Eğer takatiniz varsa 10 gün hiç durmaksızın müzik dinleyebiliyorsunuz. Bu kadar yetenekli bir cihazın, tüm bir yaşam biçimini etkilmesi ve hatta dönüştürmesi kaçınılmazdı. ABD’de 2005’teki bir araştırmaya göre, üniversite kampuslarında iPod, biradan bile daha popüler. Papa, beyaz iPod Nano’sunda Beethoven ve Chopin dinlediğini açıkladı. Amerikan senatörü ve eski first lady Hillary Clinton ile Başkan George W. Bush, politik görüşlerinin yanı sıra iPod’larına yükledikleri şarkılarla da karşılaştırılmaya başlandı. Dünyanın en ünlü modacıları iPod kılıfı yapmak için birbirleriyle yarıştı. AIDS’e karşı verilen savaşta bayrak oldu. Hakkında pek çok kitap yazıldı, yüzyılın en önemli ikonu olduğu söylendi, başarısının sırrı araştırıldı. İşte çağımızın fenomeni, birkaç hafta önce beşinci yaşına giren iPod.
iPod hayatımıza 23 Ekim 2001’de girdi. Apple şirketinin kurucu ortağı ve CEO’su, bilgisayar ve eğlence sektörünün dünyadaki en önemli isimlerinden Steve Jobs, basın mensuplarının karşısına çıktığında elinde küçük, beyaz bir cihaz tutuyordu. Apple Macintosh’un bilgisayarla uyumlu, 5 GB kapasiteli, bin şarkıyı cepte taşınır hale getiren bir cihaz geliştirdiklerini açıkladı.
iPod piyasaya çıktığı andan itibaren, müzik dinleme alışkanlıklarına dair bilinen ne varsa değişti. Cebimizde binlerce şarkıyla dolaşmaya, otobüs duraklarında klip izlemeye başladık. Bundan beş yıl evvel bu küçük (ve gittikçe küçülen) cihazın, yüzyılın icadı olacağını kimse tahmin edemezdi. Oysa iPod, 2001’den bu yana tüm dünyada 60 milyon adet satmayı başardı. Bu kadar çok satılmasını hızlı gelişimine, sürekli yenilenmesine ve teknolojiye ayak uydurmasına borçlu.
ARKASINA İSİM YAZDIRMAK MODAPiyasaya çıkışından sadece beş ay sonra, Mart 2002’de ikinci nesil iPod’lar satılmaya başlanmıştı bile. Cihazın kapasitesi iki katına çıkmıştı. Bundan üç ay sonra da, bu kez 20 GB’lik versiyonuyla tanıştık. Artık Windows ile kullanılabiliyordu, kulaklığı üzerinde de bir kumandası vardı. Arkasındaki metal yüzeye isim veya yazı yazdırma modası bu dönemde başladı. Üçüncü neslin üretildiği Nisan 2003’te müjdelendi. Daha bakar bakmaz diğerlerinden farkı anlaşılıyordu. Kapasitesi 30 GB’ye kadar çıkmıştı. Öncekilerden daha inceydi.
Bir yıl sonra iPod Mini piyasadaydı. O güne kadar sadece beyaz renkte üretilen iPod’un artık tam beş rengi bulunuyordu: Gümüş, altın, mavi, pembe ve yeşil. Artık hoparlör de bağlanabiliyordu.
Bir yıl sonra 6 GB ve 4 GB’lik yeni Mini’ler çıktı. Altın rengi iptal edilmiş, pil süresi 18 saate çıkmıştı. Mini model, iPod’a önemli katkılar sağladı. Fiyatı pek yüksek bulunmasına rağmen, pek çok kişi bu dönemde bir iPod edindi. Halihazırda sahip olanlar ikincisini aldı. Apple Mini’nin üretimini Eylül 2005’te durdurduğunu açıkladı.
Popülarite artıkça özel modeller gelmeye başladı. Ünlü müzik grubu U2’nun adını ve How to Dismantle an Atomic Bomb albümünün renklerini taşıyan Special Edition, 2004 Ekim’inde piyasaya sürüldü. Diğerlerinden farkı dış yüzeyinin siyah, navigasyon tekerleğinin kırmızı olmasıydı. Arkasındaki metal yüzeyde grubun imzası bulunuyordu. Bu cihaz 20 GB kapasiteyle hálá üretiliyor.
Aynı dönemde iPod Photo da sahnedeydi. En önemli özelliği ekranının renkli olmasıydı. 5 santimlik, 65 bin renk LCD ekran, yüklenen fotoğrafları görüntüleme imkanı veriyordu. Yani müzik arşivinizin yanı sıra fotoğraf arşivinizi de iPod’ta saklayabiliyordunuz. TV ekranına bağlayarak slayt gösterisi yapabiliyordunuz. Modelin müziğe katkısı ise, şarkı çalarken içinde yer aldığı CD’nin kapağının ekranda görünmesi oldu. Ocak 2005’te Shuffle modeli çıktı. Şimdiye kadar üretilen en küçük iPod unvanına sahipti. Üzerindeki şarkıları her seferinde farklı bir sırayla çaldığından bu ismi almıştı.
