Güncelleme Tarihi:
Japonya'da hayat oyununun ‘‘takım ruhu’’yla oynanmasına başkaldıran gençler, sürüden ayrılıp ‘‘özgün birey’’ olarak kabul görmek için bir süredir eğlenceli bir provokasyona giriştiler. Bu provokasyon, 80'li yılların İngiliz punklarına parmak ısırtan çılgın kılıklar üzerine kurulu.
Günboyu Tokyo'nun Omote Sando bölgesinde ‘‘takılan’’ ve birbirinden yaratıcı giysileriyle yeni bir akım başlatan Japon gençleri, Benetton'un ekmeğini provokasyondan kazanan fotoğrafçısı Oliviero Toscani'nin dikkatinden kaçamadı.
Genç Japonlar, Benetton'un 1999 ilkbahar ve yaz koleksiyonunun yer aldığı katalogda Toscani'nin objektifine doğal halleriyle yakalandılar. Kataloğun önsözünü de provokatif yazılarıyla Japon edebiyatında kendine şimdiden önemli bir yer açan genç yazar Banana Yoshimoto yazdı:
‘‘Bana uyacak bir elbise arıyorum. Hiçbir yerde bulamadığım. İç yaşantımı dışa vurabilecek doku ve renkte. İşte ben buradayım dedirtip, bildiğim ve sahip olduğum bütün imajlardan beni sıyırıp alacak...’’
Yeni kataloğunun tanıtıldığı basın toplantısına katılarak çılgın giysileriyle ortalığı şenlendiren gençler, ‘‘Japon toplumu bizi bir ekibin parçası olmaya itiyor. Biz de buna kendi tarzımızla karşı çıkıyoruz. Tek tip olmanın kabul gördüğü bir toplumda farklı bireyler olarak ortaya çıkıyoruz. Hoşgörü ve karşılıklı anlayışın gelişmesini istiyoruz’’ diyerek başlattıkları akımın amacını açıkladılar.
Geleneksel Japon giysileri ile Batılı giysileri yaratıcılıkla birbirine karıştıran Japon gençlerinin bu tarzı, belki de geçici bir heves olarak görüldüğünden anne babaları tarafından hoşgörülüyor. Rivayete göre, anne babalar bir kaç yıl içinde bu görüşlerinde haklı çıkıyorlar. Çünkü bu gençler, 22 yaşından itibaren tek tip insan fabrikası büyük Japon şirketlerinin ağına takılıyor ve mecburen kendi giysilerini çıkarıp, şirket üniformalarına bürünüyorlar. Çılgın giysiler ise hoş bir gençlik hatırası olarak dolaba kaldırılacak olsa bile Japon toplumunda değişim isteğini temsil ediyor.