın yanında arkadaşı Melis Çatak ile Münevver’in katili Cem Garipoğlu’nun kız kardeşi Sakine Garipoğlu vardı. Bu fotoğrafın ardından Garipoğlu Ailesi’nin, Münevver’in öldürüldüğü evden getirdiği kanlı kanepenin üzerinde çekilmiş mutluluk pozları da tekrar ortaya çıktı. Sosyal medyada dönen ve çok büyük tepkilere yol açan bir başka fotoğraf ise, Sakine Garipoğlu’nun paylaştığı ileri sürülen, boynuna V şeklinde ağzı açık bir makasın dayandığı bir heykel fotoğrafıydı. Münevver’in otopsisinde boynunun hemen altında V şeklinde kesikler tespit edilmişti. Bu yüzden fotoğrafın Münevver cinayetine atıf yaptığını iddia edenler de oldu.
KARABULUT AİLESİ’NİN AVUKATI: CEM’İN AİLESİ HASSASİYET GÖSTERMELİ
Münevver’in ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, paylaşımlarla ilgili Hürriyet’e açıklama yaptı: “Cem’in ailesinin sosyal medyada ve diğer mecralarda yaptığı paylaşımlar kamuoyu vicdanını rahatsız ediyor. Münevver’in ailesi ciddi travma yaşıyor. İnsanlar hâlâ öfkeli. Cinayetin işlendiği evdeki kanlı kanepenin üzerinde poz vermek, maktülenin boynunda ters V şeklinde kesik varken gündeme gelen görüntüyü paylaşmak ya da fütursuzca Türkiye’nin dört bir yanında eğlence fotoğraflarını paylaşmak kabul edilemez. Ceza hukuku alanında cezada şahsilik evrensel prensiptir ama bununla birlikte özellikle bu ve bu gibi olaylarda, topluma mal olmuş olaylarda ilgililerin çok daha hassasiyet göstermesi lazım. Mezarın açılması, fethi kabir yapılması için de savcılığa başvurumuz reddedildi. Bunun üzerine de Adalet Bakanlığı’na kanun yararına bozma başvurusu yaptık. Bunun sonucunu bekliyoruz.”
MÜNEVVER’LE BİRLİKTE ÖLEN VİLLA
Münevver Karabulut’un öldürüldüğü villa Bahçeşehir Şelale Evleri Sitesi, 73 numaradaydı. Villa, Mehmet Nida Garipoğlu’nun sahibi olduğu Akmaya şirketi tarafından Zeki Yangın’dan kiralanmıştı. Cinayetten sonra Garipoğlu Ailesi bir daha oraya uğramadı. Yıllarca hayaletli bir şato gibi boş duran villa, geçen günlerde bölgedeki evlerle birlikte kentsel dönüşüm sebebiyle yıkıldı.
EVİN NEŞE KAYNAĞIYDI
Münevver çok pozitif, hayattan keyif alan bir genç kızdı. Annenin MS hastalığı nedeniyle zor zamanlar geçiren Karabulut Ailesi’nin de tek neşe kaynağıydı.