Kendisi bir devrim olan iPod’un, kendi içinde gerçekleştirdiği devrim, Eylül 2005’te piyasaya sürülen iPod Nano’ydu. Siyah ve beyaz iki rengi vardı. İçinde şarkının yanı sıra sesli kitap, fotoğraf ve kişisel bilgilerinizi taşıyabiliyorsunuz.
Apple bundan bir ay sonra beşinci nesil iPod’u çıkardığını duyurdu. Uzun süredir beklenen bu cihazın özelliği video da oynatabiliyor olmasıydı. Yani artık şarkıların kliplerini de izleyebiliyordunuz. Canı sıkılan, metroda çıkarıp TV dizilerini ve Pixar’a ait kısa filmleri seyredebilirdi. Pili, müzik dinlerseniz 14 saat, video izlerseniz iki saat dayanıyordu.
IPOD’UNA BAK KİM OLDUĞUNU ÖĞRENKullanıcılar tüm müzik ve fotoğraf arşivlerini iPod’unda taşımaya başlayınca, cihaz bir tür kimlik özelliği kazandı. Birinin karakterine dair ipuçları aranıyorsa, iPod’una göz atmak yeterliydi. Ünlü isimlere röportajlarda, iPod’larında hangi şarkıların bulunduğunu sormak adet oldu. iPod’ları olup olmadığı sorulmuyordu bile.
Bu sayede Papa 16. Benedikt’in beyaz iPod’unda Beethoven ve Chopin dinlediğini, Vatikan Radyosu’nu takip ettiğini, Dick Cheney’nin tam bir Carpenters hayranı olduğunu öğrendik. Teknolojik zamazingolara bayılan modacı Karl Lagerfeld’in tam 70 iPod’u vardı. Bazıları beyaz ama büyük çoğunluğu metalik pembeydi. Eski Amerikan Başkanı Bill Clinton’ın eşi, senatör Hillary Clinton, iPod neslinde yerini biraz geç aldıysa da çabuk ısındı. 58 yaşındaki Clinton, 1960 ve 1970’li yılların insanı olduğunu, kocasının doğum gününde hediye ettiği iPod’unda 1000 şarkı bulunduğunu açıkladı. Tercihleri arasında Aretha Franklin’den Respect, Beatles’dan Hey Jude, The Eagles’tan Take It To The Limit vardı.
George W. Bush da, spor yaparken iPod’unu yanından ayırmayanlardan. İkiz kızları doğum günü hediyesi olarak almış. Papa II. Jean Paul’ün cenazesinden dönerken kulağında Van Morrison’dan Brown Eyed Girl ve John Fogerty’den Centerfield çınlamaktaydı. Şarkıları yükleyecek vakti olmadığından, bu görevi kişisel işlerine bakan yardımcısı Blakes Gottesman’a havale etmiş. Gottesman’ın söylediğine göre Bush, kendisinden hiç hoşlanmayan şarkıcıların şarkılarını sevmekteymiş.
VİBRATÖRDEN AYAKKABIYA iPOD UYUMLU ÜRÜNLERBazıları iPod’un hiç de öyle yüzyılın icadı filan olmadığını, başarısını pazarlama ve reklam stratejisine borçlu olduğunu, tüm ünlü isimlerin eline birer tane tutuşturulduğundan bu kadar çok sattığını düşünüyor. Peki o zaman nasıl oluyor da kendi başına koca bir sektör yaratıyor?
Cihazdan ve Apple tarafından üretilen aksesuvarlarından bağımsız, deyim yerindeyse kocaman bir yan sanayi var. Her gün iPod ile uyumlu bir ürün çıkıyor piyasaya. Sadece iPod kostümleri tasarlayarak para kazanan şirketler var. iAttire.com web sitesi, yanınızdan ayırmadığınız sevgili iPod’unuz için çeşitli kostümler satıyor. Peri kızından balkabağına veya Drakula’ya, pek çok kılığa sokabilirsiniz iPod’unuzu. İç çamaşırı bile bulabilirsiniz.
Konu efsaneleşmiş bir obje olunca, moda sektörü de kayıtsız kalmadı. Louis Vuitton, üzerinde klasik monogramının bulunduğu iPod kılıfları çıkardı. Böylece iki arzu nesnesi bir araya gelmiş oldu. Marc Jakobs’ın da bir iPod kılıfı koleksiyonu bulunuyor.
