Bir Başkentin 8000 Yılı

AÇILIŞ GECESİNDEN FOTOĞRAFLAR

Başbakan Erdoğan, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nin (SSM), İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı işbirliği ve Sabancı Holding sponsorluğunda düzenlediği “Efsane İstanbul: Bizantion'dan İstanbul'a-Bir Başkentin 8000 Yılı” sergisinin açılışını yaptı.

Açılışta konuşan Erdoğan, bu heyecan verici sergiyi düzenledikleri için tüm katkı ve emek verenlere teşekkür etti.

Erdoğan, 2003'te yine Sakıp Sabancı Müzesi'nde “Floransa Saraylarında Osmanlı Görkemi” sergisini gezdiğini ve

orada merhum Sakıp Sabancı ile sohbet ettiğini anlatarak, “O gün bana, 'Bir tek ceketimi aldım, çıktım. İşi profesyonellere bıraktım. Profesyonellere saygım çoktur' demişti. Arkasında bıraktığı bu eşsiz eserleri, eşsiz kültür, sanat, bilim eserlerini ve faaliyetlerini görünce, kendisini, sanayi dünyasını ve iş anlayışını bir kez daha takdir ettim. Bugün bir kez daha kendisini rahmetle yad ediyorum” diye konuştu.

Bugün burada tarihi bir sahneye, tarihi bir ana şahitlik ediyor olmanın heyecanını duyduklarını ifade eden Erdoğan, İstanbul'un 8 bin yıllık tarihinin yurt dışından 40, yurt içinden de 19 olmak üzere 59 müzeden toplanan eserlerin bir araya gelmesiyle ilk kez bu kadar kapsamlı şekilde sergilendiğini kaydetti.

İstanbul'un zaten başlı başına bir açık hava müzesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu açık hava müzesine İstanbulluların veya Türk insanının bazı darbeler vurduğunu anlattı.

Erdoğan, bu gerçeği görmek ve bunu tespit etmek gerektiğini, bunu belediye başkanlığında da yaşadığını, başbakan olduktan sonra da yaşamaya devam ettiğini kaydetti.

�

“AYNI SOKAKTA 8 BİN YIL ÖNCESİ VE BUGÜN”

Aynı sokak içerisinde 8 bin yıl öncesini de bugünü de görebilmenin İstanbul'da mümkün olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sadece toprağın üstünün değil, altının da hazinelerle dolu olduğunu bizzat Marmaray kazılarında gördüğünü ve denizin altından çıkan eserlerden bunun çok açık anlaşıldığını belirtti.

Erdoğan, bugünkü sergide, İstanbul'da artık görülemeyecek ve görülmeyen, İstanbul'dan kaçırılmış, tarihin değişik dönemlerinde yağmalanmış, yurt dışında bulunan 500'ü aşkın eserin bir arada görülebileceğini söyledi.

Serginin son günü olarak ilan edilen 4 Eylülün belki yıl sonuna kadar uzatılabileceğini ifade eden Erdoğan, şu anda 503 olan eser sayısının da yıl sonuna kadar artabileceğini kaydetti.

Bu tür sergilerin kurulmasının zaman aldığını, daha fazla insanın burayı gezebilme imkanını yakalayabilmesinin çok önemli olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İstanbul ile ilgili çok bilinen bir efsaneyi hatırlatmakta fayda görüyorum. Bildiğiniz gibi Bizans adlı kral falcıya gider ve bir şehir kurmak istediğini, kendisine bir yer tavsiye etmesini söyler. Falcı da 'Şehrini körler ülkesinin karşısına kur' der. Tavsiyesi budur. Bizans, bugünkü Sarayburnu'na gelir, karşıya bakar ve karşıda bir ülke olduğunu görür. 'Bunlar şehri niye buraya kurmamışlar. İşte körler ülkesi burası olmalı' der ve şehrini kurar. Elbette bir efsane, ama üzülerek ifade etmeliyim ki İstanbul'da yaşayıp denizi görmeyen, İstanbul'un hazinelerini hissetmeyen, İstanbul'un tarihini teneffüs etmeyen hemşehrilerimiz var. Ben bunu da ciddi bir körlük olarak görüyorum. Bunu aşmamız lazım. Bu körlüğü, bu görmezliği aşma noktasında hükümet olarak çok ciddi çalışmalar yürüttük, yürütüyoruz.”

Başbakan Erdoğan, başta ilgili devlet bakanlıkları, Kültür ve Turizm Bakanlığı, büyükşehir ve ilçe belediyeleri olmak üzere, tüm güçleriyle İstanbul'un hazinelerini ortaya çıkarmanın gayretini gösterdiklerini vurgulayarak, bu gayretlerinin sivil toplum örgütleri, üniversiteler, kültür ve sanat çevrelerince de desteklenmesinin kendilerini ayrıca memnun ettiğini kaydetti.

Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“İstanbul bize bir emanet. İstanbul bize tarihin emaneti, insanlığın emaneti. En önemlisi de Fatih Sultan Mehmet'in, şehitlerimizin, gazilerimizin emaneti. Bu emanete gözümüz gibi baktık, bakıyoruz ve ebediyen de bakacağız. İstanbul'un fethinin 557'nci yılında ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında bu güzel sergiyi gerçekleştirdikleri için başta Bakanım Hayati Yazıcı'ya ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç'e teşekkür ediyorum. İstanbulluların hatta Türkiye genelinde imkanı olan vatandaşlarımızın bu emsalsiz sergiyi kaçırmamalarını, bu tarihi sergiye tanıklık etmelerini, İstanbul'un heyecanını burada tarihten bugüne doya doya teneffüs etmelerini diliyorum.”