Bir anda nasıl canavar oldum

Güncelleme Tarihi:

Bir anda nasıl canavar oldum
Oluşturulma Tarihi: Şubat 17, 2002 02:19

Nilgün Erçakar, geçen ay Sahilyolu'nda aşırı hız yüzünden direksiyon hákimiyetini kaybedince, otomobiliyle karşıdan gelen taksinin üzerine düştü. Şoförü ağır yaralayan bayan sürücü, dehşet anlarını anlattı.

Ailesinin tekstil şirketinde, finans koordinatörü olarak çalışan ve 4 yıllık sürücü olan 26 yaşındaki Nilgün Erçakar, 18 Ocak'ta sınava yetişmek için Audi A3 otomobiliyle Yeşilköy'den yola çıktı. Erçakar'ın, İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Fransızca Öğretmenliği bölümünde sınavı vardı. Sınav saat 10.45'te başlayacaktı ve saat 10.10'du. Sınava gecikme endişesiyle gaza basmaya başladı Erçakar. Transit yola geçti ve hızla gitmeye başladı.

Zeytinburnu'nda, eski çimento fabrikası önündeki viraja girerken, aynaya baktı. Arkası boştu. Ön tarafta da araç yoktu. Sola doğru dönen viraja girdiğinde, önce vücudu sağa doğru çekildi. Hızının biraz fazla olduğunu hissetti. Ters eğimli virajda otomobil de sağa çekti.

‘‘Viraja girdim artık, frene basmamam lazım’’ diye geçirdi içinden. Ayağını gazdan çekti. Sağ refüje doğru yaklaşan otomobili kontrol etmek için hafifçe sola kırdı. O sırada sağında denizi gördü. Endişeyle, otomobili sola çekmek için bir hamle daha yaptı.

Dışarıda yağmur çiseliyordu. Otomobilin ön tekerlekleri, direksiyona verilen sola dön komutunu yerine getirirken, arka taraf sağa doğru kayarak sürüklenmeye devam etti. Sonra da 102 beygir gücündeki, yaklaşık bir tonluk otomobil lastik top gibi havaya sıçradı.

HAVA YASTIKLARI

Nilgün Erçakar, bir daha hiç yaşamak istemediği o anı anlatıyor:

‘‘Bir patlama sesiyle hava yastıkları açıldı. Hissizleşmiştim. Kendi kendime ‘Bu kadar hızlı gitmesen ölmeyecektin' dedim. Her şeyin bittiğine karar verdim. Sonrasını hatırlamıyorum.’’

Sonrası trafik kayıtlarına şöyle geçti:

‘‘Sürücü Nilgün Erçakar idaresinde bulunan 34 UN 7030 plaka sayılı oto, Derimod önüne geldiğinde, orta refüjü aşarak kuzey yola geçmiş ve burada seyretmekte olan sürücü Adem Çakmak'ın sevk ve idaresindeki ticari otonun üzerine düşmüştür.’’

‘‘Kendime geldiğimde, direksiyona sıkı sıkıya tutunmuş, beni dışarı çıkarmayın, babama haber vermeyin diye bağırıyordum. Birini öldürdüğümü, beni linç edeceklerini sanıyordum’’ diyor Nilgün Erçakar.

TAKSİCİ YARALANDI

Nilgün Erçakar, bu korkunç kazadan, sol bileğinde bir sıyrık, başında birkaç çürükle kurtuldu. Taksi sürücüsünün kaburgaları kırıldı.

İlk şoku atlattıktan sonra yeniden otomobil kullanmaya başlayan Nilgün Erçakar, ‘‘Canavarı çok derine gömdüm. Bir daha çıkmasına asla izin vermeyeceğim’’ diyor. Ve ekliyor:

‘‘Kader bana ikinci bir şans daha verdi. Onu iyi kullanacağım.’’

Kazayla ilgili soruşturma sürüyor ve dava yakında açılacak.

Utancımdan ‘geçmiş olsun‘a gidemedim

Nilgün Erçakar'ın otomobiliyle üzerine uçtuğu taksi sürücüsü Adem Çakmak'ın kaburga kemikleri kırıldı. Erçakar'ın ailesi, Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi'ne yatırılan sürücünün tedavi masraflarını, çalışamadığı için yaşadığı maddi kayıpları karşıladılar. Aileye maddi destek verdiler. Nilgün Erçakar, hastaneye bir kez bile gitmedi. Kendi deyişiyle gidemedi. ‘‘Çok utandım’’ diyor Nilgün Erçakar: ‘‘Neredeyse ölümüne yol açacağım birinin yüzüne nasıl bakacağımı bilemedim. Ona ne diyebilirdim ki?.. Geçmiş olsun demek çok istedim ama gidemedim.’’

80 km ile çarpınca ölüm kaçınılmaz

Herkesin
‘‘yavaş’’ olarak nitelediği 80 kilometre hızda yapılan çarpışma testine göre ölüm neredeyse kaçınılmaz. İnsan daha yüksek hızlarda olabilecekleri düşünmek bile istemiyor.

Çarpışmadan 26 milisaniye sonra ön tamponlar araca gömülür.

Kendi ağırlığının 30 katı bir kuvvetle araç frenlenir.

Kemer takmayan sürücü ve yolcular, 80 kilometre harekete devam ederler.

39 milisaniye sonra sürücü, koltuğuyla birlikte 15 santim öne fırlar.

44 milisaniye sonra sürücünün göğüs kafesi direksiyona çarpar.

50 milisaniye sonra araç ve içindekiler, ağırlıklarının 80 katı kuvvetin etkisinde kalır.

68 milisaniye sonra sürücü, 9 tonluk bir kuvvetle gösterge paneline çarpar.

92 milisaniye sonra sürücü, yanındaki yolcuyla birlikte başını ön cama çarpar ve başından ölümcül bir darbe alarak ön camdan fırlar.

113 milisaniye sonra, sürücünün arkasında oturan yolcu, sürücü seviyesine yükselir. Başı sert bir şekilde koltuğa çarpar.

150 milisaniye sonra sessizlik egemen olur. Cam, çelik, plastik parçaları yere düşer.

Ortaya çıkan enerji inanılmazdır. Bu enerji, bir ton ağırlığındaki otomobili 30 metre havaya fırlatabilir.

Zeytinburnu'ndaki eski çimento fabrikası önünde bulunan virajda kontrolden çıkan Nilgün Erçakar'ın otomobili, yaklaşık 500 metre sağa sola yalpa vurarak ilerledikten sonra Derimod satış mağazası önünde refüje çarptı. Top gibi havalanan otomobil, karşı yönden gelen taksinin üzerine düştü.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!