Kısa süre önce Levi’s, iPod uyumlu bir jean pantolon ürettiğini açıkladı. Bu pantolonu giyenler, üzerinde bulunan düğmeler ve kablolar sayesiyde iPod’larını kolayca kullanabiliyor.
H2O Audio, su altında da iPod dinlemek isteyerler için tasarlanmış, su geçirmez bir kılıf. ABD’de bir firma, hem tuvalet kağıtlığı hem de iPod işleme ünitesi olan bir alet piyasaya sürdü. Adı iCarta. Su geçirmez hoparlörüyle, tuvalette de rahatlıkla müzik dinlemenizi sağlıyor. Tuvalete girdiğinde fantezileri canlananları da unutmadılar. iBuzz, kadınlar için iPod’a takıldığında müziğin ritmine göre çalışan vibratör geliştirdi.
Nike’ın iPod uyumlu bir spor ayakkabısı var. iPod Nano’ya bağlanan ayakkabı sayesinde zaman, mesafe, yakılan
kalori ve hız verileri iPod’ta depolanıyor ve ekranda gösteriliyor. Kulaklıktan sesli bilgi de veriliyor.
iPod koltuğu, müzik dinlerken rahat etmek isteyenler için. Cihazı koltuğun girişine takıyorsunuz, iki yandaki hoparlörler sayesinde müzik dinliyorsunuz. Bir de iPod görünümlü yastık var. Elbette sadece yastık olmanın çok ötesinde bir ürün. Bunun da içinde hoparlörler bulunuyor. Üzerindeki tuşlar da gerçekten çalışıyor. Yani iPod’unuzu yastığa bağladığınızda, yastığın üzerindeki düğmelere basarak komut verebiliyorsunuz. MGA oyuncak firması tarafından üretilen beşiği iPod’a takarsanız, sallanırken ninni çalıyor.
General Motors ve Ford’a ait 2007 model otomobillerin yüzde 70’inden fazlasında müzik sistemi olarak iPod kullanılıyor. Apple bu konuda Audi, Ferrari, Honda, Nissan ve Volkswagen ile de işbirliği yapıyor.
MÜZİKTE DOWNLOAD DÖNEMİ YARATTIiPod, müzik sektörünü de baştan aşağı değiştirdi. Müzikseverler plakçılara gidip albüm satın almak yerine, internetten indirmeye başladı. Albüm satışları hızla düştü. Albüm satışlarından para kazanma devrinin sona erdiği, müzik piyasasının altüst olacağı sanıldı. Bunun üzerine belirli bir ücret karşılığı şarkı yükleyebildiğiniz, yasal siteler oluşturuldu. Müzisyenler albümlerini mp3 formatında satmaya başladı. Böylece tüketici, parasını ödeyip tek tek şarkı yükleyebiliyordu. Tabii bu konudaki atılım da Apple’dan geldi. Çevrimiçi müzik ve video mağazası iTunes’u yarattılar.
Rock grubu Third Eye Blind’tan Stephan Jenkins gibi bazı açıksözlü müzisyenler, 45’lik döneminden bu yana ilk kez, bir iki sıkı şarkı yüzünden koca bir albüm doldurmak zorunda kalmadıklarını söyledi. Müzik alışverişi internete kayınca, internet şarkıcıları ortaya çıktı. DJ’ler bile longplay’leri bir kenara atıp, iPod’la dolaşmaya başlamıştı. Çünkü iPod uyumlu DJ cihazları yaratılmıştı.
Her ünlü marka gibi hayır işlerine de yatırım yapmaya başladı iPod. Tüm dünyada AIDS ile savaş çerçevesinde düzenlenen kampanyaya Apple da, iPod Nano Red Special Edition ürünü ile destek verdi. U2’nun solisti Bono ve Boby Shriver tarafından oluşturulan Red hareketi için dünyanın en simgeleşmiş firmaları, ürünler hazırladı. Ürünlerin gelirinin bir bölümü, doğrudan Afrika’da HIV/AIDS’ten etkilenen kadın ve çocuklar için oluşturulmuş küresel fona aktarıldı. Carolina Herrera, Judith Leiber, Donna Karan, Sean Combs gibi isimler, meme kanserine karşı düzenlenen Fashion Targets Breast Cancer kampanyası için birer iPod kılıfı tasarladı.
iPod bir arzu nesnesi. Peki dünya üzerinde 60 milyon kişinin sahip olduğu bir şey nasıl olup da arzu nesnesi olmaya devam eder? Steve Jobs, Newsweek editörü Steven Levy’ye geçen ay durumu şöyle özetliyordu: "Bu, herkesin dudağı var diye sevgilinizi dudağından öpmek istememek gibi bir şey. Zaten havalı olalım diye bir derdimiz yok. Sadece yapabileceğimiz en iyi ürünü yapmaya çalışıyoruz. Eğer aynı zamanda havalı bulunuyorlarsa, eh bu da süper."