Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2001 00:00
KIBRIS'ta iki halk bir arada yaşayabilir mi? Başbakan Ecevit'e göre yaşayamaz. Türkler soykırıma uğrar.Kıbrıs'ta çözümü bu şekilde değerlendirmek ancak çözüm karşıtı bir zihniyet ile mümkün olabilir.Evet sinirler geriliyor. Avrupa Birliği'nin olumsuz etkisi yok mu? Tabii ki var. Ama şantaj kokulu tepkilerle bir yere varmak mümkün değil. Neden bu üslup tercih ediliyor? Yoksa, 11 Eylül sonrası gelişen koşulların Türkiye'nin önemini arttırdığı yorumlarına fazla mı bel bağlanıyor? Sebebi ne olursa olsun, bu üslup yanlış. 10 yıldır meydan okuyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni abad etmekten ilhaka kadar çeşitli kararlar alıyoruz. Sonuç? Kocaman bir hiç. Kendimiz söylüyor, kendimiz dinliyoruz. Buna da dış politika diyoruz.* * *KIBRIS Rum Yönetimi'nin Avrupa Birliği'ne üyelik başvurusuna hazırlandığı dönemde, ABD'nin Kıbrıs özel temsilciliği görevini yapan Büyükelçi Nelson Ledsky dün İstanbul'daydı. National Democratic Institute adına bir toplantıya katılacaktı. Daha o zamanlarda Ledsky, Rumların AB'ye başvurusuna karşı çıkmış ve ‘‘Eğer bu başvuru yapılacaksa mutlaka iki taraflı olmalı. Yoksa yanlış olur’’ demişti.Nitekim, dün görüşme fırsatı bulduğum Büyükelçi Ledsky, Avrupa Birliği sürecinin, Kıbrıs'ta çözümü engellediğini tekrarladı.‘‘Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler denetiminde sürdürülmesi gereken çözüm sürecini torpilliyor.’’Ledsky, Kıbrıs sürecinin etkili aktörlerindendi. BM barış görüşmelerinin önemli adımlarından olan Fikirler Dizisi'nin mimarı. Bu kadar etkili olmasına rağmen, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi'nin sorunu Avrupa parametrelerine taşımalarını engelleyememişti. ‘‘Şimdi ise durum tam arapsaçı’’ dedi Ledsky, ‘‘Herkes kendi pozisyonunda ısrarlı. Tehdit edici üslup kullanılıyor. Bu da tehlikeli gelişmelere neden olabilir.’’Nasıl düzelecek? ‘‘Türk hükümeti artık elini taşın altına koymalı.’’Yani?‘‘Denktaş dostumdur. Ama Türkiye'nin geleceğini, Avrupa ile ilişkilerini Denktaş'ın yönlendirmesine terk etmek doğru değil. 1991 yılında Türk hükümeti aktif olarak işin içindeydi. Şimdi, dizginler Denktaş'ta, Türkiye'nin kaderini o tayin ediyor.’’Türkiye ne yapmalı?‘‘Devreye girmeli. Aktif diplomasiyi hayata geçirmeli. Kıbrıs sorunu, Türkiye ve Yunanistan'ın da devreye girmesiyle çözülebilir ancak.’’* * *YUNANİSTAN, Kıbrıs için zaten devrede. Avrupa Birliği içinde bu konuyu bir an bile ıskalamıyor. Bir tek Türkiye hiçbir şey yapmıyor. Helsinki'de başlayan geri sayım hızlandı. Avrupa Birliği Kıbrıs'ı tam üyeliğe alacak. Tehdit savurup oturmak hiç bir yere götürmüyor. Kıbrıs'ta soykırımı değil, iki halkın bir arada nasıl yaşayacağını ve bunun için neler yapılabileceğini konuşan bir hükümet gerekiyor.
button